Ana içeriğe atla

Biz ve Onlar

Ati'nin o güzel pazar yazısının ardından, karanlık bir pazartesi yazısı:

Bir sezon daha bitti. Geçen yıl 17 Mayıs'ta, Mersin'de kazansak şampiyon olacakken, şimdi rakibimiz bir üst ligte. Ondan bir hafta önce, berabere kalsak şampiyon olabilecekken, kaybettiğimiz Adanaspor da öyle... Yöremizdeki iki rakibimiz, tribün olarak onlara öncü olduğumuz takımlar, sadece bir yıl içinde attıkları başarılı adımlarla bizim üst ligimizdeler.

Ya biz geçen sürede ne yaptık? Adanaspor ve Mersin maçlarının muhasebesini yaptık mı örneğin? O maçlarda gözümüzün önünde oynanan oyunlar-futbol değil ayak oyunu!- hesabını buldu mu?

Geçen yılların doğru analizini yapmadan başlanacak her yeni yıl, aynı hataların tekrarlanacağı günler olacak; bunu unutmayalım.

15 yılın hesabını soralım!

Yorumlar

Onur BİÇER dedi ki…
Disconnectus Erectus'a sonuna kadar katılıyorum. Bunun analizi çok iyi yapılmalı, hesaplar ortaya konulmalı ve bunun sonucunda muhakkak hesap sorulmalıdır.

Lakin bu süreçte bir şeye dikkat etmek gerekiyor diye düşünüyorum. Adanaspor ve Mersin İdman Yurdu'nun bizden bir üst ligde olması onların bizden bu sezon daha başarılı olduğunu gösterebilir; ama onların bizim rakibimiz olduğu gibi bir anlayış yerleşmemelidir.

Adana Demirspor'un tek rakibi kendisidir. Başka takımları kendimize rakip seçmek ufkumuzu daraltmakla eşdeğerdir. Hiçbir taraftarımız bu noktaya gelmemelidir. Bizim rakibimiz ne Adanaspor'dur ne de Mersin İdman Yurdu'dur. Onlar bizden daha üst ligde de olsalar bizim gözümüz daha yukarılardadır. Camia olarak bu vizyonu kazanırsak daha yukarılar elbet alçakta kalacaktır.

Şimdi sorulacak sorular ve hesaplar da bu anlayış çerçevesinde sorulmalı ve artık önlemler alınmalıdır.
Adsız dedi ki…
Onur,
Bak ne güzel yazmış yazar, analiz yapalım demiş, düşünelim demiş, sen Mustafa Tuncel gibi Güngören bizim rakibimiz olamaz türküsünü söylüyorsun hala, gelen geçmiş, sen hala romantik bir rüyadasın... Önce bir çıkıp rakipleri olalım, sonra geçelim gidelim...
Onur BİÇER dedi ki…
Bizim ufkumuzda onların varlığı bir duraktan öteye gitmemeli. Hele yarın bir onları geçelim sonra ileriye bakalım mantığında değilim. İleriye bakalım, zaten geçeceğimizi geçeriz.

Daha açık konuşayım o halde. Yıllardır 2. ligde 3. ligde sürünüyoruz. Öyle bir hal almaya başlıyor ki bu durum sonra, hakikaten Güngören bizim rakibimiz oluyor, sorun sahada bize rakip olması değil, kafada bize rakip olması. Bu takımın Türkiye şampiyonluğu olduğunu unutmayalım. Bakınız Behzat ÇINAR geldiğinde dedi ki, süper ligi hedefliyoruz. İşte mantalite bu olmalı.

Yalnız bir husus yanlış anlaşılmış ve de Mustafa Tuncel ile aynı kefeye konulmak da ağır olmuş. Sağlık olsun. Sahadaki rakibimiz Güngören ise onu küçümsemek kimsenin haddine değil. Süper ligi hedeflemek de sahadaki rakibi hiçbir zaman küçümsememekten geçiyor. İşte Mustafa Tuncel bu hatayı yaptı. Süper Ligi düşünecek ufku yok çünkü bence. Bu ufka sahip birisi bunun Güngören'i yenmeden olamayacağını bilirdi.

Yazar tabi doğru söylemiş. Eğer geleceğe bakan bir analiz yapacaksak, trilyonluk kaşarlara sevinmeyeceğiz, trilyonluk kaşarlarla gelen başarılara da sevinmeyeceğiz ve hesabını soracağız.

Ben son derece ayık durumdayım sevgili okurumuz. Yapılması gerekenler yapılırsa Süper Lig bize dar gelecektir, hedefim budur. Dilerim ki; yılların yıpranmışlığı çok az sayıda taraftara buraları hedefleyenlerin rüya gördüğünü düşündürtsün. Benim inandıklarıma ne kadar çok kişi yürekten inanırsa, bir gün rüya denilen şeylerin gerçeğin ta kendisi olduğu ve daha büyük çıtaların rüya olarak tabir edildiği günlere erişiriz.

Yorumunuz için teşekkür ederim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.