Ana içeriğe atla

Perşembe Konukları #5 : Talip Egemen "Kırmızı Formalar"

-------------------------------------------------------------------------------
Her hafta Perşembe günleri,"Perşembe Konukları" köşemizde demirgibiyiz@gmail.com adresimize o hafta gelenler içerisinden bir yazıyı, "konuk yazarımız"ın yazısı olarak blogumuza taşıyoruz. Tüm okurlarımız yazılarını demirgibiyiz@gmail.com 'a gönderebilirler.

Bu hafta Perşembe konuğumuz, ilk haftamızda da konuk ettiğimiz Talip Egemen. Yayınladığımız yazısına gelen yorumlardan birinden yola çıkarak takımımızın 2 defa giydiği kırmızı formalar üzerine bir yazı hazırlamış, bir de kendi arşivinden formamızın bir miktar seçilebildiği bir kare yollamış. Kırmızı formaların diğer görüntülerine ulaşabilmek için blogdan Onur hummalı bir çalışma yaptı, Fenerbahçe ile oynanan maçtan 2 kare de biz elde edebildik (dönemin Milliyet gazetesinden). Talip Egemen'in yazısının içerisinde ulaşabildiğimiz bu 3 kareyi yayınlıyoruz.

Talip Bey, kırmızı formaları beğendiğini, nadir kullanılırsa hoş olabileceğini belirtmiş. Kendi adıma, mavi-lacivert konusunda tutucu olmama karşın, fotoğraflara baka baka alıştı gözlerim diyebilirim. İlk anda çok tuhaf gelirken, şimdi biraz daha iyi gibi geliyor gözüme...Farklı renkte formalara ilişkin düşünceleriniz için yorumlara bekliyoruz...

Talip Bey'e teşekkürlerimizle...

-------------------------------------------------------------------------------
KIRMIZI FORMALAR
Talip Egemen


Merhabalar ,

Geçtiğimiz haftalarda büyük incelik göstererek blogda yayımladığınız yazıma bırakılan bir yorumda , 1994/95 sezonunda Adana’da oynanan Fenerbahçe maçında giyilen kırmızı formalardan bahsedilmişti.Yorum bırakan arkadaş , Adana Demirspor’da ilk kez böyle bir forma gördüğünü belirtmişti.

O maçta giyilen kırmızı formalar ile ilgili birkaç satır yazmak geldi içimden. O formalar ilk kez 1993/1994 sezonunda ikinci ligde mücadele ederken, klasman grubunun ikinci yarısındaki Adanaspor maçında giyilmişti. Maç ise bir Cumartesi öğleden sonrası Mersin’de oynanmıştı. Adanaspor mu yoksa Demirspor mu cezalıydı hatırlamıyorum ama heyecanla beklediğim bu derbi bizden uzakta oynanmıştı. Heyecanla bekliyordum, çünkü benim için bir rövanş niteliği taşıyordu. Ligin ilk yarısında oynanan maçı Hikmet’in attığı golle 1-0 kaybetmiştik. Adanaspor maçlarında biraz daha hassas olan ben de incinmiştim tabi ve rövanşı alma umuduyla maçı bekliyordum. Yalnız maç Mersin’e alınınca maça gitme hayalleri suya düşmüş 5 Ocak Stadı yerine dershanenin yollarını aşındırmıştım.

İç hesaplaşmaları bir tarafa bırakıp maça geçersek Demirspor Mersin’deki bu maça kırmızı formalar ile çıkmıştı. Üzerinde mavi lacivert şeritli kırmızı forma, lacivert şort ve mavi tozluklarla arz-ı endam ediyordu Mavi Şimşekler. Bu forma o dönem ne için yapıldı, ne için giyildi bilemiyorum. Acaba bizim yöneticiler İngiltere’de, Almanya’da, Avrupa’nın birçok ülkesinde takımlar farklı renklerde forma üretiyor, giyiyor, taraftar da ilgi gösteriyor, satın alıp maddi destek sağlıyor diyerek büyük düşünüp mü bu formaları yaptırdı ya da maç Mersin’de tarafsız sahada oynanıyor, kırmızı lacivert giyelim Mersin taraftarını yanımıza çekelim deyip küçük mü düşündü bilemiyorum. Bildiğim ve itiraf etmem gereken bir şey var ise bu formalar hoşuma gitmişti. Her ne kadar bir futbol takımının sahip olabileceği en güzel renk kombinasyonuna sahip olsak da, kırmızı formalar bizim futbolculara pek bi yakışmıştı. Ben de o dönem deli gibi oynadığımız Sensible Soccer’da Adana Demirspor için böyle bir forma dizayn etmiştim. Bu formalar Adanaspor maçından sonra ertesi sezon Fenerbahçe maçında giyildi ve bir daha kendilerinden haber alınamadı. Muhtemelen 15-16 adet üretilmiş olan bu formalar kim bilir nerede, hangi şanslı insanların evinde, çekmecesinde...

O formaları taşıyan takımın o sezon şampiyon olduğunu ve formalardan birininde Kayhan Kaynak’a ait olduğunu düşünürsek çok değerli formalar olduğunu düşünüyorum.Umarım bu formalar kadir , kıymet bilen insanların ellerindedir , umarım heba olmamışlardır....

