Ana içeriğe atla

Mavi Lacivert, Turuncu Beyaz Adana...

Yanlışları biz yaptık, biz mahkum ettik başarısızlıklara bu kenti. Mazimizle avunur hale biz getirdik kendimizi. Muharrem Gülergin'i yaşatmak için forma bastırdık ama yeni Gülergin'ler çıkaramadık. Yenilmez Armada'yı kitaplarla anlattık ama yüzme branşımız çoktan kapatılmıştı...

UEFA'ya katılmakla övündük ama yok olmakla yüzyüzeydik o övüncü yaşarken. Türkiye 1. Ligi'ne gol kralı çıkardık, 1. Lig'in adı bile değişeli yıllar oldu.

Bunu biz yaptık. Galatasaray'ı getiremedik 5 Ocak'a... Yaklaşamadık bile. Deviremedik Fenerbahçe'yi içeride dışarıda, kök söktüremedik Beşiktaş'a...

Mobellaspor ile oynadığımız dönemlerdeki galibiyetlere çılgın gibi sevinen kuşakları biz yetiştirdik. Elimize silgimizi aldık ve başladık kendimizi silmeye. Biz kendimizi silerken hızlandı değişim bu kentte... Kültürümüzü silmeye başladık, kentimize bağlılığımızı hafızamızın karanlık köşelerine attık. Sonra ne mi oldu?

Bir maça gittik, bir Süper Lig takımı şampiyon olmuş. Tribünde belirgin kırmızılıklar var. Bir diğer Süper Lig takımı Avrupa kupalarında tur atlamış. Sokaklarda kornalar, asılan bayraklar. Evlerinde Adana Demirspor'a, Adanaspor'a ait bir toplu iğne bulundurmayanlar devasa üç atlı bayraklarını asmışlar bu kente. Bu bayraklar öyle yerlere asılmış ki; güneş doğmuyor kentin üzerine. Onların gölgesi kaplamış kenti.

Hayır, bu gidişe dur diyenlerden olmalıyız. Bu kent ne sarı kırmızı, ne sarı lacivert ne de siyah beyaz olmalı. Tarihine sahip çıkamayan bir kent, bir toplum hayal dünyasında yaşadığını sanarken aslında bataklıkta çırpınmaktadır. Sadece kültürünü silmemekte, geleceğini de mahkumlaştırmaktadır. Güzel bir yaşam için kendini İstanbul'a bağımlı hisseden bir nesil, özünde bulamadığı mutluluğu, televizyon başında yakalamaya çalışan bir nesil, sporumuzun içinde bulunduğu durumu adeta resmetmektedir.

Oysa o bayrakların arkasında güneş parlamakta, gökyüzü masmavi. İzin vermeyelim işgalin sürmesine. Neslimize sahip çıkalım ki; onlar da şehirlerine sahip çıksınlar. Bugün başarıyı üç atlının Adana'da açtığı futbol okulunda öne çıkmak olarak gören anlayışa karşı savaşmalıyız. Başarı bu kente gelmeli. Adanalılık mazi olmamalı. Benim kentimde benim takımlarımın bayrakları dalgalanmalı, benim zafer şarkılarım söylenmeli, benim başarılarım konuşulmalı ve sadece benim futbol okullarım olmalı.

Gelir amaçlı bile olsa bu tür girişimlere artık dur denilmeli. Genel olarak Adana'da, özel olarak tesislerimizde BAŞKA BİR FORMA, BAŞKA BİR BAYRAK İSTEMİYORUZ. Bu hale bu kenti biz getirdik, bu gençleri biz harcadık, şimdi biz kurtaralım. Ankara Tayfası olarak her türlü fikri yardıma hazırız. Yeter ki; şehrimizde Marmara kokmasın...

Yorumlar

kebabman dedi ki…
Bu gencleri biz harcadik,onlari simdi biz kurtaralim cumlene cani gonulden katiliyorum.
Bizim kulup yapisi altinda baska bir kulubun spor kulubu olmamali.
Eski bir Adanali futbolcumuz ADS'nin, BJK pilot takimi olmasini isteyen Adana BJK liler Dernegi baskanina soyledigi soz anlamlidir.
Biz onlara pilot olacagimiza ,onlar bize hostes olsunlar :-)
Adsız dedi ki…
İstanbul takımlarının Türkiye genelinde hegemonya kurdukları aşikar.Fakat biz şehrimizdeki gençlere kendi şehrinin takımını sevdirebilirsek ve bu takıma destek verdikleri takdirde en az üç büyükler kadar başarılı olabileceğini anlatabilirsek amacımıza ulaşırız diye düşünüyorum.Örneğin tuttuğu takımın her maçını yerinde izleyebilmenin avantajından bahsedebiliriz insanlara...Böylece evinde İstanbul takımlarının lisanslı ürünlerini barındırıp Adana takımları başarısız olduğunda küfreden zihniyetler belki biraz azalır.

