Dün gece TRT-1'de Tayfun Talipoğlu'nun hazırlayıp sunduğu "Nasılsınız?" programında, tribün liderleri ve temsilcileri konuktu. Program, farklı takımların taraftarlarını bir araya getirme özelliğiyle, bir ilkti. Bu ilkte, Türkiye'nin sayılı tribünlerinden olan Adana Demirspor'un da olması tabii ki gayet normaldi. Demirspor'u Şimşekler Grubu'nun liderlerinden Göksel Tel temsil etti.
Programı 02.30'a kadar seyredebildim; o ana kadar tam bir hayalkırıklığı idi. Tayfun Talipoğlu, tribün kültürüne uzak tavırlarıyla gidişatı iyi bir şekilde yönetemedi. Dozajı düşük tutmak, olası gerginliklere sebebiyet vermemek için bilerek mi böyle yaptı bilemiyorum ama hiç dişe dokunur mesele net bir şekilde konuşulamadı; daha doğrusu Talipoğlu bu konuları açıp sorularıyla katılımcıları yönlendiremedi.
Çok kısa olarak, yüzde 5 kotasının yanlışlışı, cezaların şehirden şehire göre farklı uygulamalar gösterdiği, pankart asma yasağı ve tribün alemine karşı önyargılar olduğuna değinildi. Konukların birbirinin sözünü kesmeme gayreti ve sözü bırakırken gösterdiği saygı ise bende biraz tebessüm yarattı. Sonlara doğru sadece, Diyarbakır-Eskişehir temsilcileri, geçen sene İnönü'deki play-off maçı nedeniyle ikili diyaloğa girdiler. Bir de Bursa-Texas lideri Selim'in aldığı 39 milyarlık cezadan bahsederken, Fenerbahçeli Sefa'nın kıkır kıkır gülmesi dikkatten kaçmadı, yönetmen de o ana fazlasıyla odaklandı...
Göksel Tel, diğer konuklardan farklı olarak, takımın ürünü bir kıyafetle, mavi-lacivert yan çubuklu sweat ile stüdyodaydı; en köşede yer almasına rağmen, giydiği renklerle hemen belli oluyordu. Katılımcıların çoğu takım elbise üzerine atkı tercih etmişlerdi; Karşıyakalı temsilcinin kırmızı-yeşil "pötikareli" gömleği de şık duruyordu.
Göksel Tel, benim izlediğim kısımda, ilk tanışma hariç -alt lig üst lig demeden her tribünden insanı çağırdığı için teşekkür etti Talipoğlu'na- bir kez söz aldı. Az ve öz konuştu. Bazı diğer temsilciler gibi, grubun yaptıklarını anlatmak yerine direkt soruna girdi. Tribün aleminde bir birlik oluşturulması gerektiği konusuna destek verdi; biraraya gelme ve önyargıları yıkma gereğinden bahsetti. Ayrıca "sevgi-saygı-bağlılık" ve kozmopolit gibi Demirspor tribününü simgeleyen anahtar kelimeleri de konuşmasına ekledi. Bence gayet iyiydi.
Onun dışında, Eskişehir 1965'liler Derneği ve Karşıyaka temsilcisi açık ve düzgün ifadelerle konuşarak, programda öne çıktılar. Beşiktaşlı Alen Markaryan ise, daha önce bu tip programlara katılmış olmanın rahatlığıyla konuşuyordu; stüdyo ortamına alışık olduğu her halinden belliydi.
Stüdyoya giden arkadaşlar belki arkaplan bilgilerini de aktarabilirler bize...
Programı 02.30'a kadar seyredebildim; o ana kadar tam bir hayalkırıklığı idi. Tayfun Talipoğlu, tribün kültürüne uzak tavırlarıyla gidişatı iyi bir şekilde yönetemedi. Dozajı düşük tutmak, olası gerginliklere sebebiyet vermemek için bilerek mi böyle yaptı bilemiyorum ama hiç dişe dokunur mesele net bir şekilde konuşulamadı; daha doğrusu Talipoğlu bu konuları açıp sorularıyla katılımcıları yönlendiremedi.
Çok kısa olarak, yüzde 5 kotasının yanlışlışı, cezaların şehirden şehire göre farklı uygulamalar gösterdiği, pankart asma yasağı ve tribün alemine karşı önyargılar olduğuna değinildi. Konukların birbirinin sözünü kesmeme gayreti ve sözü bırakırken gösterdiği saygı ise bende biraz tebessüm yarattı. Sonlara doğru sadece, Diyarbakır-Eskişehir temsilcileri, geçen sene İnönü'deki play-off maçı nedeniyle ikili diyaloğa girdiler. Bir de Bursa-Texas lideri Selim'in aldığı 39 milyarlık cezadan bahsederken, Fenerbahçeli Sefa'nın kıkır kıkır gülmesi dikkatten kaçmadı, yönetmen de o ana fazlasıyla odaklandı...
Göksel Tel, diğer konuklardan farklı olarak, takımın ürünü bir kıyafetle, mavi-lacivert yan çubuklu sweat ile stüdyodaydı; en köşede yer almasına rağmen, giydiği renklerle hemen belli oluyordu. Katılımcıların çoğu takım elbise üzerine atkı tercih etmişlerdi; Karşıyakalı temsilcinin kırmızı-yeşil "pötikareli" gömleği de şık duruyordu.
Göksel Tel, benim izlediğim kısımda, ilk tanışma hariç -alt lig üst lig demeden her tribünden insanı çağırdığı için teşekkür etti Talipoğlu'na- bir kez söz aldı. Az ve öz konuştu. Bazı diğer temsilciler gibi, grubun yaptıklarını anlatmak yerine direkt soruna girdi. Tribün aleminde bir birlik oluşturulması gerektiği konusuna destek verdi; biraraya gelme ve önyargıları yıkma gereğinden bahsetti. Ayrıca "sevgi-saygı-bağlılık" ve kozmopolit gibi Demirspor tribününü simgeleyen anahtar kelimeleri de konuşmasına ekledi. Bence gayet iyiydi.
Onun dışında, Eskişehir 1965'liler Derneği ve Karşıyaka temsilcisi açık ve düzgün ifadelerle konuşarak, programda öne çıktılar. Beşiktaşlı Alen Markaryan ise, daha önce bu tip programlara katılmış olmanın rahatlığıyla konuşuyordu; stüdyo ortamına alışık olduğu her halinden belliydi.
Stüdyoya giden arkadaşlar belki arkaplan bilgilerini de aktarabilirler bize...
Yorumlar
programdan önceki tribun liderlerinin muhabbbetlerini,reklam arasındaki sigara içerkenki muhabbetlerini görünce(ayrı tuttuklarım var tabi:kocaeli,karşıyaka,denizlispor liderleri gibi) inanın bi durup düşündüm ve dedim ki iyiki ADANA DEMİRSPOR'luyum...gerçekten çok farklıyız,bunu herkez gördü..
dipnot:Program sonunda Milletin kamera önünde Tayfun Abiye atkı takma yarışını sabırla izleyip,hiç o hengameye girmeden,kalabalığın gitmesini bekleyip formamızı hediye eden Göksel Abinin davranışı,gecenin en anlamlı hareketiydi..Bence herkesin burda bi düşünmesi gerekiyor;
,,onlar süperlig takımları,biz 3.lig..onlar reklam peşinde,biz değil.....naçizane izlenimlerim bunlar,saygılar..
en son sozum adanademırspor temsılcısınedır gercekten programın sozunu kendısı yapmıstır..
bız bu takımı gazetede yazsın dıye sevmedık lafı gercekten programın lafı olmustur. (agathon)
ADS ye olan sempatim dahada arttı, 2B de 10 binlere oynuyorlarmış helal olsun.(amokachi77)
Programda sanırım klüplerini en iyi temsil edenler ADS,KSK ve ESES temsilcileri olmuş. Ads tribün temsilcisi güzel şeylere degindi ..
en çok onu begendim ben .. (panormos)
Karşıyaka ve A.D.S tribün liderleri çok yerinde ve bilinçli konuştu.ikisi de geldiği tribünlerin hakkını verdi (nakah)
ADSye ayrıca parantes açmaya gerek yok, saygıyı her zaman hak eden bir duruşları var . (dolmabahçe)
Ads lideri gerek programda,gerekse programın bitişinde tayfun talipoğlunun yanının boşalmasını bekleyerek çok aklıbaşında,efendi,bende ve birçok kişide saygı uyandıran bir imaj çizdi.Tam bir tribün abisi yapısı vardı bu arkadaşda tabi demirsporlular daha iyi bilir.(ümittek)
video bulunmaktadır.