Bize de o maça ait fotoğrafların bulunduğu dergileri daha bir özenli saklama görevi düştü. Şanssızdım, o dönem ülkemizde haftalık veya aylık bir futbol dergisi yoktu. Şanslıydım, o maçtan birkaç yıl sonra yayın hayatına başlayan haftalık “Süper Futbol” dergisi kırmızı formaların giyildiği Adana Demirspor-Fenerbahçe maçından bir estantaneyi derginin bir sayısına koyuvermişti. Böylece kırmızı formalar da arşivdeki yerini almış oldu. Biraz geri planda kalmasına ve ucundan azıcık görünmesine rağmen Torino’dan transferimiz Emanuel Duah’lı resmi size de gönderiyorum.

Sadece biz değil, herhangi bir takım kendi rengi dışında alternatif bir renk kullandığında taraftarlarından olumlu olumsuz tepkiler alıyor. Destekleyen oluyor, bu nasıl forma diye tepki koyan oluyor. Sonuç olarak bu sezon başı hazırlıklarında giyilen yekpare kırmızı antrenman formaları gibi olmadıkça ve 15 yılda bir giyildiği sürece alternatif formalara, alternatif renklere bir itirazım yok benim.

ACI NOT: Mersin’de oynanan maç 1-1 bitti. Rövanşı alamamış olsak da bizim için play off’a yükselmek adına avantajlı bir sonuçtu. Acı taraf ise dershane dönüşü eve döndüğümde Annemin “Oğlum, dayınlar uğradı, Mersin’e maça gidiyorlarmış, evde olsan seni de götüreceklerdi” sözleriydi.

Sevgiler, Saygılar…

Yorumlar

vertumnus dedi ki…
Bu arada Fener maçındaki kadromuz şu şekilde;

Mehmet
Cüneyt
Ahmet Suphi
Hamit
Kemal
Ali Kemal
Muhammet (55' Şakir)
Ergün
Cengiz (46' Volkan)
Coulibaly
Duah

72.dakikada Aykut Kocaman'ın penaltı golüyle 0-1 mağlup oluyoruz...
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Mersindeki maçta sırf Mersinli seyircilere yaranmak için bu rengin seçildiğine kalıbımı basarım.Farklı renkte forma giyme düşüncesine ise temelden karşı değilim ancak bunun bir formatı olmalıdır. Ağırlıklı olarak Avrupa genelinde iç ve dış saha formaları ayrımı yapılmaktadır. Bizim için de böyle bir ayrım olabilr görüşündeyim. Ancak kullanacağımız farklı rengin veya renklerin mutlak surette manevi bir anlamı olmalıdır. Yoksa yeşil hoşuma gitti, kırmızı çok güzelmiş, beyaz da ne yakışır vb. kişisel istekler ile renk belirlenmemelidir.
Aslolan birşey varsa o da asla turuncu giymememiz gerektiğidir:-)))
Adsız dedi ki…
Yaptığım yorumu dikkate alarak tekrar nostaljik bir yazı yazan Sn.Talip Egemen'e teşekkür ederim.Bir Adanalı futbolsever olarak blogunuzda yazılan nostaljik kıvamdaki bu yazıları ilgiyle takip ediyorum.Bu forma bana 90 lı yıllardaki O.P.R(Queens Park Rangers),Chrystal Palace,Derby Country gibi o dönem İngiltere liginin önemli takımlarını hatırlattı.Kim tasarlamışsa bence güzel olmuş aynı rengi taşıyan bir başka takımla oynanacak maçta giyilebilir,mesela uefa kupasına katılmışsın kuralar çekilmiş çıkan rakip Manchester City işte o zaman bu şekilde Manchester deplasmanında giyilecek bir forma çok şık gider.(bu forma olayını abarttım galiba).
vertumnus dedi ki…
Bence hiç abartı değil. Bir gün, Manchester deplasmanında giyilecek bu kırmızı forma, ben inanıyorum...

"Adana'ya kar yağmış, Manchester'da petrol çıkmış" diye pankart yapmazsam ne olayım hatta :)
Metin dedi ki…
Dayilar da bir gun onceden haber verse olmaz mi :))
vertumnus dedi ki…
Yalnız bugünkü kurallara göre bakacak olsaydık, bu maçta kural hatası olduğunu söyleyebilirdik, o dönemki kuralları bilmiyorum. Takımlar, yakın renkte tozluk-çorapla çıkamazlar sahaya. Birbirinden ayırt edilebilecek renkler olması lazım. Kuralın mantığı kimi pozisyonlarda hakemlerin ayaklara bakarak karar verebilmesinin sağlanmasından geliyor.

Federasyona itiraz edip maç tekrarına gitsek mi? :)))
Adsız dedi ki…
lacivertin yanında bir daha asla kırmızı olmasın. o formalar da tarihin derinliklerinde kaybolsun gitsin..
zaten şimdi giydikleri kırmızı eşorfmanlara da gıcığım..
mavi-lacivert dedik bir kere... sulandırmasınlar artık..
Saygılar..
Ozan Baysal

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.