Ana içeriğe atla

Zaman Siler Her Şeyi...

Bugün kentimizin diğer takımından transfer edeceğimiz oyunculara ilişkin bir haber okudum. İlgili takımın en yetkili kişisinin "Futbol profesyonel yapılıyor, biz para ödeyerek transfer yapıyoruz. Bu nedenle biz de oyuncu satarken kulübün şartlarını düşünmeliyiz." şeklinde beyanı var. Emrah Bedir'in ilgili takıma hediye edilip edilmediğine ilişkin bir soruya ise "Demirspor'un hesabına resmi olarak banka kanalıyla 300 milyar yatırdık. Bu konuda şüphesi olan varsa elimizde dekont var. Emrah Adanaspor'a hediye edilmedi." cevabı veriliyor.


Bu haberde dikkatimi çeken şey, profesyonel bir futbol kulübünün, profesyonel bir yöneticisinin, sıfatlarına yakışır şekilde profesyonel olunması gerektiğini vurgulaması. İster istemez gülümsetti bu haber beni ve biraz da geçmişe götürdü, yakın bir geçmişe.

Hayat insana neleri unutturmuyor ki? Kıssadan hisse:

Camialara profesyonellik dersi verilirken geçmişte ne yaptığını bilmenin de profesyonelliğin bir şartı olduğunu unutmamak gerekir. Oyuncular ücretsiz verilsin demiyorum ama basın açıklaması ile mesaj gönderilmesi etiğe uymamaktadır. Dar zamanda ücretsiz alınan oyuncular için basın açıklamaları ile teşekkür edilen bir kulübe profesyonellik öğretmek doğru bir öğretici tarzı sunmamaktadır. Anlaşılan o ki; öğretici kimliğine soyunan bazı kesimler, zamanın verdiği dersleri alamamış başarısız öğrenciler olarak sınıfta kalmayı çoktan hak etmişlerdir.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Adana medyası bu 3 oyuncunun Ads'ye transferini isterken Emrah'ın bedelsiz transfer edildiğini, Belediye'nin hediyesi olduğunu dillendirmiştir, bunun uzerine cevap verilmiştir medyaya. Zamanın verdiği dersleri almamakta ısrar edenin kim olduğu konusunu tekrar düşünmenizi tavsiye ediyorum, Aytaç Durak'lı mı Durak'sız mı konusundaki dersleri aldınız ve uygulayabildiniz mi acaba? Her neyse, zaten 3 oyuncu da size verildi, zamanla unutmazsınız umarım bu iyiliği :)
Onur BİÇER dedi ki…
Alıntıda neyin ne için söylendiği açıktır. Aytaç Durak ile ilgili alınacak dersler Adanaspor camiasını bağlamaz. Kulüpler arasındaki transfer ilişkileri ise her iki camiayı bağlar. Bu yönden çalışın dersinize.
yavuzy dedi ki…
Adsız mısın Atsız mısın, her kim isen doğru düzgün adını yaz da kim olduğunu bilelim...Perde arkasından Demirspor'a laf sokuşturma yeri değil burası! Önce herkes kendi tarihiden ders çıkarsın; sonra birbirimize soru yöneltelim. Bu blogun Durak'la ilgili yorumu ve Durak'ın Demirspor'a yaptıkları konusundaki tavrı gayet açık ve nettir. Bahsettiğin "iyiliği", biz kara kaplı deftere not aldık; burada onu dillendirmeye ve hesabını sormaya devam edeceğiz şüphen olmasın. Kimlerin iyiliği kimlere ne kazandırdı bunun da farkındayız. Sakin olunuz.
Adsız dedi ki…
ince bıyıklı arkadaşım, biraz sakin demişsin ama hızını alamamışsın :)
Blog Demirspor'a laf sokuşturma yeri değil eminim, ama Bayram Akgül'e laf sokuşturmak serbest sanırım...

Onur arkadaşımız her iki camiadan da bağımsız bir pozisyona oturtmuş Aytaç Durak'ı, keşke öyle olsaydı... Gökoğlu'nu sevmeyen Durak, yeni prensini oturtmadı mı tahta? Durak ve ekibi başkanınızı yönetimden ayırıp, eski yönetimle onu başkan olarak tahta getirmedi mi, kulislerde Gökoğlunun ismini çizip yeni biriyle devam eden Duraktır... Tarih konusunda biraz Gökoğlu'da ders alacak, kendi yaptığını Aytaç bey aynen iade etti. Bunun farkında olarak şu transfer hikayesini tekrar yorumlayınız lütfen...

Onun dışında verdiğiniz eski haberde Akgül biz de zamanı gelince veririz demiş, ve vermiş 3 oyuncuyu da... Daha transfer bitmeden bir daha balıklama atlamayınız lütfen... Ben bu yazıların arkasında obesif kompulsif bir rahatsızlık görüyorum, eleştirim kişiseldir, renkler ve camiaya yönelik değildir... Karalara bağlamayın kendinizi, bu 3 oyuncu sizi başarıya götürür, ben başarılar diliyorum bu oyunculara ve camianıza...
yavuzy dedi ki…
Sayın Adsız, (karanlıkla konuşmak çok keyifli gerçekten!)

Bıyıklarımı dün kestim, o eski fotoğrafım, en kısa sürede değiştirmeliyim, haklısınız...

İkinci paragrafınıza aynen katılıyorum.

Lakin, bizim memlekette neden Demirspor bir siyaset aracı olmuştur da Adanaspor olmamıştır-ya da görece az olmuştur-sorusuna verilecek cevap, bundan sonra ve bundan önce ve bu tartışmanın temel eksenidir.

Adana kentinde, Demirspor için birşeyler yapmak-müspet veya menfii-neden önemlidir?

Neden Adanaspor kendi haline bırakılırken, Demirspor bırakılmaz-neden Demirspor'un Adanaspor'a bedelsiz oyuncu vermesi, "büyüklük"-"kardeşlik" vb. anlamsız ifadelere bağlanırken, bunun tersi profesyonellik diye teknikleştirilir?

Bu sorular üzerine düşününüz sayın Adsız.

ve psikoloji ilmi üzerine bilginiz ile şahsım hakkındaki ruhsal tespitiniz beni mutlu etti. Anlamak, açıklamanın önemli bir aşamasıdır. Freud'dan önce dünyaalem ne yapmış, ben de merak etmekteyim ve eğer yararı olacaksa dizlerinizin dibine uzanıp uzun bir terapiye başlamaya çok hevesliyim.
Adsız dedi ki…
Obesif olarak çıkmış yazım :) Doğrusu 's' eklenerek Obsesif olacak, bende de biraz obsesiflik var tabi bunu da eklemezsem olmaz :) Ayrıca sizi kastetmedim, o yazının sahibine yönelik bir eleştri idi... Musiki ile aram pek yoktur, o yüzden sizi ve eserlerini tam olarak çıkaramadım, yine sıhhatler olsun...

Neden diye sorduğunuz sorulara ise şöyle cevap vereyim, tesislerinize gidiniz, Atatürk büstünün yanındaki büstü kraldan çok kralcılar lafı ile tekrar sorunuz kendinize neden diye... Başkan ve önde gelen isimlerin elini ayağını öpeyim lafları, Aytaç Durak olmazsa Demirspor'da olmaz laflarını tekrar hatırlayınız... Aynı laflar Uzanlar döneminde Adanaspor içinde de vardı... Neyseki kurtulduk biz uzanlardan, şakşakçılardan da, o dönemin kralcılarını da elbet temizleyeceğiz içimizden, şu anda da Aytaçcılardan az olsa da Bayramcılar da yine de var... Fakat rantın, çıkarın, pöhpöhlenmenin adresi olarak neden biz sorusu üzerinde fazla düşünmenin bir faydasını göremiyorum, 20 sene önce yoktu, belki 10 sene sonra olmayacak ne Aytaç ne Bayram zaten Uzan kalmadı, dönemsel olarak her camiada olabilecek hadiseler... Sizin bana sorduğunuz teknikleştirme burada yatıyor, şimdi çıkıp Behzat Çınar Bayram Akgül'in yaptığını büyüklük vs diye nitelendirmez, yaparsa Aytaç'a haksızlık olur bu memlekette değil mi :) Aytaç yaparsa olur büyüklük, her iki camiayada...

