Ana içeriğe atla

Antirazzisti'den-6

"Böyle bir etkinlik Türkiye’de yapılabilir mi?" Şu andaki futbol kültürüyle oldukça zor görünüyor. Akşamları tezahüratlar hep birlikte söylenirken, kimse kendi sloganını önplana çıkarmaya çalışmıyordu. Bizde olsa, bunu bizden çaldınız, önce biz yaptık kavgası alır yürürdü. Keza, futbola siyaseti bulaştırmayalım sözü bu kadar yerleşmişken, bu yönde bir işi organize etmek oldukça güç görünüyor. Mondiali Antirazzisti, hem yerel yönetimlerden hem de başta Istoreco olmak üzere çok sayıda sivil toplum derneğinden kurumsal destek alıyor.

Akşamları, kitleyi birleştiren belli başlı sloganlar-şarkılar vardı; bunlardan en kısası ve en çok katılıma sahne olan, "Berlusconi-Pezzo di Merda!" yani "Berlusconi, bir parça b.ksun"du. Bir diğeri, "Ho nello mia ce una malattia che non va piv via e la polizia-bastardi!" yani "şehrimde temizleyemediğim tek pislik var, o da polis."

İki kısa video:
Tıklayın: http://www.youtube.com/watch?v=xXaZisbk1jw
http://www.youtube.com/watch?v=NzysP_Jfy5g

Arada bir söylenen ve not edebildiğimiz sloganlardan biri de, "La dissoccupazione ti ha dato un bel mestiere, mestiere di merda carabinieri" yani "işsiz olmak, carabinieri olmaktan daha iyidir." Carabineri, bizdeki jandarma-çevik kuvvet karışımı, bir tür toplum polisi; statlarda ve sokaklarda taraftar gruplarına kök söktüren cinsten... Bir tanesi de oldukça neşeli: "Rispettiamo solo i pompier, rispetto si, solo per i pompieri pero" yani, "biz sadece itfaiyeye saygı duyarız, yalnızca itfaiyeye". Üniformalılara sert bir bir gönderme!

Çav Bella da hala harekete geçirici gücünü koruyor; her gece en az 3-4 kez söylendi şarkı. Birkaçında biz de Türkçesi'ni girdik; ilgiyle dinlendi ve yoğun alkış aldı. Bir de, bir klasik müzik ezgisini htırlatan, Mustava'nın "hücum marşı"na benzettiği bir melodi var. O da saatlerce karşılıklı olarak söylendi durdu. Bunun Demirspor versiyonunu, tribünlerimize kazandıracağız eminim... "oooo"lar hala kulağımda!

Bizden birkaç fotoyla, kendi Antirazzisti serimin sonuna geleyim; sanırım diğer arkadaşlar fırsat bulduklarında kendi izlenimlerini yazacaklardır.

İtalyanlarla sohbet:





Alman ekibiyle:



Festival radyosuna konuk olduk:





Yunanistan'dan Radical Fans United fanzini editörü Sotiris'le söyleşi;





Duvar gazetemiz:



28.12.1940:





Umarım ki seneye daha kalabalık katılır ve daha aktif biçimde etkinliğin gidişatını etkileriz.

Yorumlar

Metin dedi ki…
Tebrik ederim Ankara Tayfası, Adana Demirspor adını böylesine güzel bir etkinlik dahilinde ve layıkıyla zikrederek, dünyanın çeşitli noktalarına dolaylı ve direk olarak adımızı duyurdunuz. Umuyorum daha sonraki etkinliklerde Türkiye'den daha fazla katılım gerçekleşir, ve siz, ve biz Adana Demirspor camiası bu öncülüğünüzden dolayı tarihimizdeki gururlarımıza bir yenisini daha ekleriz.
Onur BİÇER dedi ki…
Umarım besteyi bir şekilde kaydetmişsinizdir.
Adsız dedi ki…
arkadaşlar size manyaksınız desem ayıp etmiş olur muyum? öylesiniz çünkü... ya gerçekten inanılmaz bişey... mükemmel ...

en alttaki foto 10 numara...O tişörtlerden temin edebilir miyiz acaba? mümkün mü öyle bişey?
mustava dedi ki…
teşekkürler arkadaşlar, elimizin erdiğince, imkanlarımız elverdiğince demirsporun adını yüceltmeye çalışıyoruz. son 15 senede unutulmaya yüz tutan değerlerimizi yeni nesillere aktarmaya çalışıyoruz. çabamız budur...

@barad-dur
hocam bu tişört şimşekler grubu tarafından 2-3 sene önce çıkartılmıştı. şu an piyasada bulman ne yazık ki imkansız. ama başka güzel ürünlerimiz de var. blogun sağ tarafında store linkinden inceleyebilirsin. yardımcı oluruz ;o)

sen bu sene haydarpaşa demirsporu şampiyon yapıyor musun, yapmıyor musun, onu söyle. gerisi kolay :D
Adsız dedi ki…
@mustava
teşekkür ederim inceliyim.

Valla hocam 1. Amatör'e çıkardık.Şansımız iyi giderse inşallah Süper Amatör'e bu sene... :)
mustava dedi ki…
takipteyiz barad-dur. ;o)

"manyak mısınız" demişsin ya, lokomotif haydarpaşamızın şampiyonluk maçında tribünde bizi gördüğünde anlarsın manyaklığımızın sınırlarını. :D
Adsız dedi ki…
hahahahaa pes derim valla o zaman :))
Adsız dedi ki…
Vertumnus o turuncu beyaz LogoLu radyoya nasıL konuk oLursun.
YazıkLar oLsun :)

Burhanettin
AnAvArzA dedi ki…
maç yapılan çimler bizim köyün merasını anımsattı bana, ceyhan, ağaçlı çeçen köyü'nün merasını yani

köy maçlarında o sahada maç yapılırdı ben çocukken

ben maçlara iştirak edemediğim için eş dostun donu mintanı, evrağı cüzdanı tarafıma teslim edilir, kale arkasında bir "sırt" yığınının yanında keyifle maçları izlerdim

sonradan ali sami yen'in saha kenarında sayısız maç izledim ama o zamanlarda aldığım futbol keyfinin yanında "sol"da sıfır kalır

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...