Ana içeriğe atla

Denizli'den...

Pankart, Denizli Belediye maçımızdan...Pamukkale Üniversiteli Şimşekler'in eline sağlık...Harika durmuş bence

Kolay iş değil bu ülkede orak-çekiçli pankartı tribüne sokabilmek...

Yorumlar

MiTo1940 dedi ki…
VERTUMMUS... Örnek aldığım birisiniz... Ama Şu görüşüm uygun mu bilmiyorum... Tribüne siyasetin girmesini hala anlayamadım... Kusura bakmayın... Benimkisi sadece bir düşünce...
Adsız dedi ki…
Bu efsane haline gelmiş sözcüğü aslında her yerde duymak mümkün; "tribüne siyaset sokmamak". Sanki siyaset gerçek anlamda tribünlerde varmış gibi gereksiz bir tedirginlik yaşar insanlar, sürekli birileri bize bu sözcükleri telkin eder..

Bu örnekler çoğaltılabilir, üniversiteler, okullar, mahalleler, kahvehaneler, fabrikalar vs. bu alanlarda sürekli "siyaset yapmayalım" denir. Gerçi şaşırmamak lazım bu kadar apolitik bir toplumda küçük bir söz bile çok büyük anlamlara olaylara neden olabiliyor.

Pankarta orak-çekiç figürü çizmek gibi, tribüne siyaseti sokmayalım demekte aslında bizatihi "siyasi bir tercihtir".

Korku İmparatorluğu haline gelmiş bir ülkede yaptığınız masumane işler bile (pankarttaki orak-çekiçli figür) insanlarda ürküntüye yol açıyor.

Dondurmam Gaymak filminde bir replik vardı; meyhanede içerken masadakilerden birisi "-abi burada siyaset konuşmayın" der, öteki abimiz sinirlenir; "-mahallede yapma, sendikada yapma, sokakta yapma, okulda yapma, napacaz, helada mı yapacaz biz bu siyaseti" diye cevap verir. :)

ALİ DURAN
vertumnus dedi ki…
Merhaba Tebe Volimo,

Öncelikle yorumunuz için teşekkürler. Farklı seslerin olmasının her zaman iyi olduğunu düşünen biriyim ben.

Tribüne siyaset girmesi-girmemesi ayrımında ben açıkcası girmesinden yanayım. Daha doğrusu, zaten tribünü siyasetten bağımsız bir yer olarak görmüyorum, göremiyorum.

Tribünde herkesin birbirinin düşüncesine saygısı olduğu müddetçe, siyasi görüşlerimizi stadın dışında bırakmaya gerek yok diye düşünüyorum.
MiTo1940 dedi ki…
Vertummus abimin Düşündüklerine katılmakla beraber... Herhangi bir korkunun içinde olmadığımı da belirtmek isterim... Fakat tüm yapılanmalarda olduğu gibi Tribünlerde de siyaset çemberi içerisinde kendilerini kanıtlamaya ve kötü emelleri ile Takımlarını da bu emellere karıştıran insanların çokluğa gideceğinden endişeleniyorum. Yoksa kişi ister 3 hilal soksun tribüne isterse che fotoğrafı yeterki kalbinde Takım sevgisi kalıcı dursun... Kafanızı ağrıttım abi kusuruma bakmayın...
vertumnus dedi ki…
"Kafa ağrıtmak", "kusur" falan olmaz, olur mu öyle şey...Demirsporlu herkesin Demirspor tribünlerine ilişkin görüşlerini belirtmesinden yanayım ben.

Biz bu blogda, blog yazarları olarak da hepimiz aynı siyasi görüşleri taşımıyoruz. Sol görüşten olduğu gibi sağ görüşten Demirsporlu arkadaşlarımız da var blogda. Aynen tribünlerimizde de olduğu gibi.

Ben bu durumu normal buluyorum, hiçbir takımın tek bir siyasetten gelen taraftarı olmaz bana göre. Tribün orası, doğası itibariyle kozmopolit olacaktır. Buna dair "kozmopolit" pankartımız da vardı geçen yıl. İlker abi de Bizik'te "sağcısı, solcusu...Demirspor'un maçına bir kez gelen Demirsporlu olur" derken bence buna da işaret ediyordu...

