Ana içeriğe atla

İspanya İzlenimlerim #5

Granada...


Hindistan’a gidip Taç Mahal’i görmediğine bin pişman olan ben, bu kez İspanya’ya gidip El Hamra Sarayı’nı görmediğime hayıflanmamak için Granada’yı seyahat planına eklemeyi ihmal etmemiştim. Endülüs’ün başkentine gidip Granada’ya uğramamak olmazmış zaten!

3 saatlik, oldukça konforlu tren yolculuğunun ardından Granada’ya vardık. Eşyalarımızı hostela bırakarak, Türkleri çok seven hostelın sahibi amcanın tavsiyesiyle San Nicolas tepesine uzun bir yürüyüş sonrası çıktık. Bütünüyle ışıklandırılmış Elhamra Sarayı (La Alhambra) karşımızdaydı. Onca açlığımıza rağmen epeyce yokuş tırmanmamıza değdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Manzaranın keyfini sürdürkten sonra kazınan midelerimize bayram ettirmek için şehre indik.


Hostelımızın hemen altında bulunan bir Arap Restoranı olan Sultan’ı gözümüze kestirmiştik. Nitekim mezelerden oluşan bizim damak lezzetimize yakın salata tabağının yanında tavuklu pilav tercihimizle amacımıza ulaştık:)

Yorgunluğumuzu da dikkate alarak Elhamra Sarayı'na giriş alternatiflerinden 14:00'te karar kılarak (Diğeri 08:30 idi) günü bitirdik.

Ertesi gün kahvaltı, gezinti ve bir manastır ziyaretinden sonra Elhamra Sarayı'na doğru yola çıktık. Aşağıdaki fotoğrafta, özellikle Granada'da sıkça rastladığımız, bir sokak performansçısı abi ile bendeniz yer almaktayız. Performansı hareket etmemek üzere kurulu, önündeki kovaya bozukluk bıraktığımda kuş gibi ötmeye başlaması ve bana el sallaması dışında:)

Elhamra'ya girişi Türkiye'de soruşturduğumuzda açıkçası gözümüz korkmuştu. 'Gireceğiniz vakitten en az 2 saat önce gidin, çok sıra oluyor' uyarısı, Mart ayında olmamız nedeniyle bizim için geçerli olmadı.

Yazacak çok birşey yok, görmek lazım. Sadece fotoğraftaki bahçe için zamanın hükümdarı 'Cennet gibi bir yer yapın' buyurmuş. Evet güzeldi ama bence cennet daha güzel olmalı!

Tek eksiğimiz, çabalamamıza rağmen saatini denk getiremediğimizden, Granada'da flamenko izleyememek oldu. Ama yapacak birşey yoktu, çünkü ilki kadar kötü olmasa da, yine bir otobüs yolculuğu sonrası Madrid bizi bekliyordu...

Gelecek yazı: Madrid

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A