Ana içeriğe atla

Dünyanın Tüm Demirsporları #4: Debreceni VSC

Madem ki dünyanın neresinde olursa olsun "içinden tren geçen kentleri de başka bir severim, onların Demirsporlu olma ihtimalleri mutlaka vardır..." diyoruz, madem ki Demiryolculuk kültürünün önemli parçalarından birinin demiryollarının spor kulüpleri, bir başka deyişle Demirsporlar olduğuna inanıyoruz, madem ki tüm Demirsporları kan kardeş görüp, tüm Demirsporları seviyoruz, o zaman dünyanın geri kalanında kalan tüm Demirsporları daha yakından tanımanın vaktidir şimdi!

Balkanlardan yola devam ediyoruz, bu seferki durağımız Macaristan:

Debreceni VSC, son zamanlarda kazandığı şampiyonluklarla ve Avrupa kupalarında mücadele etmesiyle, bir çoğumuzun aşina olmaya başladığı bir takım. O da dünyanın demirsporlarından biri. Tam adı Debreceni Vasutas Sport Club. Vasutas, Macarca Demiryolu İşçisi demek. Ülkenin ikinci büyük kenti Debrecen'in takımı.



Debrecen Demirspor, 1902'de Egyetertes (anlaşma/agreement) Futball Club adıyla kuruluyor. 1912'de Egyetertes'ten ayrılarak DSVC adını alıyor. Renkleri kırmızı-beyaz; kuruluş döneminde ulusal takıma bağlılığı simgeleyen renkler. Kulüp, kentin doğu bölgesinden besleniyor ve daha ilk günlerde kentin elitleriyle arası iyi olmuyor. Ama farklılık sadece coğrafi değil mezhepsel ve sosyal tabanlı; bu nedenle takım yönetici elitten çok kent kültürü tarafından destekleniyor.

Kuzey Askeri Ligi'inde 5 şampiyonluk kazanan Debrecen Demirspor, 1926'da profesyonel liglerin kurulmasının ardından Debrecen'deki 3 takımın birleşmesi ile kurulan Bocksay adlı takıma oyuncu veriyor ve amatör kümede bırakılıyor (Hep kurban edilen biz oluyoruz nedense!). Ama 1940'ların başında Bocksay mali krizle batıyor ve 1942-43 sezonunda Debrecen Demirspor kendi bünyesine geri dönüyor (Tarihe dikkat!).

Takımın adı birkaç kez değiştiriliyor: 1948/49'da Debrecen Vasutas Sport Egyesület (=kurum/association)-bu değişiklikğin nedeni, kulüp değil kurum olarak mücadele etmek-; 1949 sonunda Debreceni Lokomotive-bu değişiklik takımın lakabının "Loki" olmasını da sağlıyor, hala bu kısaltmayla anılıyorlar; 1955-56 Debreceni Törekves (=pursuit/takip-uğraş); 1957-79 arası Debreceni Vasutas SC. 1979'da kentin diğer takımı DMTE ile birleşme oluyor ve daha sonra şu andaki ad kullanılmaya başlanıyor.


(Kulüp tarihin anlatan bir kitap, adı Kalbim-Kanım Loki.)

Takım 1993'te Birinci Lig'e yükseliyor ve 1999 ve 2001'de Macaristan Kupası'nı kazanıyor. Asıl büyük başarı ise üç yıl üst üste gelen şampiyonluklar: 2004-05; 2005-06 ve 2006-07 sezonlarında şampiyon oluyor Debrecen Demirspor.


(Civis Varos yazıyor atkıda; Varoş, bildiğimiz anlamıyla Macarcadan dilimize giren bir kelime. Varoş Halkı diye çevirebiliriz.)

Szívtiprók, Red Hell, Vadmacskák, Balmaz-Front, Force Field, Sonderling adlarında taraftar grupları var. 1994'ten beri aktif olan Ultras Debrecen (Szívtiprók) tribünün yönlendirici gibi görülüyor. Diosgyor, Videoton, Kiskunhalas takımları ile dost, Ferencváros, Újpest, Kispest ile de düşmanlar.


(Polis şiddetini protesto eden Ultras Debrecen, polisin üst araması yapması gibi, kollar ensede birleşmiş ve sırtlar sahaya dönük. Pankartta da "Polis şiddetine karşı 15 saniye" yazıyor.)


(Ujpest maçında, Debrecen tribünleri. Destansı pankartta, çevirebildiğim kadarıyla, "bizim yolumuzda yetiştiniz, gerçek büyük efendinin yolunda; bizim için hepiniz aynısınız, size selam verir geçeriz" diyor.

Yorumlar

vertumnus dedi ki…
Polis protestosu harikaymış...Ellerine sağlık adamların
mustava dedi ki…
eline sağlık D.E. yıllardır ağzımıza pelesenk olmuş debrecen takımının demiryolcu çıkması da çok ilginç ve güzel bir tesadüf olmuş.

logolara düşkün birisi olarak debrecenin logosuna bayıldım ayrıca.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...