Blog özelinde dediğim gibi, hemen her siyasi görüşten yazara sahibiz. Bu sebepten, orak-çekiçli bir pankart haberini girdiğimiz gibi, Şeker Bayramı'nı kutladığımız da olmuştur, Filistin'de yapılanları kınadığımız da olmuştur, Konya'ya Mevlana'nın dizeleriyle hareket ettiğimiz de...Ha, diğer yazar arkadaşların yoğunlukları arasında sanıyorum benim girdiğim yazı adedi biraz daha fazla olduğundan, sol görüşlü yazılarımız ağır basmış gibi görünüyor olabilir...Ancak yazarlarımızın ve yorum bırakan Demirsporluların siyasi görüşlerine, birbirimize saygılı olduğumuz müddetçe açığız tamamen....
Adsız dedi ki…
Sevgili Arkadaşlar,
Demirspor bir halk takımı olduğu için taraftarları arasında sağcısının da, solcusunun da olması normaldir. Burada dikkat etmemiz gereken şey,üst kimlik olarak Demirspor'u almaktır. Yoksa sevgili Vertumnus'un da dediği gibi politik açıdan bu kadar farklı sese sahip olmamız da bizim zenginliğimizi gösterir. Sevgi ve dostlukla kalın.

Merih Güvenç
yavuzy dedi ki…
Pankart fazlaca iddialı, hatta biraz da yersiz... Bu tip pankartlar gündemimizden çıkmaya başlamıştı sanki, sert bir geri dönüş! Pamukkale Üniversitesi'ndeki siyasi duruşla yakından ilgili... ve tabii bunu memleket sathında yapanların, yapabileceklerin, cesaret edenlerin Demirsporlu olması ayrı bir gösterge; demek ki bu damarı hala canlı tutmak isteyenlerimiz var, genel Demirspor imajına uygun... Ama ne tribünün geneli ne de camia bu pankartın arkasında durmaz, o da ayrı bi konu... Bu blogta da durmayacaklar vardır tabii, ama buranın farkı da bu: bunların tartışılabiliyor oluşu.
vertumnus dedi ki…
Sevgili Disconnectus Erectus,

Yazdıklarına fikren katılmakla beraber, ilk cümlene kişisel bir itirazım olacak.

Orak-Çekiç evet iddialıdır ancak dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir zaman yersiz değildir :)
Adsız dedi ki…
merhaba
yazdıklarımı okuduktan sonra kim olduğumu anlayacağınızı tahmin ediyorum,
cuma akşamı masada yapılan derin adanademirspor muhabbetinden sonra bilgi edinmek
maksatlı kısa bir araştırma yaptım. Sanırım ortak bir zemin bulma çalışmalarının
bir ürünü şu an gezinmekte olduğum sayfa,takdire şayan gerçekten.
Öncelikle takımın tarihçesini okumakla başladım,her ne kadar onayladığım bir mantık
üzerine kurulmuş olsa da , bu doğru mantığın peşinden sürüklenen kitlenin önderi olanların,
muhalif olma iddianızla bağdaşmaması ilk hayal kırıklığım oldu. Eşitliğin, doğruluğun,dayanışmanın
ve paylaşım iddiasının önderi olacak ismin ,gerek fikirsel bazda gerekse yaşadığı hayatla
gerçek bi duyarlılık ve tutarlılık örneği olması gerekirdi kanımca.Asıl vurucu olan noktaysa takıma
uzun süre başkanlık etmesine izin verilmiş bu ismin, şu an onursal başkanlık sıfatıyla taçlandırılmış olmasıydı.
Öte yandan,küfürlerin havada uçuştuğu ve insanların gereksiz bir taraftarlık duygusuyla birbirine
saldırmaktan çekinmediği, sokak kültürünün fazlasıyla yaşatıldığı tribünlerde gerçek bi kahramanın
afişlerini görmek ikinci hayal kırıklığım oldu ve o an itibariyle "sizin yaptığınız tribünlerde solculuk
oynamaktan farklı değil" şeklinde yapmış olduğum saldırının ( tadını kaçırdım şeklinde düşünerek kendimce
bir vicdan yapmama neden olan eleştirimin) ne yazık kı haklılığını idrak etmiş oldum.Diyeceğim o ki,savunucusu
olduğumuz ilkelerin veyahut özümsediğimiz değerleriin savunulacağı yerin tribün olmadığı kanaatindeyim ancak
başka zeminlerde başka yerlerde bi uzlaşı noktasının bulunabileceğinden de eminim.Yazdıklarım kime ulaşır
bilinmez ama ben gerçekten sevdiğim ve birlikte vakit geçirmekten keyif aldığım arkadaşım onura ulaşmasını
diliyorum.Herşeye rağmen aranızda oluşturduğunuz bu dayanışma ruhu bile birilerinin biyerlerde bişiler için
mücadele verdiğini işaret ediyor.Desteklemesem de saygı duyulası....ayrıca madem siyasi bir durus var madem önemli olan sag yada solcu olmak degil dogruları savunmak, bununda adanademirspor catısı altında olacagına inanılıyor; erol manisalının göz altına alınmasını ve
sevgili ablamız türkan saylanın evinin aranmasını esefle kınamanızı dilerdim
ayse
Semt Aşığı dedi ki…
@Tebe - Volimo
Niye bu ülkede "arkadaşlar siyaset yapmayalım" lafı duyulduğundan önce sol görüş konuşuluyor? Kimse din tabanlı siyaset veya aşırı milliyetçilik yaptığı zaman "bi dakka arkadaş siyaset yok burda" demiyor?senle 50 kere uzun uzun konuşduk bunlarıda :D
"Şehrin turuncu tarafı faşistlerin - Mavi tarafı komünistlerin" söylemi gibi şeylerden çekindiğine inanıyorum.Bir gün bi abin çıkıp Demirsporlumusun? diye sorduğunda -Evet dediğinde arkasından -Komünist misin sende? denmesinden çekiniyorsun.
Yoksa tribünde siyaset varmış yokmuş pek alakalı değil.
Gel gelelim hiç olmazsa bu ideolojisiz toplumda (Şu anki hükümet idolojisiz bir hükümettir.)ideolojili 10binler bir arada buluşabiliyor.Hemde farklı görüşteler ama aynı olgu başarılı olsun diye veriyorlar kavgalarını.

