Ana içeriğe atla

Eser Hoca'nın izinde...

Blogun altyapı haberlerini takip edenler bilirler, genç kalecimiz Ömer Kahveci, aynı zamanda genç milli takımımızın da kalesini koruyor. Son yıllarda, Demirspor altyapısının aldığı güzel sonuçların bizi getirdiği harika noktalardan biri. Yanılmıyorsam, Ömer'den önce Demirspor kalesinden Milli Takım'a dek yükselen son isim Eser Özaltındere. Şu an A Milli Takım Kaleci antrenörü kendisi.

Eser Hoca'nın yönetiminde "1.Uygulamalı Kaleci Antrenörü Eğitim Semineri" Türkiye'de ilk kez Adana'da gerçekleştirildi. Programın daha sonra diğer bölgelere de uygulanması bekleniyor. Seminere, Ömer'in dışında Galatasaray'dan Taylan Arman ve Gaziantepspor'dan Ersel Çetinkaya da katılmışlar. Bu gençler için önemli bir kazanım diye düşünüyorum.

Bu ülkeden yeni kaleciler çıkarmamız lazım, yeni bir kuşak yaratmamız lazım...Bu kuşakta bir Demirsporlu'nun varlığı göğsümüzü kabartıyor...Teşekkürler Ömer...Eser Hoca'nın izinde, aynen devam!

Yorumlar

Hüseyin A. dedi ki…
benim de son gün haberim oldu yoksa gidip röportaj yapacaktım aracı bile buldum hoca ile görüşmek için ama yetişemedim
kebabman dedi ki…
Eser Hoca'dan sonra Mustafa Ceylan'da bizim kalecimizken milli olmustur.Resmi musabaka oynamadi ama hazirlik maclarinin bazilarinda yer aldi,forma giydi.
Eger yonetim zaafiyetimiz olmasaydi,1.ligden dusmeseydik ,biraz guclu yonetimimiz olsaydi,dengeli bir takim olsaydik,Mustafa milli takim kalesini devir alacak yeteneklere sahipti. Yonetim bozuklugu,Mustafa'nin askerligi,vsr vsr derken kendi hatalarininda eklenmesiyle Turk futbolunda hak ettigi yerlere gelemeyen bir kaleci oldu..Bizden ayrildiktan sonrada bir daha gundeme gelemedi.Performansini yukseltemedi.Yok olup gitti.En son Tarsus'da amator bir takimi calistirirken gorulmustur.
Adsız dedi ki…
kalede panter Atakan varken ne gerek var genç Ömer'e. verin şehrin diğer takımına gitsin!!
her hafta aynı komedi goller yeter Atakan yeter

D10S

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...