Ana içeriğe atla

Bugün Neredeyiz?


Tamam, artık gerçekten bunlar son röportajlar, şimdilik.




Bugün "Taraf" gazetesindeyiz. Dostlar 18.sayfada olduğumuzu söylediler. Ben henüz göremedim, bulunduğum yerin mahrumiyet bölgesi olması nedeniyle.
Mondiali Antirazzisti gündeminden farklı olarak yazın alanında Yavuz'la benim bazı çabalarımız oluyordu bu sıralar. Aslında son iki sene diyelim ve Yavuz'un bu işte aslan payı olduğunu ekleyelim.

Bu çabalarımız meyvesini çok yakında (gerçekten çok yakında) verecek. Şimdilik aşağıya bir logo ekleyeyim, ayrıntıya girmeyeyim ve birazcık gizem yapayım.



Yorumlar

Adsız dedi ki…
Yaklaşık 2 yıl önce , Tanıl Bora bir yazısında çıtlatmıştı bu gizemli olayı. O günden beridir merakla bekliyoruz bizde . Biraz daha bekleyelim bakalım. kolay gelsin sizlere...
T.Egemen
Jose Marti dedi ki…
Röportajı yapan Armağan'a çok teşekkür ediyoruz. Bu kadar samimi bir ortam beklemiyordum.
Küçük düzeltmelerimi blogdan paylaşayım; mustafa "seneye almanların düzenlemesini talep edeceğiz"i şaka olsun diye söylemişti. Ben Leeds Unitad'lı taraftar grubu değil, Leeds'li taraftar grubu demiştim; ayrıca G8 işini hallettilerin altı daha doluydu(g 8 protestoları nedeniyle yaşanan vize sıkıntısında bavullarımızda yer alan-hasta siempre- pankartı nedeniyle ülkeye protesto için geldiğimiz zannedilerek girişimizin engellenebileceği ihtimaline karşı italya polisine hitaben italyanca yazı yazıldığını belirtmiştik). Ama ulusal yayın yapan bir gazetede bütün hepsini yazmak için iki sayfa ayırmak gerekirdi, herhalde.
Bizim ifade eksikliklerimiz de olmuştur tabi, ben tekrar Armağan'a teşekkür ediyorum.
Bu arada takım posterindeki "kara yavuz" ve "sarı yavuz" isimleri muhteşem olmuş :)
Antidoto dedi ki…
bu düzeltmeler doğrudur ve sebebi de belirtildiği gibi yer sıkıntısıdır genel olarak.benim yanlış aldığım bir iki ufak notun da etkisi olabilir.ayrıca ben sizlere teşekkür ediyorum bu yaptığınız muhteşem şey için.
armağan.
Hüseyin A. dedi ki…
nayırr son değill nyalan söylüyorsun son olmadığını biliyorsun :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...