Ana içeriğe atla

Metin Yıldız

Metin Yıldız'ın kariyer değişikliğinin etik olarak ne kadar doğru olduğu tartışmaya açık değildir. Bunla ilgili görüşlerimiz sadece bizim camiamızda olan birşey değil, ulusal medyada da yankı buldu:
"...Ç. Rizespor, Adanaspor'u yenerek nihayet üst üste iki galibiyet almayı başardı. Kalan haftaları da kazanarak geçip, ikinci yarıya avantajlı başlamak istiyorlar. Yapılan genel kurulda şirketleşme kararı aldıklarını da eklemeden geçmeyelim. Kötü gidişi durdurmak için Metin Yıldız'ı göreve getiren Adanaspor'da değişen pek bir şey yok. Takımımız Şekerspor'u da manasız bir şekilde iki kez çalıştıran Yıldız için iki çift laf etmek boynumuzun borcu ama tabii: Hocalığına, teknik bilgisine bir şey söylemeyelim ama daha 10 gün önce Adana Demirspor'u çalıştırırken, hemen ardından Adanaspor'un başına geçmek sahiden nasıl bir futbol etiğiyle açıklanabilir? Hayatta insanları manalı kılan biraz da duruşları, dünyayı algılayışları değil mi? Yıldız, iki takım arasındaki çekişmeden bihaber olduğunu söyleyecek değil herhalde. Adına profesyonellik denilen şeyin hudutsuzluğu değil mi biraz da futbolu bozan?..."

Kaynak: http://www.ntvspor.net/Pages/30016.asp

Yorumlar

Semt Aşığı dedi ki…
"kahpeliğin adını profesyonellik koymuşlar"
Adsız dedi ki…
bu fazlaca kötü bir yaklaşım... adamı gönderen yönetim, sonra adama anlaştı adanaspor ile .. neden etik değil ki??? yakışmadı bu eleştiri... olsun diye yazmayın bence....
Onur BİÇER dedi ki…
Eleştirinize saygı duyuyorum. Basına düşmüş bir açıklama olarak da değerlendirilebilecek bir husus.

Lakin tamamiyle bir hissiyat olarak söylüyorum, bence bu transferde bir rekabet unsuru var. Yani düşünsenize Adana Demirspor'da taraftarın bir türlü sevmediği, üstüne üstlük başarısız olan bir teknik adamın kentin diğer takımında başarı sağlaması. Bunun psikolojik bir yönü olduğunu düşünüyorum. Bu söylediğim hOca açısından da geçerli.
Adsız dedi ki…
Bu transferdeki tek neden sudur.
Bak Metin onlar senin degerini bilmedi,ben senin ne kadar iyi hoca oldugunu biliyorum.Haydi goster kendini demek, psikolojik yontem kullanmaktir.Bayram Akgul bunu dusunerek anlasma yapti..Ara gazi bir donem ise yarayacaktir.Ya sonrasi?
Huzursuzluk icin herseyi yapanlar aradiklarini bulacaklardir :-)
Bu sezon huzursuzluk icin ikinci davranislari buydu.
Metin'in alacaklari icin icraya gidecegi gunu bekleyecegim :-)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...