Ayrıca bu memlekette (Türkiye) siyaset aracı olmayan kurum ve kuruluş yoktur...

Son olarak sizinle terapi yapmak gibi bir fantezim yoktur, hem ben hem siz vaktimizi daha güzel şeylerle harcayalım ^_^ iyi geceler...
Metin dedi ki…
biz sizi sizden iyi bilemeyiz, siz de bizi bizden iyi bilemezsiniz.. gelip burada olayı genişletmenin bir mantığı yok. yazilan ve konusulan konu Bayram Akgul'un !profesyonellik anlayisi. Blog'da gosterilen her iki demec de Bayram Akgul'e ait, birazcik mantik sahibi bir insan yazidan neyin ne oldugunu anlayabilecek kapasiteye sahiptir.
Konu Aytac Durak veya Adana Demirspor'un gecmiste yaptigi hatalar olursa sizlerden once biz zaten fazlasiyla sesimizi cikariyoruz.
Onur BİÇER dedi ki…
Bakınız burası tabi ki Bayram Akgül'e laf sokuşturma yeri değil. Kaldı ki burası Adanaspor blogu olmadığı için takımınız ile ilgili çok fazla habere de rastlayamazsınız. Aytaç Durak bu haberin konusunun dışında kalıyor. Tamamıyla Adana Demirspor'un kendi içindeki bir mesele. İkinci paragrafınıza ben de katılıyorum. Ama Gökoğlu'nun alacağı dersler de Adanaspor ile ilgili değil, transfer ile ilgili değil. Bu haberi girerken balıklama atlamadım. Bilakis transfer sorununun çözüleceğini biliyordum. Olaya sonuç eksenli değil, yol yordam eksenli bakıyorum. Yoksa açıkçası gündelik hayatta alınmış satılmış futbolcular tarihte sadece bir nokta. Yöneticiler ise camialarını temsil ediyorlar. Usule biraz dikkat etmeleri gerekir. Bu konuda biz kendi yöneticilerimize başka camialara gerek bırakmayacak ölçüde yüklenyoruz zaten. Lakin konu başka bir camiadan bizim camiamıza doğru bir "vurgulama" bile içerse buna haklı olduğmuz noktalar olması durumunda sessiz kalmamız beklenemez.

Güngören maçından sonra kaptan Hakkı da başkanımız nezdinde camiamıza söz söylemişti, haklıydı ağzımızı açamadık, dersimizi aldık. Tarihe bir not düştük. Kardeşlik demeçleri veren bir kulübün başkanının basına bu yönde demeç vermesi ne kadar doğrudur, sizin yargıçlığınıza bırakıyorum. Basın tabi soracak, ama bunu yönlendirme yönetim erdemidir.

Son olarak herkes dünyaya kendi takımının gözlüğünden bakar elbet. Ama bu, kendi takımının hep haklı olduğunu göstermez. Umarım bizim yaptığımız kadar diğerleri de özeleştiri yapar.

Saygılar.
togepy dedi ki…
ne düşünürse düşünsün insanların seviyeli bir şekilde düşüncelerini açıkça söylemesi çok güzel;ama keşke kendilerinin kim olduğunu da belirtseler.
ben olsam altına adanaspor düşünce platformu-x... ya da kaplanpenche-y gibi bir not daha düşerdim :) tabi ki herkesin kendi bileceği bir şey.
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Adanaspor seyircisinin kronikleşmiş bir hastalığıdır kendisini gizlemek. Bayram Akgül'ün o demecini bende izledim. Gayet ılımlı bir ses tonu ile inceden inceye laf sokma derdinde idi.
Aytaç Durak meselesinde Demirspor taraftarının duruşu çok açık ve nettir. Yöneticilerin söylemlerini Demirspor taraftarının söylemiymiş gibi lanse etmeyin.
Adanaspor seyircisi Kemal UZAN'a "Allahına Gurban" derken, Demirspor taraftarı bu halkın ordusuna "Allahına Kurban" demiştir.
Adsız dedi ki…
Onur, biraz zorluyorsun gibime geliyor... Akgül, profesyonellik dışında şunları da söylemiş,

'Bu futbolcuları başka kulüpler de istedi, ancak Demirspor'dan böyle bir istek gelince o kulüplerle olan görüşmeleri durdurduk..'

