Ana içeriğe atla
Annem, kendi ördüğü mavilacivert bereyi görünce kafamda, "bu aralar maça gitmiyorsunuz galiba" dedi; dedim, "yok". "Bizimkiler uzakta bu aralar". Özlediğimi hissettim "deplasman kirini"; yemekli vagondaki marşları, bilmediğimiz kentlerin sokaklarını...

Ertesi gün, ben evin içinde marşları mırıldanırken, "televizyondaki sıralamada Adanaspor vardı, Demirspor yoktu" dedi. Dedim "onlar bizden üstte. Geçen yıl onlar çıktı, biz kaldık". Diğer çıkardıklarımızı da sayacaktım ama akşam ne yiyeceğimizi sormayı tercih ettim. Varoşlardan yükselen karbonmonoksit içime doldu.

Bir sonraki gün, stadın yanından geçerken, "Tarsus'la oynayacak mısınız tekrar?" dedi. Dedim "yok". "Onlar grubu bizim üstümüzde bitirdi, başka bir gruba yükseldiler bu yıl sonunda kadar". "Ohoo" dedi, "desene Demirspor çok altta". (Yani Tarsus'un bile altında.) "Evet" dedim, "ama en altta değiliz". İçimdeki karbonmonoksitler dışarı çıktı; eski günlere gitmeme engel olmak için belki de ufuk çizgisini kararttı.

Geçen yıl bu zamanlar, yeni bir heyecanla giriyorduk yeni yıla. "Bu kez olacak" hissiyle. 2008'de Tayfa deplasman rekorunu kırdı, hem mesafe hem sayı olarak... 10 satlik Çanakkale'ye ulaşıldı; Karabük'e otobüs kaldırıldı, en uç iki örnek... GOP maçı, vertumnus'un ilk deplasmanıydı. Pendik, en eğlenceli dönüştü; iki Gençlerbirliği ve bir Şekerspor maçları ev sahipliğimizdeydi..

Şubatta üçüncü yılımıza girerken, "bi kere böyle deneyelim" tesellisi var elimizde; "cephane çoktan bitti, umut bitmedi" diyerek...

Yorumlar

serdanka dedi ki…
Yer : ANKARA
Zaman : En güzel zaman :)

Ellerimizi kaldırmışız üçlü için...
Bekliyoruz rafetin hareketlerini...
Sonra kızılca kıyamet...
Bu kez böyle olacak,
Ankara ŞİMŞEK görecek.
türkayADS dedi ki…
yeni beste mi abi:)))))

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.