Ana içeriğe atla

Hoşgeldin...


Her takım bizim gibi olacak değil ya.. Her takım play off larda sonuna kadar getirip bırakacak değil ya... İşte Livorno play off ta Brescia yı mağlup ederek tekrar Serie A ya yükseldi. Benim görüşüme göre İtalya'nın Adanademirspor'u olan Livorno, 1 sene sonra hakettiği yere döndü. Biz ise 13küsür-14 senedir beklemedeyiz ve daha çok yolumuz var en üst lige. Umarım kısır tartışmalar, siyasi oyunlar filan biterde, süper lige çıkmayı geçtim en azından doğru yolda olduğumuzu gösterir bize Şimşeğim bu sene.
Genelde tüm haber portalları "Sahip olduğu taraftar kitlesiyle dünya çapında ün kazanan Livorno'nun Serıe A özlemi fazla uzun sürmedi" şeklinde girmişler haberi. Umarım kısa bir süre sonra bizde " Sahip olduğu taraftar kitlesiyle Türkiye çapında ün kazanmış( hatta Mondiali Antirazzisti sayesinde belki de dünya çapında ün kazanırız belli mi olur..) Adanademirspor, en sonunda layık olduğu Süper Lige yükseldi" şeklinde yazıları okur, mest oluruz.. Ne diyelim. Tebrikler Livorno, darısı başımıza...

Yorumlar

vertumnus dedi ki…
Alkışlarımız İtalya'nın Adana Demirspor'una!

Yaşasın Adana Demirspor!
Forza Livorno!
MiTo1940 dedi ki…
İtalyanları sevemediğim gibi Bir Türk takımının yabancı bir takıma benzetilmesini hoş karşılamamaktayım... Sadece siyasi düşünceden dolayı tüm camianın adını bu işe karıştırmak hoş değildir sanırım...

Kozmopolit diyoruz ama sadece pankartlarda ve forumlarda dolaşıyor bu lafımız... Gerekeni yapmıyoruz...

Yaşasın Adana Demirspor!
Forza Ankara Tayfa!
göktuğ dedi ki…
Di Canio' nun futbolu bırakması Livorno için şans olsa gerek:))Umarım kalıcı olurlar. Renksiz İtalya tribünlerini hereketlendireceklerdir.
Ati dedi ki…
İtalyanları severim,çünkü tepkilerimiz, hırslarımız ve yanlışlarımız acayip benziyor. Sevgili Tebe-Volimo;
ben bu tayfanın sağ görüşlü-tekrar altını çizerek söylüyorum, sağ görüşlü- bir üyesiyim. Ama benim takımımın ne blog'u, ne de tribünü siyaset yapma yeri değildir diye bir düşünceye de sahibim.Dünya görüşüdür, kimsenin işine karışmam, kimseyi de işime karıştırtmam. İki takımı birbirine benzetmemin nedeni kesinlikle siyasi görüş değil, tribünlerinin canlılığı, namı, desteğin sınırsızlığıdır. zaten yazımda benim görüşüme göre diye belirttim bu benzetmeyi. Katılıp katılmamakta özgürsünüz tabii ki. yani kısacası, camia serbest, takılsın kafasına göre, ben sevindim bu adamların emeklerinin karşılığını alabilmesine...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...