Ana içeriğe atla

Sömüren Tarafınızdan Vazgeçin !

Tüm haberlerden önce spor sayfasına bakabilmek için gazetesini tersten okuyanlar, televizyonların ana haber bültenlerinin bir an önce bitip spor haberlerinin başlamasını bekleyenler, tüm sporseverler; Çalık Holding'in sahip olduğu Atv-Sabah grubunda grev var !

12 Eylül'den bu yana basın sektöründeki ilk grev bu. Olay şöyle, Atv-Sabah çalışanları sendikalaşmaya çalışıyorlar. Çalık Holding, toplu sözleşmenin yalnızca bir kısmını kabul edip, sendikalı işçilerini çıkarmaya başlıyor. 13 Şubat günü greve gidiyor çalışanlar. Şu an durumları net değil. Anayasaya göre grevde olan bir işçi, işten çıkarılamıyor. Ancak Çalık Holding, sendikal hakların grubun tamamını değil yalnızca bir bölümünü kapsadığını iddia ederek işten çıkarmalara devam ediyor...

Grev bugün 7.gününde. Basınımız sağolsun çok yer vermediği için ben ancak bloglar aracılığıyla haberdar olabildim. Grevdeki arkadaşlar http://sabah-atv-grevi.blogspot.com adresinden gelişmeleri aktarmaktalar.

Gazetesini tersten okuyan biri olarak, tüm o takip ettiğimiz spor haberlerini sendikalı emekçilerin yazmasını istiyorum. Bana bağımsız, tarafsız, doğru haberi ancak patronlarının zincirlerine karşı çıkabilenlerin, boyun eğmeyenlerin sağlayabileceğini biliyorum. Bu greve destek veriyorum!

Sabah Gazetesi son reklam kampanyasında "Hangi tarafımızdan vazgeçelim?" diye soruyor madem, cevaplayarak bitiyorum:

SÖMÜREN TARAFINIZDAN !

Yorumlar

Onur BİÇER dedi ki…
Basında bir ara Çalık Grubu'nun kimseyi işten çıkarmayacağını okumuştum. Yakın zamanda da personeline zam yaptığını okumuştum. Tabi işten çıkarmaları da okudum. İşin iç yüzü farklı olabilir.
yavuzy dedi ki…
Kısa süreli basın deneyimimde, resmi olarak olmasa da, grev-iş bırakma macerası yaşamıştım. En çok sömürülen kesimlerden biridir basın emekçileri. Ücretler zamanında ödenmez, ödenenler tam ücret olmaz vs. Hele ki muhabirler, sürekli stajyerdir bu meslekte. Tabii ki örgütlü bir mücadele, her zaman kazanacaktır.
Adsız dedi ki…
Türkiye'de faaliyet gösteren sendikacılar/sendikalar çalışanları mı düşünüyor zannediyorsunuz arkadaşlar. Daha önceki işyerimde çalışanlar 4 aydır maaşını alamazken faaliyet gösteren sendika başkanının tek derdi kendi işlettiği yemekhanenin parasını (vadesi 1 hafta geçmiş)alabilmekti. Sonra o şirket ne oldu biliyor musunuz ? Kapandı. 750 kişi işsiz kaldı, kapanmasındaki en büyük pay da emin olun sendikanındı. O yüzden böyle konularda olayın iç yüzünü bilmeden yorum yapmak bazı durumlarda yanıltıcı olabilir. Onur'a katılıyorum, olayın iç yüzünü bilmek lazım yorum yapmak için.

Dres
vertumnus dedi ki…
Dres Abi,

Türkiye'de dediğin gibi hemen hemen tüm sendikalar, maalesef benim istediğim düzeyde değil. Çalışanları düşünmedikleri konusunda da haklısın. "Sarı sendikacılık" gelmiş oturmuş, yayılmış her yere. Bu kesin. Sendika başkanlarının önemli bir kısmının çalışanları sömürme anlamında diğerlerinden hiçbir farkı yok.

Ancak yine de, sendikaları da firmaları da olması gerektiği hale getirmek için, daha çok sendikalaşmalıyız diye düşünüyorum. Anayasal hakları kullanmaktan yanayım...
yavuzy dedi ki…
Greve destek: http://bizsabahokumuyoruz.com/index.php

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...