Çok uzun konuşdum ama belediyeye mahkum ettiğin takımları nasıl siyasetten uzak tutacaksın.
MiTo1940 dedi ki…
İlk sözü ben söyledim ama SON sözüde ben söyleyeyim... Bu ülkede yıllarca o ona komünist dedi,marksist dedi, leninist dedi, o ona yobaz dedi,gerici dedi,ırkçı dedi, ama kimse kimseye kardeşim demedi,arkadaşım,canyoldaşım demedi... Ben demirsporda sağcı ile solcunun, zengin ile fakirin kardeşliğini mavi ile lacivertin kardeşliğine inanıyorum... @semt aşığı KORKMUYORUM... :)
mustava dedi ki…
ayşe selam,

"Öte yandan,küfürlerin havada uçuştuğu ve insanların gereksiz bir taraftarlık duygusuyla birbirine
saldırmaktan çekinmediği, sokak kültürünün fazlasıyla yaşatıldığı tribünlerde gerçek bi kahramanın
afişlerini görmek ikinci hayal kırıklığım oldu ve o an itibariyle "sizin yaptığınız tribünlerde solculuk
oynamaktan farklı değil" şeklinde yapmış olduğum saldırının ne yazık kı haklılığını idrak etmiş oldum"

hayallerini yıktığımız için kendi adıma özür dilerim.

küfürlerin havada uçuştuğu yerlerde doğdum, büyüdüm. hayatın en içindedir küfür. fransız asilzadesi değiliz hiç birimiz. sokak kültürünü de sahiplenirim elbette. sokaktan geçmeden nasıl yaşayacak insan? ayrıca "gerçek kahramanlar" tam da sokaktan çıkar.

bu blogun öyle bir iddiası yok ama hadi dediğin gibi, "biz" tribünlerde solculuk oynuyorsak, siz alanlarda ne oynuyorsunuz? "en solcu biziz, avamsınız, bozguncusunuz, revizyonistler!, işbirlikçiler..." beğendiğin bir tanesini seçip yapıştırabilirsin bize.

en son savunmamızı istediğin konular için yeterince solcu veya sağcı değiliz, kusura bakma...
Adsız dedi ki…
Aslında bu tribündeki solculuk yapma meselesi'nin bizim ülkemizde ortaya çıkması (avrupadaki diğer örneklerden farklı olarak) birazda 12 Eylül hukukunun toplumun bütün siyaset kanallarını tıkamaya başlamasıyla birlikte ortaya çıktı.

Siz toplumun düşüncelerini özgürce dile getireceği alanların üzerinde baskı kurarsanız, siyaset konuşmayı suç haline getirip insanları korkutursanız ve önceki yorumumda bahsettiğim gibi, siyaseti fabrikalardan, mahallelerden, okullardan, kahvehanelerden vs. uzaklaştırırsanız insanlarda bu siyaseti üretecek yeni alanlar bulurlar kendilerine.

Bu ülkede kim kendini doğru dürüst ifade edebiliyor? ifade edene yaftalar yapıştırılıyor, akıllanmazsa linç ediliyor, topluca bir otelde yakılıyor vs. vs.

Ayrıca insanların yoksullaşma ve sosyal hak kayıplarıyla birlikte yaşamları daha da "atomize" oluyor, sabah 8'den gecenin 10'una kadar çalışan insanlarımız var. ve bu insanların tek lüksü hafta sonu maça gidip takımını desteklemek, orada deşarj olup küfretmek, patronuna şefine edemediği küfrü rakip takımın futbolcusuna etmek, fabrikasında ve yaşamın diğer alanlarında kaybettiği haklarını tribündeki bir pankartta dile getirmek vs. vs.

İşte ülkemizde siyaset kanallarının tıkanmış olması, insanlarında sosyalleşmeye tek fırsat bulduğu tribünlerde bu talepleri dile getirmesine neden oluyor. Meselenin özü budur...

ALİ DURAN
Adsız dedi ki…
Adanalı ve Demirsporlu biri olarak bu tartışmayı çok saçma buluyorum,ne solcusu ne sağcısı arkadaşım adı üstünde bu takımın adı Adana Demirspor,Çukurovada diğer bölge takımları torosları geçemezken Türkiye çapında Akdeniz ve Çukurovayı tek temsil eden takım Adana Demirspor o yüzden bu bölge insanına ve Adanalılara daha bir sempatik daha bir sıcak kanlı gelir.Adana Demirsporun sahibi solcular falan değildir bu son zamanlarda birazda işte şimşekler grubunun etkisiyle oluşmuştur.Adana Demirspor kulüp olarak geçmişiyle tarihiyle tamda Adana insanını yansıtan ne zaman ne yapacağı belli olmayan acı verirken daha da kendine bağlatan bir camia bir takımdır.Adana Demirspor solu falan temsil etmez bırakın bu işleri sol tribün forza livornuculuk oynamayı.Adana Demirspor Adanadır Çukurovadır hem ırgattır hemde pamuk ağasıdır.Bu takımın tarihini iyi okuyun iyi araştırın solculuk fantazinizi bu tribünlerde giderip bir takım insanları camiadan uzak tutmayın.
mustava dedi ki…
e tamam, biz ne diyoruz? başka bir şey mi diyoruz? japonca mı yazıyoruz, çince mi yazıyoruz? son cümlelere kadar ben de, blogun diğer yazarları da aynı düşünüyor bence.

kişilerin hayata bakış açıları sevdikleri şeylere yükledikleri anlamlara yansır. bu inkar edilebilir mi? ben bu blogun yazarı ve solcu olmamama rağmen yazılanlara hoşgörü ile bakabiliyorum. birisi çıkıp "orak-çekiç ne güzel durmuş" dediğinde dişlerimi gıcırdatmıyorum.

çünkü bütün olarak ortaya güzel işler çıkardığımızı düşünüyorum. çünkü kimse düşüncelerini yazarken başka bir düşünceyi aşağılamak gayesi gütmüyor. çünkü herkesin önceliği demirspor.