Eser Cömertler
Ozan dedi ki…
yazılacak o kadar çok şey varki bu konuda, bitmez. ama öncelikle takımlarımızı ne yapıp edip süper lige çıkarmamız gerek bence, ondan sonra bu savaşımız daha kolay başarıya ulaşır.
goztepemiz.net
Hasan Ü. dedi ki…
turuncu beyaz Adanaya asla katılmıyorum Adanademirspor gencleri kendisine yapılan yanlısları unutmamalı. Geçen seneki davranısları unutmayalım. Kardeslik cagırıları tek taraflı olmamalı. Bu kadar iyi niyetli olmayalım. Daha düne kadar varlıgımızı yok sayıp Adana turuncudur diye bas bas bagıran rakip takımlar her gol attıgı zaman ayaga zıplayan bizi sampiyonluktan eden bir takımla kardes olacagıma mavi lacivertli bu kutsal bu formayı bırakim mezara girim daha iyi!! MASMAVİ ADANA!!
Onur BİÇER dedi ki…
Hasan Bey, kimse ile kardeşlikten söz etmiyorum. Ancak şunu kabul etmek gerekir. Bir Adanalı üç atlı forması giyeceğine Adanaspor forması giysin. Sevsek de sevmesek de Adanaspor bu kentin takımıdır. Rekabetimiz ayrıdır, dünyaya bakışımız ayrıdır ama iki takım da bu kentin takımıdır. Lütfen olaya bu şekilde bakalım ve yazının farklı yerlere kaymamasına özen gösterelim. Adana'yı masmavi yapmak için gösterdiğimiz çaba inkar edilemez. Şahsi açıklamamdır, şehri İstanbul'a boyayacağıma turuncuya boyamayı tercih ederim, sonra da formamla mezara girerim meraklanmayınız.
Hasan Ü. dedi ki…
Ne kadar yanlıs bir tutum içerisindesiniz. Üç büyükleri tabiki savunmuyorum. Fakat Adanayı turuncuya boyamak. Bizim için Adana önemli değil arkadasım. Biz DEMİRSPORLUYUZ HERSEYDEN ÖNCE! Adanaspor takibiki bu kentin takımıdır. Ama bu çağrınız iki taraflı olmalıdır. Geçmişte pek çok iyi niyet çabamız o seyirci toplulugu tarafından SUİSTİMAL!! edilmiştir! Rekabetimiz var diye formalarını giyelim o zaman maçlarına gidelim. Benim için Adanadan önce Demirsporluluk ruhu önemlidir! 3 büyükler sehrime yerlesecekse Ben Demirsporluyum. Demirspor formasını giyerim onlara karsı! Varlıgımı birliğimi inkar edenlere sırf iyilik güzellik olsun diye TEK TARAFLI Bİ ŞEKİLDE!!! o yer bezi formayı giymem Teşekkürler
Onur BİÇER dedi ki…
Hasan Bey, yorumunuz için teşekkür ederim. Tekrar vurgulamam lazım sanırım. Konunun özünde Adanaspor ile hiçbir ilgisi yok. Geçmişte yaşananları hepimiz biliyoruz. Ne Adanaspor'u kendime kardeş görüyorum, ne centilmenlik adına formasını giyerim ne de başka bir şey. Endişem tartışmanın bu yönde uzaması. 3 büyükler şehrime gelirlerse ben Demirsporluyum diyorsunuz, ben de diyorum ki üç büyükler şehrinizin tam orta yerindeler ve siz Demirsporlusunuz. Ancak gençlerimize Adanalılığı ve Demirsporluluğu yeniden anlatmak için, kentine sahip çıkan bireyler yaratmak için ne yapılabilir, bunu gündeme getiriyorum bu yazıda. Adanaspor'a vurgu yapmamın sebebi, kentte yer alan futbol takımlarının kent ile birlikte tepe taklak olduğunu göstermekten ibarettir. Artık bu kentten başarı çıkmadığını göstermekten ibarettir. Eğer bu kentin bir takımı başarılı bir diğeri başarısız olsa idi İstanbul hegemonyasının sebeplerini Adana genelinde değil, Demirspor özelinde düşünürdüm. Ama gerçek gün gibi ortada, bu konuda Adana suçlu. Nerede Adanaspor'u övmüşüm, anlayamadım, bu tartışmadan çıkarılabilecek en son sonuca yönelmişsiniz.

Ben kentin diğer takımını sevmem, kendimi sevmek zorunda da hissetmemm. Mümkün olduğunca da yenmek ve başarılarımla ezmek isterim. Ama bu düşüncelerimin bu tartışmada nasıl bir yere oturacağını kestiremiyorum. Düşünüyorum olmuyor, siz söyleyin bari...
Adsız dedi ki…
Koyu bir adanasporlu olarak,bu yazıyı yazanın ellerine sağlık diyorum.Kelimesi kelimesine katılıyorum.Teşekkürler Ankara tayfası.Siteyi takibe devam...
Adsız dedi ki…
Bir Adanasporlu olarak ilk kez size katılıyorum.İçeride her nekadar bir birimize karşı kavgalı olsakta marmaraya karşı bir olmalıyız.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.