Ana içeriğe atla

Yönetim Hedef Koymuş Mudur?

Son zamanlarda kayyumdan takımın devralınması suretiyle büyük fedakarlıklar yapıldığı, takımın bu sene için hedef koymadığı, yoktan var edildiği yönünde beyanlar verildiğini görmekteyiz. Ve yine üzülerek görmekteyiz ki; taraftara sürekli teşekkür edip, yeri geldiğinde özür dileyenler, bir türlü taraftarın beklentilerine cevap vermemekte, adeta kulaklarını tıkarcasına istediklerinin gerçek anlamda kenarından bile geçememektedir. Ben bu yönetimin başarılı olmasını can-ı gönülden arzuluyorum. Efsane olmalarını, tarihe geçmelerini diliyorum. Bu güç onlarda var, çünkü iktidarlar. Lakin özeleştiri yapmaları, özeleştiri yapamıyorlarsa, eleştirilere kulak vermeleri gerektiği kanısındayım. Düzenleyecekleri kongre öncesinde kendilerine dönüp bakmaları, yine kendilerinin yararına olacaktır.

Söylenecek çok söz var ama yazımda yakın hem de çok yakın tarihe gidip, balık hafızalı olmadığımızı anımsatarak, yönetimin hedef koyup koymadığını yine onların ve teknik ekibin söyledikleriyle yorumlarınıza bırakıyorum.

Not: Teknik ekibin söylediklerinin yönetimin anlayışına mal edilmesinin sebebi her şeyden önce, kurumsal yapılarda yönetimlerin kendi anlayışlarına paralel ekiplerle çalışmalarının doğal olması, ayrıca teknik ekibin söz konusu beyanlarına yönetimden “bilinen” bir tekzibin gelmemesidir.