'Tabii ki öncelikli ve ayrıcalıklı olarak Demirspor olacak.. Bekir başkanın yoğunluğu nedeniyle görüşme olmadı.. Zannediyorum Bekir Çınar'ın yoğunluğu bittikten sonra biraraya geliriz ve bu konuda bir ortak nokta buluruz...'

Usul ve yol yordam konusunda neresinde yanlışlık var? Gayet açık ve net konuşmuş, anlaşırız başkanla demiş ve anlaşmışlar...

İlker konusunda ise o dönem alanen Aytaç Durak'a teşekkür edilmiş, şimdi perde arkasında yine bu isim var ve transfer halledildi... Kaldı ki madem öyle bedava verilecek her oyuncu, Emrah'tan da alınmasaydı o zaman, yine kalkıp teşekkür ederdi zaten Akgül, baya da sevinirdi 300 bin ödemek yerine :)
Akgül ile bu üç oyuncu arasında bariz problemler vardı, profesyonellik sözünün A. Demirspor'a değil, bu 3 oyuncuya da söylenmiş olma ihtimalini de düşünmek gerekirdi, Cem ve Alper boş sözleşmeye profesyonellikten imza atmamıştır, karşı çıkmışlardır, Cihan kamptan ayrılmıştır, yine profesyonel sebeplerden, yaptıkları yanlıştır diye söylemiyorum, ama bunlar yaşandığı için bizler biliyoruz, sizler bilmeden veya bilerek bir cümledeki 'profesyonel' kelimesinden ne anlamlar çıkartıyorsunuz şaşıyorum :)

Netice olarak biraz geniş bir perspektifle eleştri yapmanı beklerim, dar bir açıdan yapılan eleştrinin kimseye faydası olmaz... Yemekteyiz programındaki gibi kılıfına uydurmak için yapılan eleştrilere benzettim yazını :) dediğim gibi ortada bir adı konulmamış 'Akgül' rahatsızlığı var...

Adanaspor Düşünemeyenler platformundan Aytaç :P
Onur BİÇER dedi ki…
Sevgili adsız, aynı noktada dönüp dolaşan bu tartışma beni inanın ki beni yordu. Lütfen bir kez daha okuyun yazımı ve yorumlarımı profesyonellik hususunda neye vurgu yaptığıma dikkat edin. Bir türlü orta noktada buluşamadık. Anlaşılan oldukça ayrı tellerden çalıyoruz. Yazdığınız her türlü yorumu yayınlarım ancak ilave katkı koymayan yorumlarınıza cevap vermeyeceğim. Katkılarınız için samimiyetle teşekkür ederim.
Adsız dedi ki…
ne futboLcuLarmış bu Cem,ALper
birde isteyenLeri varmış sıraya girmişLer Bayram AkgüL'ün çiftLiğinin önünde.
Duyda inanma.
Zaten bu futboLcu müsvetteLeri sezon başından beri kadro dışı değiL miydi?
İsteyen adam şimdiye kadar on kere aLırdı.
Demirspor isteyince buLunmaz hint kumaşı oLduLar birdenbire.

portakaL'ın atıkLarına taLip oLan yönetimi kınıyorum.

YazıkLar oLsun
Burhanettin
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Turuncular Demirspordan hibe futbolcu ister,kapanıyoruz aman yardım edin, elinizi ayağınızı öpelim kadronuzda görmek istemediğiniz oyuncuları bize gönderin der, Demirspor talip olur, parası neyse verir ve alır:-))

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.