Ana içeriğe atla

Epik, Tragedya, Komedya

Demirspor'a sanatsal açıdan bakarsak sergilenen oyunu başlıktaki türlerde adlandırmamız mümkün olacaktır.

Epik:
Takımı kayyumdan aldım.

Abdülkerim Hoca'ya kefilim. Yenilmeden klasmandan çıkacağız.

Kazım'ın kaçmasından sonra, yerine adam alınamayan Atalay için "Kendisine sonuna kadar güveniyoruz." Aslansın, kaplansın.

Takıma ve yönetime destek olalım. Bir ve beraber olalım.

Haydi aslanlarım, haydi koçlarım.

Biz büyük bir camiayız. İstenilen noktaya geleceğiz.

Tragedya:
Behzat ÇINAR...

Yenilmeyen takımı bozup Abdülkerim Hoca ile "ikide iki"...

Atalay'ın yediği saçma sapan goller...

Ayakta duramayan futbolcular...
"Pankartta ne yazıyor? 500 gün mü ne olmuş, bilmiyorum." diyen geçmişinden habersiz, geleceğine duyarsız, anını sorgulamadan yaşayan bir takım "genç" ama dinamik olmayan taraftar müsvetteleri...

Tepe taklak düşmekte olan bir takım...

Ha unutmadan söyleyeyim. Koskoca bir SESSİZLİK...

Komedya:
Umutlandırdığımız Adanaspor
Şampiyon yaptığımız Karabükspor, Kartalspor, Giresunspor
Mersin İdman Yurdu
Pendikspor
Uşakspor
Turgutluspor
Akhisar Belediye

ve oyunun son perdesinde karşınızda Alanyaspor...

Yorumlar

mustava dedi ki…
adana demirspor gezici sirki her hafta sonu ülkemizin şirin beldelerini, bu beldelerde yaşayan insanları sevindiriyor, mutluluktan deli ediyor. kasaba kasaba, il il geziyor bu gezici sirk. yalnız nedense bu sirk adanadaki gösterilerinde ev sahibi seyircilere her hafta dram oynuyor, salya sümük ağlatıyor!!! biraz da adanadakiler sevinsin diyeceğim de, adanadakiler hakediyor mu sevinmeyi? "sevinmek için sevmedik"ten başka bir cümle edilmedikçe bu iş zor!
Onur BİÇER dedi ki…
Bir söz daha ediliyor. Lütfen atlamayalım.

"Kafana Göre Adana Demir'im"

Takımın kafasında küme düşmek var. O da kafasına göre takılıyor.
Adsız dedi ki…
biz böyle oynamaya devam edersek arkamızdan böyle çok oynarlar çokkk...
Adsız dedi ki…
Adım TARAFTAR MÜSVETTESİ.Ben alanyaya gitmedim.Giden kardeşlerimi telefonla yolcu ettim.O 50 kişilik otobüste 90 kişi giden,eve geldiğinde belkide babasından dayak yiyecek olan,belki devamsızlıktan sınıfta kalacak olan,belki 5 parasız,belki aç,belki cebinde deplasman keyfi çıkaracak tüttürecek bir sigarası olmayan kardeşlerimi...Belki 5000 gün oldugunu bilmeyen 500 zanneden..belkide evinde imkanı olmayıp interneti bulamayan..herkes sizin kadar şanslı yaşamıyor olabilir,sizin kadar mürekkep yalayıp kelime oyunları yapamıyor olabilir..bugüne kadar sizin DEMİRSPORLULUĞUNUZ kimse tarafından sorgulanmadıysa sizin o CEFAKAR çocukların DEMİRSPORLULUGUNU sorgulamaya hakkınız yok.Aranızda 1 senesi dolmamış demirsporluların sevgisi sorgulandımı hiç.Hayır sorgulanmadı.Kimse sorgulayamazda.Herkesin sevgisi kendini bağlar.Ama burda onlarca okurun önünde tutupta TARAFTAR MÜSVETTESİ dediğiniz o çocuklar emin olun ki sizden daha insan daha adam...İsterseniz yayınlamayın yazdıklarımı.Kimsenin okumasını istemiyorsanız.Utanırsınız belki.Ama HADDİNİ BİL yeter ANKARA TAYFASI...
vertumnus dedi ki…
Bir yerlerde bir hata oluşuyor. Adana'daki arkadaşlarla, abilerle, kardeşlerle kopuk kopuk, birbirimizi anlayamaz hale geliyoruz. Gelmememiz lazım.

"Taraftar Müsvettesi" rumuzuyla yorum bırakan kardeşim, abim, arkadaşım,

Hiçbirimiz kendini taca atmadan konuşalım gel.