30.08.2008 Bekir ÇINAR: Güçlü bir kadro oluşturduk. Birbirinden yetenekli futbolcuları büyük bir özveri ile takımımıza kazandırdık. Metin Yıldız gibi önemli bir teknik direktörü takımımızın başına getirmenin haklı gururu içerisindeyiz. Ekip ruhu ile çalışarak Adana Demirspor’umuzu lig sonunda istenilen hedefe koşturacağız. Artık heyecan dorukta. Kayyuma gitmekte olan bir takımı kurtarıp lige soktuk. Allah’ın izniyle gönül verdiğimiz takımımızı şampiyon yaparak büyük bir sevinç yaşamak istiyoruz. Birlik ve beraberlik içerisinde hedefi yakalayacağız.
05.09.2008 Metin YILDIZ: Şampiyonluğa giden yolda engelleri zor da olsa aşmak zorundayız.
15.09.2008 Metin YILDIZ: Hedefimiz belli. Bu hedefe ulaşmak için de tüm gücümüzü sahaya yansıtmalıyız. Oyuncularıma güveniyorum. Bu oyuncular çok daha iyi işler yapacaktır.
15.09.2008 Bekir ÇINAR: Takımda taşlar yavaş yavaş yerine oturuyor, istenilen bir Adana Demirspor'a koşar adımlarla ilerliyoruz, kısa bir dönemde kurduğumuz takım lig sonunda istenilen hedefe ulaşacaktır.
23.10.2008 Metin YILDIZ: Geldiğimde hazır bir takım bulmadım. Buraya nasıl geldiğimiz herkes biliyor. Yeni bir ekip oluşturduk. Geç geldik. Yaptığımız maçlar ortada. Şu anda başarılı olduğumu düşünüyorum. Takımı daha da başarıya götürmek istiyorum. Şu ana kadar başarılı mıyım, başarısız mıyım, bunu sizler takdir edin. İstediğim şartlar oluşursa bu takım şampiyon olur. Göreve geldiğimde takımın durumu ortadaydı. Şu anki durumu çok farklı. Benim ne yaptığımı herkes biliyor. Şampiyonluk için iddiamız sürüyor. Bir maç kaybetmekle her şey bitmez. Adana benim nasıl bir insan olduğumu biliyor. Geçmişte de beni çok iyi tanımıştı. Adana Demirspor’u hedefine ulaştırmak için tüm gücümüzle mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz.
27.10.2008 Mehmet GÖKOĞLU: Ligde çok fazla bir kayıp yok. Bu takımın hedefe ulaşması sürpriz olmaz. Bizim lig yeni başlıyor, yeni bir sayfa açıyoruz, bu sayfada başarılar olacak.
29.10.2008 Mehmet GÖKOĞLU: Başarı için takım olarak bir bütün olduk. Lig sonunda mutlaka ama mutlaka başarıya ulaşacağız. Biz bir aileyiz. Bu takımın başarısı için elimizden geleni yerine getirmekteyiz. Hep birlikte hedefe doğru yürüyoruz ve yürümeye de devam edeceğiz.
29.10.2008 Metin YILDIZ: Başarı için varız. Takımda birlik ve beraberlik en iyi konumda. Ekip ruhuyla çalışıyoruz ve başarıya ulaşacağız.
31.10.2008 Metin YILDIZ: Peş peşe kaybedilen puanlarla zirve yarışında avantaj kaybettik. Demirspor olarak bir yola çıktık, bu yolun sonunda da hedefe ulaşmanın mücadelesinde olacağız. Takımıma güveniyorum.
31.10.2008 Mehmet GÖKOĞLU: Peş peşe deplasmanda oynayacağız. Bu dezavantaj. Ancak, Demirspor için artık deplasman ya da içeri diye bir ayrım yok. Çıkıp, mücadele ederek, savaşarak maçı kazanmak zorundayız. Alacağımız iki galibiyet, Demirspor’u başarıya taşımak adına çok önemli bir sonuç olur. Ben oyuncularıma güveniyor ve inanıyorum. Bu takım başarılı olabilecek güçte. Yeter ki yeterli desteği görsün.
01.11.2008 Bekir ÇINAR:Kayyuma gitmekte olan bir takıma can verdik. Birbirinden önemli futbolcuları kadromuza alarak lige ağırlığımızı koyduk. Ligde inişli çıkışlı grafikler olabilir. Bizim için önemli olan lig sonunda gülebilmektir. Ekip olarak bunu başarabilmek adına elimizden ne geliyorsa fazlasıyla yerine getireceğiz.
04.11.2008 Metin YILDIZ: Alanya maçını kazanıp, şampiyonluk yarışını sürdüreceğiz.
06.11.2008 Bekir ÇINAR: Bizim için önemli olan lig sonunda gülebilmektir. Yönetim kurulu olarak; kısa sürede yapmış olduklarımız ortadadır. Bu takımı layık olduğu bir üst kategoriye taşımak için varız. Ligde kalan maçlarımıza aynı ciddiyet ve sorumluluk içerisinde çıkarak; hedefe ulaşacağız. Taraftarlarımıza şimdiden sesleniyorum; Bu maçta bizlere destek versinler. Taraftarlarımız tribünde; teknik heyet ve futbolcu kardeşlerimiz de sahada üzerine düşeni yaparsa galibiyete daha kolay ulaşırız. Bu maç bizim ligdeki kaderimizi ortaya koyacağız. Kazandığımız takdirde şampiyonluk yarışında önemli bir engeli geride bırakacağız.

Şimdi soruyorum: Şampiyonluk hedefini kim koymuş?

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Yönetim hiç hedef koymamış dahi olsa, hiç değilse Aytaç Durak'tan kurtulma sözünü üstü kapalıda olsa verdi. Bari en azından bu sözünü yerine getirsin de bizi ona buna malzeme yapmasın. Yaşasın tam bağımsız Demirspor
Fırat Ateş dedi ki…
Elbette hiç bir teknik adam, futbolcu, yönetici başarısız olmak için gelmez bir kulübe, ve, "-bu sene hedefimiz küme düşmek ve bol gollü mağlubiyetler almak" şeklinde açıklama yapmaz. Futboldan anlamayan birisini de getirseniz takımın başına iyi niyetli açıklamalar yapacaklardır. Bu yüzden o açıklamaları pek yadırgamıyorum ben.

Adana'nın genel anlamda "istikrarsızlığının" bir uzantısı da Demirspor'dur sanırım. Taraftar grubumuzun bu çözülüşe karşı direnme noktası olması tek başına yeterli bir olgu değildir. Adana, bütüncül bir dönüşüm geçirmediği sürece bu kısır-döngü daha uzunca seneler başımızı ağrıtmaya devam edecek ne yazık ki... olağan üstü kongreler, istifalar, kayyum tehlikesi, futbolcu ihanetleri, yönetici ihanetleri, yalanlar, entrikalar vs.vs.
Onur BİÇER dedi ki…
Haklısın tabi ki Fırat, yönetimler de böyle açıklamalar yapacaktır, teknik ekipler de... Geleceğe karamsar bakılmayacaktır tabi ki. Lakin her başarıdan sonra "hedeflerden", her başarısızlıktan sonra "kayyumdan" ve "hedef koyulmadığından" dem vurmak yönetimlerin ve teknik ekiplerin inanırlığını, güvenilirliğini azaltıcı durumlardır.

Öte yandan, ortada hakikaten atılan yanlış adımlar vardır. Temel direkleri oturtmadan, sistemi değiştirmeden şampiyonluğu hedeflemek hatadır. Buna rağmen ortaya böyle bir hedef konulmuşsa, çoğu futbolcu ve teknik ekip seçimi hatalıdır.

Vurgulamak istediğim temel husus ise şudur. Her fırsatta taraftarın ve belli kesimlerin başarısızlıkla ilgili eleştirisine maruz kalınıyorsa, burada çuvaldızını da yönetimin kendisine batırması gerekir. Yıllardır hangi aşamalardan geçtiği ortada olan bu taraftarın üstelik de hiç eleştirmeden, başarı beklemeden, sadece yapılanmayı bekleyerek geçirebileceği bir sezondu bu. Bağımsız Adana Demirspor'un diriltilmesine imkan tanıyabilecek bir sezon. Beklentileri tutarsızlık ve öngörüsüzlüğüyle yönetim yükseltti. Şimdi ağırlaştırdığı yükünün altında kalıyor.

Ama ben naçizane şunu düşünüyorum. Çıksın bana veya taraftara desin ki; "Ben bazı hatalar yaptım, samimiyim, şunları şunları amaçlıyorum, projelerim şunlar. Yeri geldiğinde hesabını da veririm. Ama bana bu sezonluk izin verin, ben size gelecek sezon gençlerimizle harmanlanmış bir kadro ile başarı, kalıcı gelirleri olan bir takım, sosyal bir Adana Demirspor vereyim." Kendilerini en ufağından bile eleştirmeden (sözlerinin arkasında durması koşuluyla) her türlü desteği vermezsem ve de taraftar vermezse o zaman hesap verecek olan mercii taraftar olacaktır, ben olacağımdır.

Yönetimin koyduğu hedeflerin yansımasıdır bugünkü kongre gündemi. Vurgulamak istediğim sadece budur.
Fırat Ateş dedi ki…
Sevgili Onur, görüşlerinin tümüne katılıyorum. Benim anlatmak istediğim başka bir şeydi. Yani yönetim kadrosu bizim burada irdelediğimiz kadar bu kulübü düşünse, işler biraz olsun yolunda gider. Apar-topar kurulmuş, Futbolla çokta ilgisi olmayan ve işin daha kötüsü Demirsporluluk ruhuna çokta sahip olmadığını düşündüğümüz bir yönetim var elimizde.

Benim anlatmak istediğim; sorunun daha makro ölçekli sebeplerden kaynaklanıyor olmasıydı. Bunların neler olduğu zaten hepimizin az çok bildiği şeyler. Yukarıdaki yorumumda belirttiğim gibi, Adana bütüncül olarak bir dönüşüm geçirmediği sürece biz bu sıkıntıları her sene yaşayacağız, başarı gelse bile bu da geçici olacaktır. En çok istediğimiz şey kulübün kurumsallaşması ve göreli bir bağımsızlığı olması, ama şu konjoktürde bu da çok zor. Özetle öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, bu dünya bize asgari isteklerimizi bile çok görüyor...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir