Ana içeriğe atla

RIZA DAYI...




Neden hâlâ gelmedi?
Yoksa saati mi şaşırdı?
Gerçi hiç saati olmadı ama
en azından birisine sorar...


Yıllar geçti,yollar geçti,başkanlar geçti,futbolcular geçti,hocalar geçti...

Kısacası kimler geldi kimler geçti...

Ama Demirspor ailesi içinde öyle bir isim var ki iyi günümüzde de kötü günümüzde de yanımızda oldu,geçmedi.

En uzak deplasmanda da vardı,en yakınında da. Onun ismini hiçbir gazete köşesinde okumadınız,spor bültenlerinde görmediniz. Çünkü o bizden biri,içimizden biri.Onun öyle milyon dolarlık kontratları yok, pay dağıtacak pastası yok,pastadan pay almak gibi bir düşüncesi hiç yok.

Onun sözleşmesi hayat ile hem de ömür boyu ,geçindirmek zorunda olduğu ailesi için.
Takım otobüs şoförümüz,yani lokomotifin makinisti RIZA DAYIMIZ.

Takımı karşılarken otobüsün önünde sımsıcak gülüşleriyle ilk gördüğümüz kişi. Deplasmanlarda takımı motive etmek amacıyla otel ziyaretlerine gittiğimizde, başkan sıfatında insan kılığındaki şahıs ''gene mi geldiniz'' derken, topçularımız sahada taraftarın önünde secde edip otelde önümüzden geçerken artistlik yapıp selam bile vermezken bizi hep güleryüzü ile karşılayan, yüreğindeki samimiyeti her fırsatta bize belli etmiş ve bir çay ısmarlama isteğini her zaman dile getirmiş insan. Hatta eksikleri fark edip soracak kadar da tanıyor bizleri.

''Hani İzmir'den gelen Sezcan nerede,o da hasta Demirsporlu,her yere geliyor tek başına'' ya da ''Afyon'da da var bir deli,o yok heralde bu maç; sen hele sen doktor oldun hala buralarda geziyon'' diye şakalaşıp buz gibi soğukta içimizi ısıtan Dayımız.

Biten maç sonrası futbolcular ayaklarını cam seviyesine kadar çıkarıp dışardan kendilerine sevgi gösterisinde bulunan taraftarlara sallamazca bakarken,şehir dışına çıkınca uyku moduna geçerken; o sabahlara kadar uyumayıp direksiyon başında nöbet tutan Demirsporlu.

Aynı zamanda tipik bir Adana erkeği; bıyıklı ve birazcık da göbekli tabii ki.Muhabbetine ise diyecek yok.Bu kadar deplasman görmüş bir insanda muhabbet olmaz olur mu?

Seni seviyoruz Rıza Dayı! Yüzündeki gülücük,gönlündeki saflık ve iyi niyet,içindeki Demirsporluluk ruhu hiç bitmesin. Allah sana sağlıklı,sıhhatli,uzun bir ömür nasip etsin.

*Fotoğraflar için ''abi, bu ne hız dedirten'',bir günden kısa bir sürede işi halleden ''burhanettin abi'' haber ajansına ve ''MERTADS'' kardeşimize çok çok teşekkürler...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir