Ana içeriğe atla

Tartışma ve Adım Atma Zamanı

Bekir ÇINAR yönetimi yeni dönemde de beklentiler doğrultusunda kulübümüzün idaresini üstlenecek. Kendisine başarılar diliyorum. Belirsizlik süreci artık ortadan kalktığına göre gündeme getirilmesi gereken hususları konuşmaya başlayabileceğimizi düşünüyorum.

28 Mayıs gecesi hepimizi üzdü, kendimizi bir an da olsa güçsüz hissettik, şimdi görüyoruz ki; evet maddi açıdan çok iyi durumda değiliz ama temelimiz sağlam. O cüz'i miktardaki paranın tabana yaygınlığı, kulübe kulübün asıl sahibinin olması gerektiği gibi sahip çıktığını gösteriyor bize.

Bu noktada yönetime uygulanmasından memnuniyet duyacağımız bir takım öneriler sunalım:

Madem bu kulübün sahibi taraftar, madem biz halkın takımıyız, bir hayal kırıklığı ile bile olsa halkın kendi imkanlarından artırdıkları ile kulübüne katkı sunma çabasına yönetim "hayır" dememeli ve yardımları iade etme fikrinden vazgeçmelidir.

Tam da arzuladığı desteği iş adamlarından bulamadığı bu dönemde halkına dönmeli ve hızlıca SMS kampanyası başlatmalıdır. Bunlardan elde edilecek gelir kulübü ihya etmeyecektir, ama kendi tabanının kulübüne daha aktif destek vermesini sağlayacaktır.

Öte yandan bir diğer SMS kampanyası ile maç anlatımları esnasında taraftar görüşlerinin altyazı ile geçmesini sağlayacak bir sistem üzerinde çalışılmalı ve hem kanala hem kulübe gelir getirecek bir projeye imza atılmalıdır.

Kulübe üyelikler gözden geçirilmeli, üye alımlarına hız verilmeli, üyelik aidatlarını ödemeyenler ile ilgili olarak gerekli girişimler başlatılmalıdır. Kurulan iletişimler sonrasında aidat borcunu ödemeyen kişilerin kalması durumunda bu isimler öncelikle deşifre edilmeli, buna rağmen tahsilat sağlanamayan kişilerin kulüple ilişiği kesilmelidir.

En önemli hususu en sona sakladım. Bu kulüpte ŞİRKETLEŞME ARTIK TARTIŞILMAYA BAŞLANMALIDIR.

Tekrarlıyorum:

-Yardımlar iade edilmemeli
-Doğrudan gelir sağlayacak SMS kampanyası başlatılmalı
-Taraftar görüşlerinin televizyonda yayınlanmasına imkan veren SMS uygulamasına geçilmeli
-Üyelik aidatlarının tahsili yönünde gerekli adımlar atılmalı
-Şirketleşme tartışmaya açılmalıdır...

Yönetimin atacağı olumlu adımları bekliyoruz.

Yorumlar

emre dedi ki…
abilerim saygısızlık gibi algılamanızı asla istemem ..kurduğunuz her bir cümle gercekten doğru ama şirketleşme tartışmaları baslamalı cumlesi yanlş..madem biz halkın takımıyız diye baslyan bir cumle var yazıda..biz halkın takımıysak sırketlesmenın söz konusu bile olmaması gerektiğini dusunuyorum...saygılarımla
göktuğ dedi ki…
Şirketleşme=Halka arz , blog satış yapmazsan , belirli bir oranın üstünde satış yapmazsan şirketleşme ile halka kolay şekilde ulaşabilirsin.Şirketleşmeyi bir firmaya yada bir şahsa ait olmak gibi düşünmeyelim...
Onur BİÇER dedi ki…
Emre bize sunduğun hiçbir katkı ile saygısızlık yapmazsın. Öncelikle teşekkür ederim, bu yorumun sayesinde tartışma başladı. Zaten tam da demek istediğim bu, takım şirketleşmeli ama tek kişinin şirketi olmamalı. O kadar çok hisseye ayıracaksın ki kulübü ve bu hisseler halka satılacak ki; kulübün sahibi yine halk olacak. Bir kişi çıkıp da kulübü satıyorum da diyemeyecek, bir kişi ben bırakıyorum, kapanırsanız kapanın da diyemeyecek. Düşünsene bu kulübün atıyorum onbinde biri sana ait, onbinde biri bana ait. Toplamına bakınca örneğin bu kulübün %70'inin sahibi taraftar, hakkaten taraftar, elinde kapı gibi hisse senedi var. Yani demem o ki; şirket olmak halkın takımı olmamak demek değildir, doğru şirketleşirsen.
yavuzy dedi ki…
UEFA kriterleri, yakın zamanda takımları şirketleşmek zorunda bırakacak; 3 yıl 5 yıl herneyse; ama bu bir şekilde bize TFF aracılığı ile dayatılacak. Bu zorunluluğa karşı neler yapılabilir, bu dayatmanın etrafından nasıl dolanılır ve ilkelerimize aykırı bir şey gerçekleşmez-bunun yollarını düşünmek lazım.

Yine de açık bir şekilde ifade etmem gerekirse, ilke olarak ben tsbii ki şirket takımı olmaya karşıyım, sonuna kadar direnilmesi taraftarıyım.
yavuzy dedi ki…
Bugüne kadar şirketleşen kulüplerden, borsaya açılanlar dışında hiçbirinin, Onur'un söylediği tarzda bir yapıya bürünemediğini ve yine kişilere bağlı kaldığını da belirtmek gerek, hatta geçen yıl Sakaryaspor, şirket olmaktan çıkıp yeniden dernek statüsüne dönmüştü. Haberini bloga koymuştuk zamanında...
Onur BİÇER dedi ki…
Bunlardan ders çıkartıp şirketleşmek gerek diye düşünüyorum. Aslında şirketleşme temel anlamında ben de karşıyım ama bu bize dayatıldığında her şeyi çok acele bir şekilde yapmak zorunda kalacağız ve ister istemez sağlıksız bir şirketleşme yapısı ile karşı karşıya kalacağız.
vertumnus dedi ki…
Bu konuyu açmak, enine boyuna irdelemek ve tartışmak gerek. Dolayısıyla bu konu Onur'un başlattığı bu yazıdan hareketle ilerleyerek çeşitlenecektir. Blogumuzu bu anlamda, konuyu "Adana Demirsporlular Tartışıyor" kapsamda ele alan bir platform olarak görmek iyi olur düşüncesindeyim.

Şirketleşme konusunda, ilk yorum bırakan Emre arkadaşımıza katılıyorum.

Ardından Disconnectus Erectus'un söyledikleri geliyor: "şirketleşme gerek UEFA ve gerekse TFF tarafından şart koşulacak, dayatılacak"

Bu noktada bizim tavrımız, davranış biçimimiz nasıl olacak? Öncelikle şunu net bir biçimde söylemek gerekiyor:

ŞİRKETLEŞME, SİHİRLİ DEĞNEK DEĞİLDİR.

Bir takımın başarılı olması için gerekli şart da değildir. Dernek statüsündeki nice kulüp sportif anlamda başarılı olabiliyor, şirketleşen bir çoğu bu başarıları yakalayamıyor.

Olayı, bugünü kurtarmak olarak ele almamalıyız. Bizler futbolu seviyoruz. Ben, sokakta oynadığımız o topun peşinde olmamız gerektiğine inanıyorum. UEFA'nın ve/veya TFF'nin getireceği kriterler, daha çok endüstriyelleşmeden başka bir şey olmayacak. Bu nedenle, ilk etapta buna karşı çıkacak bir cephe oluşturmaktan yanayım. Gücümüz, düşündüğümüz kadar az değil. Sadece Adana Demirsporlular olarak da değil, daha geniş bir cephe örülebilir bu konuda bence.

Şirketleşmeye hayır diyebiliriz, bu dayatmaya karşı koyabiliriz...
Onur BİÇER dedi ki…
Karşı koyduk ve başaramadık, diyelim. Bize bir süre tanındı, şu tarihe kadar şirketleşme işlemlerinin tamamlanması gerekmektedir, şeklinde. Herkes paldır küldür bu işe girişirken, Onursal Başkan ben zaten bu kulübü sırtladım gittim, menfaatlerini hep ben kolladım. Alın size 500 bin TL. Kulübü bana devredin, adı da A.Ş. olsun, bu takımın sahibi taraftardır ama şekilsel yükümlülüğe uymak durumundayız, dese ne yapacağız, Aytaç Durak'ın malı mı olacak bu kulüp. Bir iş planı yapmak lazım, bir yandan karşı dururken. Ayrıca planlı şirketleşme, doğru kurumsallaşma iyi bir gelir kaynağı da olabilecektir, aklımızın bir köşesinde bulunsun. Bence Vertumnus bu yorumları da dikkate almak suretiyle Demirsporlular tartışıyor, formatı oluşturup yazıların yorumlar bölümünde kalmasına müsaade etmemesi gerekir. Bu konuda da kendisinden bir iş planı bekliyoruz.
vertumnus dedi ki…
Evet bir iş planı ortaya koyalım. Şirketleşme başlığı altında ilk tartışmaları bu yorumlar üzerinden yapalım ardından ben her sesten gelen tepkileri bir araya getirerek bir yazı oluşturup bloga gireceğim. Bu sayede tartışmanın önünü açalım.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.