Ana içeriğe atla

Genç Kuşak Demirsporluların Mesajı

Taraftarlarımız, tıpkı bugün olduğu gibi doğruda durmasını bildi hep... 1986'da öyleydi, şimdi de öyle... İlker abinin tabiriyle, "Adana'nın harbi delikanlılarıydı" onlar, Şimdi de öyle... Eski köşenin geleneği sürüyor...

Ümitler, Gürcanlar, Grubeş Memetler, Tekinler, İbrahimler, Kayhanlar ve niceleri harbi Demirsporluydu...Bizler, Demirspor'un genç kuşakları, bütün bir ömrümüzü, mazideki resimlere bakarak ve geçmişteki başarı öyküleriyle avutarak yaşamayı kendimize yakıştıramıyoruz...

Son yirmi senede; hüsrandan, ihanetten, acılardan başka birikimimiz olmadı. Ama başta belirttiğimiz gibi onca yanlışa rağmen birileri hala doğruda durmasını biliyor. Özetle son yirmi senedir hiç bir başarı görmemiş bir kuşağın temsilcileriyiz. Bizim de hayattan payımıza düşen buymuş diyerek yaşamayacağımızı tekrar tekrar belirtiyoruz. Ve mevcut yönetimin de kendini bu anlamda sorgulamasını bekliyoruz!

Yorumlar

Baris dedi ki…
ne denebilir ki bu yazılanlara..
87 doğumluyum sadece 3.ligden şampiyon olarak çıktığımız sezonu bilirim başarı olarak. O da ne büyük başarıysa artık.
Altına imzamı atarım yazdıklarının..

Bir de sorum olacak 1. resimdeki pankartta görünmeyen yerde ne yazıyor acaba?
yavuzy dedi ki…
Eline sağlık Fırat...
Fırat Ateş dedi ki…
Pankartta görünmeyen kısımda tahminimce, "Yıkamazsınız" yazıyor.
Adsız dedi ki…
İşte ben o fotoğraflardaki yılların Demirspor'lusuyum. Şimdi o resimlere bakıp ta kahroluyorum. İçim yanıyor içim.Koca bir camianın megaloman Aytaç Durak'a teslim edilmesine mi, Demirsporluluk duruşu diye adlandırdığımız ilkelerimizin ayaklar altına alınmasına mı, çok değil bir kaç ay önce bize ana avrat söven sokak kabadayısının başımıza teknik direktör olarak getirilmesine mi, adam gibi adamlar diyeceğimiz Sadi Hocaların Behzat Hocaların kalleşçe gönderilmesine mi yanayım. Ben Demirspor'u sevmekten başka ne yaptım be arkadaş.hele bu günkü sporadana.com'daki Bekir Başkanımızın taraftar Abdulkerim Durmaz'a çiçek verdi senaryosunu okuyunca ben daha ne söyleyeyim mavi şimşeğim. Seni bu hale getirenlerin Allah belasını versin.
Adsız dedi ki…
Abdülkerim'e çiçek verenler
Bekir Çınar'ın tutmalarıdır.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...