Ana içeriğe atla

Le Havre Athletic Club



Le Havre, Fransa'nın kuzeybatısında yer alan, Marsilya'dan sonra Fransa'nın en büyük ikinci limanına sahip şehri.Şehir, adını Fransızcada liman anlamına gelen ''Havre''kelimesinden alıyor.



Şehri France ligue 1'de temsil eden futbol takımı ise bizim gibi aynı renklere sahip ''Le Havre AThletic CLub''.1872 yılında kurulan mavi lacivertli ekip Fransa'nın en eski futbol ve rugby takımı.Le Havre 'the sky and navy blues' yani ''gökyüzü ve deniz mavisi'' olarak biliniyor ve renkleri kulübün ingiliz kurucuları tarafından seçilmiş.Deplasman maçlarında ise sarı-siyah renkleri kullanıyor.Deplasman formaları pek ilgi görmüyor demek ki şu anda ürünevlerinde bir alana bir bedava kampanyası uyguluyorlar.Parçalı mavi-lacivert forma ise 60 euro'dan satışa sunuluyor.

1899 yılında şampiyon olarak Paris dışında bir şehirden şampiyon olan ilk takım olma ünvanına da sahip.1899,1900 ve 1919'da olmak üzere toplam 3 lig şampiyonluğu ve 1959'da 1 kez de Fransa kupasını kazanmış bulunuyor.Maçlarını 16.000 kişilik Stade jules Deschaseaux'ta oynuyor.



Yetiştirdiği en tanınmış futbolcular ise Ibrahim Ba, Jean-Alain Boumsong, Lassana Diarra ve Vikash Dhorasoo.

''Kop ciel & Marine,Barbarians Havarias 93,Fiers D'etre Havrais,Kop Harfleur'' isimlerinde taraftar oluşumları var.Oldukça da renkli görüntüler ortaya çıkarıyorlar.






Bu sezon bizim gibi ligde aradığını bulamayan renkdaşımız 18 maçta toplayabildiği sadece 12 puanla son sırada bulunuyor ve taraftarlarına adeta ''Le havre vela kuvvete''dedirtiyor.

Yorumlar

1903 dedi ki…
Çok güzel olmuş eline sağlık. Formanın markası Airness belki Demirspor'un forması da böyle olur ileride...
vertumnus dedi ki…
Togepy, müthiş yazı, harika araştırma, süper fotolar...Ellerine sağlık

''Le havre vela kuvvete'' :))))))
Fırat Ateş dedi ki…
Helal sana Timur! İyi araştırma olmuş. Mavi Lacivertli kulüpler hakkında bilgilerin devamını bekliyoruz yine senden...
togepy dedi ki…
teşekkür ediyorum hepinize;
ama zaten daha önce mustava başlatmıştı dünyadaki mavilacivertler geleneğini :)bir tane de ben ekleyim dedim.burdan kendisine de bir selam gönderelim.
göktuğ dedi ki…
Togepy TUS' unda renklerini ve sıralamasını öğreneblir miyiz ? :))
Semt Aşığı dedi ki…
http://hac.infoceane.com/catalogue/popup_image.php?pID=79

içerde sizin dışarda bizim ozaman :)
sarı-siyah

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...