Ana içeriğe atla

Şimdi uzaklardasın...

Şimdi uzaklarda başka başka yerlerde, başka başka takımlarda oynayan çocuklar var. Onları yargılamak bize düşmez, düşemez ama bu konuyu konuşma zorunluluğumuz olduğunu düşünüyorum. Yaklaşık iki - üç haftadır yoğunlaşan bir "milli takımda oynama" polemiği var. Biliyorsunuz Mesut ÖZİL geçenlerde Almanya Milli Takımı forması altında ilk maçına çıktı. Zaten herşeyin fitilini bu ateşledi ama bu çocuğu vatan haini ilan etme aşamasına gelenlere aklı selim gereken cevabı verdi. Verdi vermesine ama yine birileri birilerini konuşturmaya ve yine birileri birilerini tabiri caizse gazlamaya devam ediyor. Haber sporx.com'dan alıntıdır;

"Oğuzhan'dan Fatih Terim'e sivri gönderme



Hollanda 17 Yaş Altı Genç Milli Takımı'nın yanı sıra İngiliz ekibi Arsenal'in genç takımında da forma giyen Oğuzhan Mesut Özil'in Alman Milli Takımını seçmesinde haklı olduğunu söyledi.
Hollanda ile Türkiye 17 Yaş Altı Genç Milli Takımları arasında oynanan ve 2-2 biten karşılaşmada bir gol atıp bir de asist yapan genç futbolcu, “Hangi Türk genci Türk Milli takımının formasını giymek istemez. Biz, futbola yeni başlamadık ki, çocukluğumuzdan beri futbol oynuyoruz. Bizi görüpte görmemezlikten gelenler, önce kendilerini yargılasınlar” diyerek Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim'in "Milli takımımızda o formayı giymekten onur ve heyecan duyacak oyuncularımız var" açıklamasına gönderme yaptı."


Şimdi Oğuzhan güzel güzel konuşmuş, bizim medya'da güzel güzel yazmış. Birileri pişirmiş birileri yemiş. Lakin burda gene kantarın topuzu değişik mecralara doğru ilerlemiş. Oğuzhan böyle cümleler kurmakta haklı mı haklı. Haksızlık var mı ? İllaki! Peki çözüm ? Çözüm o kadar basit değil. UçanHollandalı bu konuda müthiş bir yazı yazmıştı (ilgili yazı). Yazıda yer alan temel fikre katılıyorum. Biraz bende konuyu açayım ve yeni bir boyut kazandırayım istedim.

Mesut Almanya'da büyüdü. Arkadaşları eşi dostu Alman. Yani o bir Alman. Herşey buraya kadar doğru. Alman Milli Takımında oynaması da doğru bu analize göre. Peki Mesut açıklamalarını başka yöne çekmek ne demek oluyor ? Yada Mesut o açıklamaları yapmakta neden ısrar ediyor ? Bana şahsen garip geldi. Mesut'un ilgili açıklamasında "Türk Milli Takımını hiş düşünmedim" diye bir cümle var. Düşünmemiş olabilir ama önceki açıklamaları ile ters düşüyor. Yani Mesut biraz çelişkiler yumağında anladığım kadarıyla. Son dakikaya kadar herşey olabilir hissiyatındaydı. Bundan dolayı her haber kaynağına "Daha kararımı vermedim" imajı çizdi bence. Bu benim düşüncem. Fakat bunun böyle olmasının nedenini "Oğuzhan" örneği ile daha iyi anlıyoruz. Oğuzhan'ın açıklamalarında Mesut'a destek ve diğer ülkenin Milli Takımını seçme konusunda bir zorunluluk olduğunun sinyali var kanaatimce. Bu çocuklar Türk Milli Takımı seçme konusunda herhangi bir çelişkiye sahip değillerdi. Seve seve bu ülke için oynarlardı eminim. Ama... "Ama"sı çok geniş aslında. Birileri birilerinin oynadığı futbolu pek beğenmedi. Yada.. "Yada"sı birileri "bizde bunun gibi çok adam var, emre bundan 10 tane eder" dedi. Kimi... "Kimi"si bize birkaç doğru şey yapan adama ilah muamelesi yapmamak gerektiğini söylemişti, bazıları ise onları dinlememişti.

İkincisi; altyapıda sorun yaşayan bir ülkeysen, bu işi sistemli yapamadığın için toplamda senin elindeki gelecek vaad eden oyuncu sayısının onda biri değil yirmide biri sayısında oyuncu bile üretemeyen "gurbetçi" piyasasına el atıp, bu gençleri bile kendine küstüren bir izleme komitesine ve teknik ekibe sahipsen, gerçekten de "emre" ile oynamaya devam etmeye, "kamil"lerle oynamaya devam etmeye layıksın "Türkiye" ... Yani yuh ki yuh, hala Türkiye'nin en iyi sol bek oyuncusu İbrahim ÜZÜLMEZ'se ona helal olsun, size yazıklar olsun...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.