Ana içeriğe atla

Yönetim Konuları...

Mehmet Gökoğlu, M.T. yönetiminden "sisteme yenik düştüğü" serzenişiyle istifa etti ve daha sonra başkan oldu. Tam da bu nedenle, ve ayrıca Gökoğlu'nun tribüne yakın duruşuyla, camiada bir umut doğdu: Acaba Belediye'den bağımsız, Aytaç Durak'a serenat yapmayan, eski hataları tekrarlamayan bir yönetimimiz mi olacak?

Beklentiler şunlardı:

-Çok para harcanmadan bu ligten çıkılacağını üç yıldır bizzat rakiplerimizin bizi yenmesiyle görüyoruz. O zaman biz de, halihazırda güçlü olan altyapımızın desteğiyle, genç ve başarıya aç futbolcularla, yüklü paralar harcamadan, mütevazı ama geçmişinden aldığı güçle iddialı bir ekip yaratılsın.

-Genç kadroyu yönetmeye muktedir, futbol bilgisi ve kişiliği ile hedeflerimizi gerçekleştirebilecek bir teknik ekip kurulsun.

-Demirspor'u zedelenen kurumsal imajını yeniden düzetlemeye yönelik adımlar atılsın. Sosyal konulara duyarlı, kentiyle bütünleşmiş, bütün memleketin tanıdığı ve sevdiği/yakın rakiplerimizin taklit ettiği tribününe sırtını dönmeyen, onlarla birlikte işler başaran bir perspektif...

Ne yazık ki Gökoğlu yönetimi, geçen 4 aylık sürede eskiyle bağları koparmaya dönük radikal bir adım atamadı. Belki tribünle arası iyiydi ama ne yazık ki gitiği hiç bir akımda sezon sonunu göremeyen ve futbolcular arasında ikilik yaratan bir teknik direktör getirdi; başarı hedefi koymadı; futbolcular her zamanki "profesyonel" duruşlarıyla takımın başarısına etki etti-disiplin sağlanamadı. Genç futbolcular gönderildi.

Şimdi yönetim, güven tazelemek için bir Demirspor klişesi olan kongreye gidiyor. Sorun kongreden alınan onay değil. Çünkü kogrelerin meşruluğu kalmadı artık.

Meşruluk, taraftarda yarattığınız güvende saklı Sayın Gökoğlu. Aytaç Durak'a methiyeler düzen pankartlar ve destek çağrıları değil, mütevazı ama onurlu ve BAĞIMSIZ bir yönetim istiyoruz.

Futbolcuların ayak oyunlarına izin vermeyen bir takım istiyoruz.

Kişisel kaygıların değil Demirspor'un uzun vadeli başarısının yönettiği bir Demirspor istiyoruz.

Bizi "kayyumdan kurtardım takımı, giderim ha! Gelin siz yönetin" diye tehdit etmeyin. Biz taraftarız, yönetmek gücüne değil ama yönetime etki etmek GÖREVİNE sahibiz!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.