adana demirspor tarihini okumamızı önermişsiniz sayın okurumuz. biz de okumaktan, okutmaktan, dilimiz döndüğünce anlatmaktan, aktarmaktan yanayız. etrafımıza baktığımda gördüğüm şu: ne yazık ki bu işe gönüllü insanlar o kadar az ki, olan insanları da etiketleyip bir kenara atmak büyük israf olur kanaatindeyim.
Adsız dedi ki…
sevgili ali yazdıklarına kesinlikle katılıyorum.yazdıklarım o aksam aynı masada oturdugum ve sevdigim bir
kardesimle yaptıgım muhabbet üzerine ortaya cıkmıstı.evet 12 eylül bize yasaklarıyla susmayı,
sorgusuz sualsiz kabul etmeyi,ve pasifize olmayı dayattı.12 eylülün apolitize etmeye calıstıgı bu kusak
bütün dayatmalara mualif olayı,yerinde ve adam gibi küfretmeyi Şükrü Yavuz, Suat Gönülay,Gani Müjde,
Mehmet Çağçağ, Can Barslan gibi adamlardan ögrenmedi mi?
Siyaseti fabrikalardan, mahallelerden, okullardan, kahvehanelerden vs.
uzaklaştırılmasına izin vermeyerek,tribunleri tekrar mac seyredilen
alanlar haline dönüştürümek gerektigini düsünüyorum.kuskusuz zor sartlar altında calısan
insanların,maclara gidip desarj olma istekleri gayet normal.ama nedense o küfürlerin
hep ana teması kadınlar.nedense kadınlar tribünlerde de cinsel meta olarak kullanılmaya devam ediyor.hiç kimse
unutmamalıdır ki
o kadınla yeri gelince anneleriniz,yeri gelince kızkardesleriniz,yeri gelince eşleriniz.

ayse
Onur BİÇER dedi ki…
Adsız izleyicilerimiz arasında bir ayrım yapmak gerekiyor. Kimi adsız kullanıcılarımız ismini vermeye gerek duymaksızın bizi yakından izlerken, kimi adsız kullanıcılar da sataşıp yıpratma amaçlı olarak isim vermeyen, gerçekten tartışarak haklı çıkmaya yüreği yetmeyen ama yaptığımız güzel işlerin gereği olsa gerek bıkmadan usanmadan bizi takip eden ve isimsizce korkakça saldıran kişilerden oluşuyor.

Bu başlık altında yazılanlar bir adsız Ş.G. kod adlı birisi şunları yazmış:

LAN BİRGÜNDE TUTUP ATATÜRK İÇİN BİRŞEYLER YAPTINIZMI ANKARA TAYFASI..EĞER O OLMASAYDI BELKİ ANANINIZIN KARNINDAN YİNE DOĞACAKTINIZ.AMA BABANIZ YA FRANSIZ OLACAKTI YADA ERMENİ YADA RUM...DOĞRU DEĞİLMİ..KIRMA OLACAKTINIZ..ONUN İÇİN BIRAKIN BU GÖSTERMELİK SOLCU AYAKLARINI OTURUN ADAM GİBİ GERÇEK DEVRİMCİNİZE SAHİP ÇIKIN..HEPİNİZ AVRUPA,AMERİKA ÖZENTİSİ OLMUŞSUNUZ SONRADA SOL DAN BAHSEDİYORSUNUZ..

Bununla yetinmemiş sonuna da galiz küfürler etmiş. Aslında çapını yansıtmış. Aynaya baktığında bir insan gördüğüne emin değilim ama acaba kendini erkek olarak görüyor mu? Erkek adam isimsiz saldırır mı? Erkek adam asılsız saldırır mı? Er insan sözünü bilir konuşur. Burada konuyu erkek adama getirmem bu tür tavırları bir bayana yakıştıramamdan kaynaklanmaktadır.

Burada soldan sağdan bahseden yok. Burada Atatürk'ten bahsetmeyen de yok. Açıkçası kendimi ifade etme gereği duymuyorum hatta bundan da hicap duyuyorum. Biz Ankara Tayfası olarak eleştiriye açığız. Neleri yayınlamadık ki... Bizim düşüncelerimizi eleştiriniz, bizi yerden yere vurunuz. Yapmadıklarımızı söyleyiniz. Yanlış yaptıklarımızı söyleyiniz. Ama yaptıklarımızı yapmadı diye lanse edip, üstüne üstlük buna Atatürk'ü alet edip, bir de küfür sallarsanız, sorun sizin mertlik sorununuz olur. Yaptıklarımız mı? Buyurun size kapak olsun.

http://demirgibiyiz.blogspot.com/2008/11/retmenler-gn.html

http://demirgibiyiz.blogspot.com/2008/11/cumhuriyet-ocuklar.html

http://demirgibiyiz.blogspot.com/2008/11/10-kasm.html

Öte yandan Blogumuzun üzerine Atatürk'ün Cumhuriyet çocuklarına bir trenden elini uzattığı ve çocukların o eli sımsıkı kavradığını gösteren resim ve anlamlı bir yazı koyduk.

