Ana içeriğe atla

Adana Demirspor Kebap ve Şalgam Günü

Kulübümüzün resmi sitesinden yapılan açıklamaya göre "Takımımız 14 Mart Cumartesi günü saat 14.00´da "1. Geleneksel Adana Demirspor Kebap ve Şalgam Günü" düzenleyecek"

Resmi sitede "1.Geleneksel" denilmiş, "geleneksel" sözcüğü ile "birinci" yanyana olmaz elbette, metni yazanın olaya bir espri katmak istediğini düşünmeye çalışıyorum. Ancak, bunu gerçekten gelenekselleştirebilirsek harika olacak bence. Yönetimden, kendi adıma beğendiğim bir hamle.

"Adana, Demirsporludur" derken her şeyiyle, kebabıyla şalgamıyla Demirspor'un Adana, Adana'nın Demirspor olduğunu anlatmaya çalışıyoruz...Kebap da bizim, şalgam da. Artık bir de "Adana Demirspor Kebap ve Şalgam Günü"müz var ki, harika bence. Tebrik ediyorum akıl edeni de uygulamaya geçireni de.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Fikir güzel ama, isim için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Arkadaşlar,sizlerin de bildiği gibi, bir etkinliğin geleneksel olması için çok uzun zamandan beri uygulanıyor olması gerekir. Daha birincisi düzenlenecek bir etkinliğe geleneksel denmesi bence komik kaçıyor. İnşallah 30-40 sene sonra da bu şenlik devam eder de o zaman gerçekten geleneksel deriz. Selam ve saygılarımla.
Merih Güvenç
Adsız dedi ki…
ilk kez yapılan herhangi bir eylem malesef 1. geleneksel ..... diye yazılamaz ve söylenemez... Bu hata düzeltilsin lütfen..

Kamil Ateş
vertumnus dedi ki…
Merih Abi, Kamil Bey,

İsimlendirme konusunda dediklerinize aynen katılıyorum. Ben bloga bu haberi girerken başlıkta ve son paragrafta, tamamen sizinle aynı duyarlılıkla "geleneksel" sözcüğünü kullanmadım. Yanlış kullanım olduğu konusunda hemfikiriz.

Blogdaki yazının sadece ilk paragrafında "geleneksel" sözü geçiyor, o da maalesef kulübümüzün resmi sitesinin açıklaması :

http://www.adanademirspor.org.tr/haberdetay.asp?id=372
vertumnus dedi ki…
Metni baştan düzenledim bu arada, sanıyorum daha uygun oldu böylesi.
Adsız dedi ki…
Futbolcularimizin takim elbiselerle donatilmasi,kebap ve salgam gunu uygulamasi cok guzel..Senelerdir istedik .Kismet buguneymis.
Adsız dedi ki…
Şimdi olmuş bence..

Kamil Ateş
Hüseyin A. dedi ki…
Gerçekten çok hoş bir yöneticilik hamlesi,
Adsız dedi ki…
Topraq Dyr ADanaDEmir spor dünyanın heryerindedir


SEVİMTEKİNLİ şimşekler

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...