Ana içeriğe atla

Yeni Yıl Faciası ve Anlayış Faciası

Bildiğiniz üzere 7 gencimizi verdik 2009'un karlı 1 Ocak'ına. Gözyaşları ile girdik, umutlarımızı tazelediğimiz, bitişleri yeniden başlamalara değiştiğimiz yeni bir yıla.

İnsanların acıları, yaraları var. Ateş düştüğü yeri yakar ve yakıyor da. Ama gelin görün ki; Başkent Doğalgaz A.Ş. Genel Müdürü Veysel Karani DEMİR'in açıklamaları içinde şu cümleye de rastlıyoruz:

"Gençlerin herbiri bir tarafa düşmüş, kimisi yerde, kimisi yüzükoyun, kimisi beldenüstü yarıçıplak... Ben bu travmayı uzun süre atlatamam."

Ne demek bu Allah aşkına? Bu bir acı ifadesi mi? Acı ifadesi ise başka bir ifade tarzınız yok mu? Önemli bir kurumun genel müdürü olarak veryansınınızı ederken hangi ateşe odun attığınızı, hangi yüreklerdeki acıyı kızgınlığa sürüklediğinizi görmüyor musunuz? Lütfen yapmayın artık. Lütfen acıları hiçbir kesim başka yönlere çekmesin artık. Bırakın herkes kendi acısını olması gerektiği gibi yaşasın. Lütfen, lütfen, lütfen, lütfen.

Kaynak: www.hurriyet.com.tr

Yorumlar

Onur BİÇER dedi ki…
Haber girildikten sonra sayın Genel Müdür'ün istifa etmiş olduğunu gördüm. İstifa gerekçesinde, sözlerinin çarpıtıldığını ifade etmiş ve bu nedenle de ailelerden özür dilemiş. Olması gereken şeyler bunlar. Keşke olayların sıcaklığı ile kendinizi başında bulunduğunuz makamın gerektirdiği şekilde, kelimelere kaptırmasaydınız da yüreklerin acısını dağlamasaydınız, böyle bir istifa durumunda kalmasaydınız...
Baris dedi ki…
ah abi bi bilsen neler deniyor.
vakit diye bir gazete var insanı türk olduğundan utandırdıyor.
Baris dedi ki…
"dün de yazdım ya... ankara cankaya’da “3’ü kız, 4’ü erkek 7 öğrencinin, gaz kaçağından ölümü”yle ilgili habere “yılbaşı felâketi” dışında, acaba nasıl bir başlık atılırdı?.. 7 öğrencinin ölmesi, bir “facia” veya “felâket” değil mi?.. bu olay, “yılbaşı gecesi” meydana gelmedi mi?.. o evde “içki” içilmedi mi, “dans” edilmedi mi?.. kısacası, “kızlı-erkekli grup”, gecenin bir vaktine kadar “eğlenmedi” mi?.. eee, daha ne?.. böyle bir olaya “yılbaşı felâketi” başlığı atmayıp da, ne diyecektik?.. “felâket”se, felâket!.. “yılbaşı”ysa, yılbaşı!.."

bunu yazıyorlar, sonra evde esrar bulundu diyorlar. ve halkımız da okuyor evet ohh beter oldu çocuklara diyor.
kendilerine üzülüyor tez zamanda bu diyarlardan göçmelerini temenni ediyorum..
Adsız dedi ki…
yalan haber yazan dinci basındaki adi insanalrın yatacak yeri yok.. toprak onları kabul etmeyecek..
şerefsizlik bu ancak..
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Çocukların ne yaptığının, hangi şekilde olduklarının ne önemi var. Ulan size ne! demek geliyor içimden en hafif şekliyle. Pırıl pırıl 7 genç, 7 insan, 7 ana kuzusu adına ne derseniz deyin 7 tane can gitti. O acıyı paylaşıp, yürekleri yanacakken, sorumlusu biz değiliz açıklamaları bütün sinirlerimi alt üst etti.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir