Kırgınım ve kızgınım... Şimşekler Grubu'nun olan biteni öylece izlemesine anlam veremiyorum.
Bugün Adana Demirspor, tüm Türkiye'de, başaıları ve tarihinden çok grubun imajı ile tanınır durumda; onların marşları-pankartları-duruşları ile; yılların getirdiği cefaya rağmen düşmeyen tempoları ve sayılarının azalmaması tersine artması ile...
Ama Demirspor, gözümüzün önünde küme düşme potasına girerken, herkes sessiz!
Grup, Ergun Kara'nın tebriklerini alma noktasında!
Sürekli yeni bir mazaret var: Yeni sezon, yeni hoca, yeni topçular, sonra yine yeni hoca ve yeni topçular, "bu kez son maç"...
Alanya'dan yeni döneli daha 1 saat olmadı. Onlarca parayı ve saati harcayıp, sözümüzü söyleme kaygısıyla yerimizi aldık. Pankartımızı astık.
Sahada, sezon başlayalı 7 ay geçmesine rağmen hala düzenini tutturamamış, neredeyse yarısı değşmiş bir takım...
6 haftada 10 puan toplayan Behzat Hoca'nın ipini çekip, yerine "kefil olduğumuz" Abdulkerim Hoca.
Sonuç, 2'de 0.
Tribün ise sessiz. "Küme düşüyoruz ha!" nidalarına, "tamam, yeter" uyarıları!
Yönetimle kurumsal değil, kişisel ilişki kurulunca, gelinen noktada Demirspor'un yüksek çıkarları, bu kişisel ilişkilere düğümleniyor.
Bizim ise maç sonu boğazımıza düğümlenenlerin hesabını sormaya yardımcı olacak kimsemiz yok.
Beyler, küme düşüyoruz-farkında mısınız!
Bugün Adana Demirspor, tüm Türkiye'de, başaıları ve tarihinden çok grubun imajı ile tanınır durumda; onların marşları-pankartları-duruşları ile; yılların getirdiği cefaya rağmen düşmeyen tempoları ve sayılarının azalmaması tersine artması ile...
Ama Demirspor, gözümüzün önünde küme düşme potasına girerken, herkes sessiz!
Grup, Ergun Kara'nın tebriklerini alma noktasında!
Sürekli yeni bir mazaret var: Yeni sezon, yeni hoca, yeni topçular, sonra yine yeni hoca ve yeni topçular, "bu kez son maç"...
Alanya'dan yeni döneli daha 1 saat olmadı. Onlarca parayı ve saati harcayıp, sözümüzü söyleme kaygısıyla yerimizi aldık. Pankartımızı astık.
Sahada, sezon başlayalı 7 ay geçmesine rağmen hala düzenini tutturamamış, neredeyse yarısı değşmiş bir takım...
6 haftada 10 puan toplayan Behzat Hoca'nın ipini çekip, yerine "kefil olduğumuz" Abdulkerim Hoca.
Sonuç, 2'de 0.
Tribün ise sessiz. "Küme düşüyoruz ha!" nidalarına, "tamam, yeter" uyarıları!
Yönetimle kurumsal değil, kişisel ilişki kurulunca, gelinen noktada Demirspor'un yüksek çıkarları, bu kişisel ilişkilere düğümleniyor.
Bizim ise maç sonu boğazımıza düğümlenenlerin hesabını sormaya yardımcı olacak kimsemiz yok.
Beyler, küme düşüyoruz-farkında mısınız!
Yorumlar
Ayrica; grubun icerisindekileri biraksalar tepkinin kralini koyacaklar ama buyuklerine saygidan onlar da sessiz kaliyor.
ruh gibi oynayan futbolcular mı?_?
sürekli yanlışlar yapan yönetim mi?_?
yoksa tepkisiz kalan taraftalar mı?_?