Bunları söylemek bile anlamsız aslında. Beğenmiyorsanız irade sizdedir. Biz kimseye bizi takip edin diye yalvarmıyoruz. Herkesin tavrı kendi karakterini gösterir. Yazdığınız yoruma cevap bırakan şahsa yani bana ulaşmak son derece rahattır. Beklerim.
yavuzy dedi ki…
Demirspor, memleket meseleleri, spor dünyasının durumu vb konular üzerine kafa yorabileceğiniz, tartışabileceğiniz, yazı yazabileceğiniz, yazanları eleştirebileceğiniz böylesi bir araç varken; gelip de hakaret etmek-küfür etmek yoluna gitmek nasıl bir ruh halidir anlamak güç. Gelin "perşembe konuklarımız"dan olun; derdinizi derli toplu anlatın. Burada ne fantazi yapıyoruz ne oyun oynuyoruz; ne hissediyorsak onu hayata geçiriyoruz.

Demirspor merkezli böylesi başka bir site yokken bunu geliştirmenin yollarını aramak yerine karalamanın-kötülemenin derdinde olmak, sanırım en kibar tabirle çocukluktur.

Onur, bence yılın kapak tasarımı öüdülünü sana vermeliler. Enerjine hayranım, eline sağlık.
göktuğ dedi ki…
Pankartı yapan arkadaşların emeğine sağlık. Harçlıklarından artırıp , emek harcayarak tribünü renklendirmişler. Bundan sonra da pankart çalışmalarını tribünde görmek isterim.Blogta siyasal içerikli bir yazı yada yorum olduğunda ortaya çıkan enerji beni ümitlendiriyor.Ben dahil suya sabuna karışmayan herkes yazmak için birbirimizle yarışıyoruz. Diğer başlıklarda da aynı katılımı sağlayabilirsek ne mutlu bizlere.Siyaset mekanlarla sınırlı düşünebileceğimiz bir olgu değil.Siyaset heryerde olduğu gibi tribünde de var. Tribünde omuz omuza verdiğin arkadaşına görüşü için değil Demirspor için omuz verdiğin sürece sorun yaşanmaz.Yeter ki düşünceleri dayatma olmasın farklı görüşlere hoşgörü olsun.
Adsız dedi ki…
bu tribüne kısa zaman sonra allahın oğlu siyaset sokamayacak..başta siz ankara tayfası
yavuzy dedi ki…
Sayın Adsız,

Tribüne siyaset sokmak gibi bir özel bir amacımız yok.
ALİ DURAN dedi ki…
Adsız rumuzuyla yazan arkadaşa bazı sorularım olacak.

Sayın Adsız arkadaşım;

*Venceremos ve Hasta Siempre Pankartını kimler yaptı ve tribüne astı?
*Che bayraklarıyla takım otobüsünü kimler karşıladı?
*Grup Yorum'un şarkılarını kimler besteleyip tribünlerde söyledi?
*Ciao Bella Şarkısını kimler tribünde hep bir ağızdan söyledi?
*Kuzey Kale Arkasındaki elektrik trafosuna kimler Orak-Çekiç figürü çizip altına imzasını attı?
*Sprey boyalarla sol tandanslı sloganları "Tek Yol ADS" vs. gibi, kimler duvarlara yazılama yaptı?

Adsız arkadaşım,önce dürüstçe kendinize bu soruların cevabını verin, ondan sonra çıkıp eleştirin insanları..

Özetle, Tribünlere siyaseti bizler sokmadık ki, bizler çıkaralım. Senin bu soruyu soracağın adres burası değildir. Neresi olduğunu sen bizden daha iyi bilirsin..

ALİ DURAN
Adsız dedi ki…
İçindeki öfkeyi tribünde hakeme küfrederek dindiremeyenler Ankara tayfasına çamur atarak acziyetlerini gösteriyor.
Adsız dedi ki…
simsekler grubunun bir siyasi gorusu vardir bunu bilmeyende yoktur sanirim.statta cavbellayida tek yol demirspor pankartinida soylu kavgam venceremos vb.pankartlarida statlara biz soktuk sokmayada devam edecegiz biz halkin takimiyiz.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.