Ana içeriğe atla

Barad-dûr'dan bakınca Demirspor...

Flying Dutchman, çok uzun süredir ilgiyle takip ettiğim bir blog. Biz burayı açtığımızda linklerimize ilk eklediklerimizden biriydi. Her sabah bilgisayarı açınca bir doz Flying Dutchman futbolsever bünyeye ilaç gibi, şiddetle tavsiye ederim: http://vliegendenederlander.blogspot.com/

İşte bu Flying Dutchman'in yazarlarından Barad-dûr bir süredir İstanbul Amatör 2.Ligi 16.Grupta mücadele veren Demirspor'un maçlarına gidiyor. "Amatör Futbol Günlüğü" başlığıyla hem maçtan fotoğrafları, hem maç özetlerini hem de izlenimlerini bloga taşıyor. Harikulade bir Aceto Balsamico blogunun gerçekten kötü taklitleriyle dolu blog dünyasında "amatör futbol günlüğü" gibi bir seri vaha resmen. Yalnızca amatör futbol günlüğü gibi bir başlık bile böylesine önem taşırken, Barad-dûr'un bir de bunun üzerine Demirspor'u işliyor oluşu bambaşka bir keyif. Burayı okuyorsa, ellerine emeğine sağlık diyorum.

(Barad-dûr'un "Amatör Futbol Günlüğü" yazıları, fotoları ve videoları şu linkten takip edilebilir: http://vliegendenederlander.blogspot.com/search/label/Amat%C3%B6r%20Futbol )

Barad-dûr, son yazısını Bizik...! 'ten İlker Abi'nin sözleriyle bitirmiş: "Sağcı, solcu, aşağıda, yukarıda, zengin, fakir, hiç farketmez bizim maçımıza bir defa gelen adam ömür boyu Demirsporludur"...Adana Demirspor'a selamlarını göndermiş. Selamını mutlulukla alıyor, kendisine "Buyrun bir de beraber Ankara Demirspor maçı seyredelim Cebeci'de" diyorum...Maç çıkışı Barkod'da Blind Guardian eşliğinde biralar bizden :)

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Bu serinin sadece Demirspor üzerinden gittiğini bilmiyorsum, hemen gidip oraya da bir yorum bıraktım. İlgili takımın, Haydarpaşa Demirspor diye ek bilgi vereyim ve kentvedemiryolu.com'daki yazıdan Haydarpaşa Demirspor kısımını da ekleyeyim,

"1937 yılında kurulmuştur. Halen futbol, güreş ve judo branşlarında faaliyet göstermektedir. Hamit Kaplan, Mithat Bayrak, Salih Bora, Hamza Yerlikaya, Şeref Eroğlu, Hamdi Sancaklı, Remzi Öztürk, Adil Atan gibi şampiyon güreşçiler bu klüpten yetişmiştir. Haydarpaşa Demirspor futbolda Fenerbahçe'ye Aydın, Kocaelispor'a Semih, Galatasaray'a Sebahattin'i veren ve o zamanlarda oynadığı üçüncü lig ve ikinci lig takımlarına da futbolcu veren bir takım olma gururunu yaşamaktadır."
Adsız dedi ki…
Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. Sağlam bir Fenerbahçe taraftarı olmama rağmen Demirspor'lara büyük sempatim var.

Ben de Adanademirspor ve Ankarademirspor maçlarına gelmeyi çok isterim.

Davet şekliniz de gerçekten kışkırtıcı... hele maç sonu aman aman :)))

İnşallah diyelim...

Demir gibiyiz !!!
Hüseyin A. dedi ki…
:) bende yazılarına bir yorum bıraktım, selamları çok hoşuma gitti blogdan paylaşmayı da düşünüyordum ki Onur Abim farketmiş zaten
MiTo1940 dedi ki…
Flying Dutchman, Demirsporludur...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...