A Takımı, yönetimiyle ve teknik adamıyla yalnız başına bırakalım...
bir allahın kulu maça gitmesin...
sadece tepki pankartları asılsın...
ama bu bir iki maçlık olmasın, bu saçma salak yönetim yıkılana kadar Demirspor Lig A'ya çıksa da protesto devam etmelidir. Çünkü Bu takım Lig A'ya çıksa da değişen bir şey olmayacaktır... Sadece daha büyük paralardan, daha büyük skandallardan bahsedeceğiz... o kadar...
"Taraftar Müsvettesi" rumuzuyla yorum bırakan kardeşim, abim, arkadaşım,
Hiçbirimiz kendini taca atmadan konuşalım gel.
50 kişilik otobüste 90 kişi gidenlere, tıklım tıklım bagajlara, evini ailesini sevgilisini Demirspor için hiçe sayanlara, cebinde 5 kuruşu olmayanlara ne demişiz biz? Ne diyebiliriz? Yaşadığımız yer Ankara olduğunda sanıyor musun ki hepimiz gani gani zengin oluyoruz? Hepimizin deplasmana gelişi aynı emin ol. Bir gün umarım bizimle beraber deplasmana gelme imkanın olur, kendin de görürsün. Adana'dan, Eskişehir'den, Afyon'dan, İstanbul'dan, Sivas'tan, Yozgat'tan arkadaşlarımız bizimle deplasman yaptılar, icabederse onlara da sorabilirsin. Öğrenci ağırlıklı bir ekibiz biz, aramızda çalışanlar da var ancak sayılıdır. Bu öğrenci arkadaşlarımızın da (hatta çalışan arkadaşlarımızın da) maddi durumları senin yorumunda söz ettiğin arkadaşlarımızdan çok farklı değil.
Biz kimsenin, kendimizden farklı olmayan maddi durumları üzerinden hiçbir şey söylemedik.
5000 günü 500 zannetmekse, bu durumla alakalı bir şey değil. Burada karşılıklı gönül koyuyoruz birbirimize, hata ediyoruz. Biz, tribünde Demirspor hakkında fikri olanların artmasını istiyoruz. Tarihimizi bilelim istiyoruz. Maddiyatla hiç alakası yok, interneti bulamayan kardeşlerimize de pankartımızla 5000 gün olduğunu bildirmek istiyoruz.
Bunun karşılığında duyduğumuz "o pankart ne? 5000 mi diyor 500 mü diyor, ne diyor?" sözleri, bize bununla dalga geçiliyormuş izlenimi veriyor. Ağırımıza gidiyor o zaman. Eleştirdiğimiz budur. Ha, bunu eleştirdiğimizde de sen kendi tepkini veriyorsun, senin de bambaşka bir yerden ağırına gitmiş oluyor. Halbuki inan farklı şeyler söylemiyoruz. İkimiz de Demirspor'un iyiliğini istiyoruz başka bir şey değil.
Kimsenin, hele ki en cefakar taraftarların Demirsporluluğunu sorgulamadık. Senin de dediğin gibi, biz de kimse tarafından sorgulanmadık. 1 senesini doldurmayan Demirsporlularımız da var aramızda, 2 aylık Demirsporlularımız da. Tribünde kalmıyor farkımız, herkes birbiriyle omuz omuza.
"Pankartta ne yazıyor? 500 gün mü ne olmuş, bilmiyorum." diyen geçmişinden habersiz, geleceğine duyarsız, anını sorgulamadan yaşayan bir takım "genç" ama dinamik olmayan taraftar müsvetteleri..."
Bunu demişiz biz. Ne cefakarlığa saygısızlık etmişiz, ne tribünde geçen yılları hiçe saymışız, ne maddi durumu bizlerle aynı olan insanların durumunu anlamamazlık etmişiz...Sadece geçmişi bilelim diye uğraşırken aldığımız tepki gücümüze gitmiş, onu söylemişiz. İşi yanlış bire biçimde "kalburüstü elit Demirsporlular" gibi ayrımlara götürmeye hiç gerek yok.
Yok birbirimizden farkımız.
Takımın durumu bunca öfke, mutsuzluk, hınç saçarken kırıyoruz birbirimizi, üzüyoruz, her ikimiz de ayıp ediyoruz.