Ana içeriğe atla

Açılışta Alişan...

Sezon açılışı yaklaştıkça programımız da netleşmeye başladı. Benim açımdan Livorno maçının kesinleşmesini beklemekten başka yapacak bir şey yok. Yönetimden ekstra hiçbir talebim de yok, Livorno gelsin dünya gözüyle bir Adana Demirspor - Livorno maçı izliyim, torunlarıma kadar anlatacağım. Dedelerinden tiksinecek kadar çok dinleyecekler o anıyı, eminim...

Bu arada Livorno'yla görüşmeler süredursun, yönetim Alişan'ın açılışımızda bir konser vereceğini açıkladı. Televizyonda rastladığım birkaç sefer dışında ben tanımam etmem Alişan'ı, şarkılarını bildiğimi de söyleyemeyeceğim. Umarım uygun bir ücret karşılığında (ya da belki ücretsiz?) geliyordur, önemli olan bu. Gönül ister ki Livorno'yla beraber Grup Yorum gelsin, Fidel Castro onur konuğu olsun, Komintern ruhu dirilsin Adana'da yeniden toplansın...Sonu yok bunun :) O yüzden şimdilik Livorno dışında yönetimin yapacağı tüm programla mutabıkım. Bir tek şöyle bir talebim olabilir; Adana'da Demirspor şarkılarından, tezahüratlarından oluşan bir albüm hazırlandı/hazırlanıyor. Alişan'ın sahneye çıkmasından önce bir Demirspor korosu, hazır ses ve sahne düzeni de kurulmuşken mini bir konser verirse harika olur. Hem albümün tanıtımı yapılır hem de tüm Demirsporlular sanıyorum gelebilecek her müzik grubundan, şarkıcıdan daha çok keyif alır bu durumdan.

Peki, özel olarak Alişan'ın davet edilmesinin bir sebebi olabilir mi? Sanırım böyle bir sebep var. Benim bildiğim Bekir Başkan, bu tip konularda ön çalışmalarını çok dikkatli yürüten biri, ekibi de öyle. Alişan'ın daha önce 4 sezon Edirne Osmanlıspor'da top oynadığını, sonrasında kardeşinin de oynadığı Halil Rıfat Paşaspor'un kaptanlığını yaptığını mutlaka öğrenmiştir. Hatta, Halil Rıfat Paşa formasıyla Nişantaşıspor'a 1 gol attığını, İstanbul Demirspor'a karşı da forma giydiğini biliyordur. Alişanlı Halil Rıfat Paşaspor'un İstanbul Demirspor'u yendiğini de...

Bu durumda, konserden önce bir dostluk maçı organize edilir. Bekir Başkan'la Alişan karşı karşıya gelir. Bekir Başkan, İstanbul Demirspor'u yenmenin hesabını sahada sorar derim...Çok uzattım, güzel dileklerimle bitireyim:

Başkan Gol! Gol! Gol!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...