Ana içeriğe atla

Olmaz Ama... Ya Olursa...

Bu hafta sahamızda Turgutlu ile oynuyoruz. Denizli Belediye ise küme düşmesi kesinleşmiş Afyon ile oynuyor. Altınordu maçından sonra herkes şampiyonluk hesaplarını bir sonraki sezon üzerine kurmaya başladı. Ama çok küçük de olsa bir umut var bu sezon için. Matematiksel olarak grup birinciliği şansımız var.

Denizli Belediye ola ki Afyon ile berabere kalırsa bir sonraki maçı düşmemek için can çekişen Marmaris ile. Ya Denizli ben şampiyon oldum Afyon'u nasıl olsa yenerim havasına girip o maçta tökezlerse...

Bu durumda şampiyonluk umutlarını bir sene sonra yeniden indirmek üzere rafa kaldıran Adana Demirspor'umuza gün doğmayacak mı?

Denizli ile 4 maç yapmışız. Bu maçlarda ikili üstünlük bizden yana. 2 kez yenmiş, 1 kez berabere kalmış, 1 kez de yenilmişiz.

Şimdi motivasyonunu kaybetmiş veya kaybetmesi kuvvetle muhtemel bu takım Turgutlu'ya puan verir de Denizli Afyon'a karşı puan kaybederse atılmış bu havlunun hesabını verebilecek bir babayiğit var mı?

Biz 15 yıldır hep küçücük bir umuda tutunmadık mı? Hep o küçük umutların peşinden giderek akıl sağlığımızı korumadık mı? Neden şimdi çıkmadık candan ümit kesiyoruz? Gelecek senenin hesaplarını bir hafta ertelemek çok mu zor?

Yönetim kongreyi konuşur, köşe yazarları yönetimin kongresini, taraftar yeni transferleri düşünür. Böyle bir olasılık gerçekleşirse bu taş ağır bir taş, altında kalanı ezer. Dikkatli olmak lazım. Ben o umuda tutunacağım. Son ana kadar mücadele, son ana kadar umut.

Yorumlar

mustava dedi ki…
matematik ilmine saygı duyuyorum ve önümüzdeki iki hafta o minicik ihtimali yaşamak istiyorum. son hafta afyona gitmemizin "ekstra" bir anlamı olsun...
MiTo1940 dedi ki…
Bir şeye ulaşmak çok zorsa ve sen o şeye ulaşamıyorsan asla vazgeçme... Sen ona ulaşamıyorsan manevi bir kuvvet onu sana ulaştırır...
vertumnus dedi ki…
Kesinlikle katılıyorum...Umut, dağların ardında da olsa umudumu yitirmeyi reddediyorum!

Çıkın, oynayın, yenin Turgutlu'yu!

O Denizli puan kaybedecek daha, hep yazdım, gene yazıyorum!
Onur BİÇER dedi ki…
Kaybedecek de inşallah bu hafta kaybeder. Yoksa bşir anlamı kalmayacak. Bu rehavet takımı yakarsa yanarım, kötü yanarım...
black_silence dedi ki…
pes etmek yakısmaz zaten bize... umut yitirmek yok:)
atıldık kavgaya yürüyoruz en önde,
masmavi bayraklar ellerimizde, sizlerin sevgisi güç veriyor bizlere,
yürüyor yürüyor yürüyoruz biz...
adanademirsporlu dedi ki…
matematik varsa umutta vardır demektir...
şevket dedi ki…
ya her zamanki gibi umut arıyoruz kendimize ama neticede yine hüsran yine hüsran...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...