50 kişilik otobüste 90 kişi gidenlere, tıklım tıklım bagajlara, evini ailesini sevgilisini Demirspor için hiçe sayanlara, cebinde 5 kuruşu olmayanlara ne demişiz biz? Ne diyebiliriz? Yaşadığımız yer Ankara olduğunda sanıyor musun ki hepimiz gani gani zengin oluyoruz? Hepimizin deplasmana gelişi aynı emin ol. Bir gün umarım bizimle beraber deplasmana gelme imkanın olur, kendin de görürsün. Adana'dan, Eskişehir'den, Afyon'dan, İstanbul'dan, Sivas'tan, Yozgat'tan arkadaşlarımız bizimle deplasman yaptılar, icabederse onlara da sorabilirsin. Öğrenci ağırlıklı bir ekibiz biz, aramızda çalışanlar da var ancak sayılıdır. Bu öğrenci arkadaşlarımızın da (hatta çalışan arkadaşlarımızın da) maddi durumları senin yorumunda söz ettiğin arkadaşlarımızdan çok farklı değil.

Biz kimsenin, kendimizden farklı olmayan maddi durumları üzerinden hiçbir şey söylemedik.

5000 günü 500 zannetmekse, bu durumla alakalı bir şey değil. Burada karşılıklı gönül koyuyoruz birbirimize, hata ediyoruz. Biz, tribünde Demirspor hakkında fikri olanların artmasını istiyoruz. Tarihimizi bilelim istiyoruz. Maddiyatla hiç alakası yok, interneti bulamayan kardeşlerimize de pankartımızla 5000 gün olduğunu bildirmek istiyoruz.

Bunun karşılığında duyduğumuz "o pankart ne? 5000 mi diyor 500 mü diyor, ne diyor?" sözleri, bize bununla dalga geçiliyormuş izlenimi veriyor. Ağırımıza gidiyor o zaman. Eleştirdiğimiz budur. Ha, bunu eleştirdiğimizde de sen kendi tepkini veriyorsun, senin de bambaşka bir yerden ağırına gitmiş oluyor. Halbuki inan farklı şeyler söylemiyoruz. İkimiz de Demirspor'un iyiliğini istiyoruz başka bir şey değil.

Kimsenin, hele ki en cefakar taraftarların Demirsporluluğunu sorgulamadık. Senin de dediğin gibi, biz de kimse tarafından sorgulanmadık. 1 senesini doldurmayan Demirsporlularımız da var aramızda, 2 aylık Demirsporlularımız da. Tribünde kalmıyor farkımız, herkes birbiriyle omuz omuza.

"Pankartta ne yazıyor? 500 gün mü ne olmuş, bilmiyorum." diyen geçmişinden habersiz, geleceğine duyarsız, anını sorgulamadan yaşayan bir takım "genç" ama dinamik olmayan taraftar müsvetteleri..."

Bunu demişiz biz. Ne cefakarlığa saygısızlık etmişiz, ne tribünde geçen yılları hiçe saymışız, ne maddi durumu bizlerle aynı olan insanların durumunu anlamamazlık etmişiz...Sadece geçmişi bilelim diye uğraşırken aldığımız tepki gücümüze gitmiş, onu söylemişiz. İşi yanlış bire biçimde "kalburüstü elit Demirsporlular" gibi ayrımlara götürmeye hiç gerek yok.

Yok birbirimizden farkımız.

Takımın durumu bunca öfke, mutsuzluk, hınç saçarken kırıyoruz birbirimizi, üzüyoruz, her ikimiz de ayıp ediyoruz.
Adsız dedi ki…
bu sorunlar bire bir görüşülerek çözülebilecek sorunlar değil sayın vertumnus.bu bloga ŞİMŞEKLER GRUBU neferlerini farklı konularda yargılayacak,suçlayacak v.s v.s neler neler yazıldı çizildi.ve bu popüler forumda sizde hepsini yayınladınız.demek ki sizde aynı düşüncedesiniz.onun için bireysel olarak çözülebileceğini sanmıyorum.bu sebeplerden dolayı farklı bir cumhuriyet imajı taşıyorsunuz.hepimiz 1'iz diyorsun ama 1 olmak için çaba göstermiyorsunuz.çünkü kabullenemedikleriniz var.her neyse bilmiyorum ama kaldıramadıklarınız var eminim.bu sorunlar siz ankarada oldugunuz sürece sürer gider bundanda emin ol.herşeyi görebilmeniz için burada herşeyi takımla beraber yaşamanız lazım.geleceğimizi iyi veya kötü ancak buradan yaşayarak görebilirsiniz.oradan kulaktan dolma bilgilerle bu iş olmaz.söyleyeceklerim bunlar.bazı şeyleri anlamamız için sizinle deplasman yapmamıza gerek yok.içinize girmemize gerek yok.sizinde kendinize göre doğrularınız vardır elbette ama şunu bir daha düşünün UZAKTAN DAVULUN SESİ HOŞ GELİR...başka söze gerek yok bu konuşma yazılar v.s uzar gider.onun için başka birşey yazmayacağım.kendimide tanıtmama gerek yok.hadi eyvallah...
serdanka dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.