Bucaspor maçıyla yine televizyon ekranlarına düştük. Tu kaka Demirspor taraftarı, "yine" kavga etti, kavga etti olay çıkardı. Goygoycu medya, memlekette futbol kültürünü geliştirmek adına değil ama ortamı terörize etmek adına her şeyi yapan medya, balıklama daldı kırılan koltuk mevzuuna. Kardeşim ne koltukmuş, her kırıldığında bu kadar kolay haber olur.
Bu takımın ve tabii diğer alt liglerdeki hiçbir takımın taraftarı koltuk kırmazsa, ulusal medyaya konu olamaz. Ne yaptığı sosyal işlerle ne pankartlarıyla ne sloganlarıyla ne doldurduğu tribünlerle. Onlar -diğerleri olarak- kendi mahallelerinde oynamak zorundadır.
Sahadaki futbolcunun, teknik ekibin, yöneticinin, tepki vermek için -maç kızgınlığını atmak için- araçları vardır, ama tribünün yoktur. Futbolcunun, teknik ekibin, yöneticinin skora ve sürece müdahale etmek için her türlü şansı vardır; ama tribünün yoktur. Onlar -her ne kadar onlarsız maçın tadı tuzu olmasa da- bu şölenin dışarlıklı üyeleridir, kenara atılmışlardır. Sinirlenseler de kızsalar da erdemli olup sakin tepki vermek "zorundadırlar".
Halbuki açık ve net bir gerçek var: Eğer koltuk kırılıyorsa ortada bir sorun var demektir, orası ağrıyordur ve ağrı vücutta işlerin yolunda gitmediğini gösterir.
Evet, kendi malına zarar vermenin hiçbir mantığı yok. Koltuk kırmak doğru bir tepki değildir. Hatta onu kırıp atarken kendi yandaşına zarar verirsin; en nihayetinde takımın ceza alır ve onun sorumlusu sen olursun.
Ama koltuk, tribünün sahaya -meşru veya değil- müdahale aracıdır; sürece etki aracıdır. Küçümsememek lazım.
Tabii ki, asıl "o koltuklara" oturup bir garip olanların, "sistem" koltuğundan kalkmayanların, o koltuk sevdalılarının koltuğunu kırmak gerekiyor.
Ve maçta koltuk kırmaktan başka şeyler de yaptık sevgili medyam; öldürülen Karşıyaka taraftarı Özgür Soylu'yu unutmadık:
Bu takımın ve tabii diğer alt liglerdeki hiçbir takımın taraftarı koltuk kırmazsa, ulusal medyaya konu olamaz. Ne yaptığı sosyal işlerle ne pankartlarıyla ne sloganlarıyla ne doldurduğu tribünlerle. Onlar -diğerleri olarak- kendi mahallelerinde oynamak zorundadır.
Sahadaki futbolcunun, teknik ekibin, yöneticinin, tepki vermek için -maç kızgınlığını atmak için- araçları vardır, ama tribünün yoktur. Futbolcunun, teknik ekibin, yöneticinin skora ve sürece müdahale etmek için her türlü şansı vardır; ama tribünün yoktur. Onlar -her ne kadar onlarsız maçın tadı tuzu olmasa da- bu şölenin dışarlıklı üyeleridir, kenara atılmışlardır. Sinirlenseler de kızsalar da erdemli olup sakin tepki vermek "zorundadırlar".
Halbuki açık ve net bir gerçek var: Eğer koltuk kırılıyorsa ortada bir sorun var demektir, orası ağrıyordur ve ağrı vücutta işlerin yolunda gitmediğini gösterir.
Evet, kendi malına zarar vermenin hiçbir mantığı yok. Koltuk kırmak doğru bir tepki değildir. Hatta onu kırıp atarken kendi yandaşına zarar verirsin; en nihayetinde takımın ceza alır ve onun sorumlusu sen olursun.
Ama koltuk, tribünün sahaya -meşru veya değil- müdahale aracıdır; sürece etki aracıdır. Küçümsememek lazım.
Tabii ki, asıl "o koltuklara" oturup bir garip olanların, "sistem" koltuğundan kalkmayanların, o koltuk sevdalılarının koltuğunu kırmak gerekiyor.
Ve maçta koltuk kırmaktan başka şeyler de yaptık sevgili medyam; öldürülen Karşıyaka taraftarı Özgür Soylu'yu unutmadık:
Yorumlar
20 bin kırılan kalbin yerine n koyacaksınız?
Adana GençLik ve Spor İL Müdürü FazLı Bayram Hadi gazeteLere şöyLe demiş "Hasar tespit çaLışmasının ardından faturayı Adana Demirspor kuLubüne biLdireceğiz.Yaşanan oLayLar Adana'da spor küLtürüne yakışmadı.Bunun böyLe oLmasını istemezdik.Çünkü tüm Türkiye'nin Adana'yı bu imajıyLa tanınması
hepimize zarar verir.Oysa tahrik oLan taraftar hem spora, hem de Adana'ya zarar veriyor".
Adana 5 Ocak stadında 2 tane skorboard var ama ikisini topLasan bir skorboard etmiyor.Yenisi yine bozuLdu gaLiba üzerini bir pankartLa örtmüşLer.Pankartta Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" sözü yazıLı ( acaba yılmaz özlem görmüşmüdür o pankartı ya da Atatürk'ün o sözünden haberi var mıdır? ).
Adananın imajını bu kadar düşünen FazLı Bayram Hadi'ye sorsak o skorboardLar Adana'nın imajına ne kadar yakışıyor.Ya da o skorboardLarın üzerinden ne kadar götürdü.Cevap geLir mi bir yerLerden sanmam.
"Yiyin efendiler yiyin; bu iştah sofrası sizin;
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin"
nasıL oLsa devLetin maLı deniz
yemeyen .....?
Bu sehirciyi tahrik eden zatdan neden kimse bahsetmiyor,
Bu sehirciyi 13 yıl, 6 ay, 3 günden beri çektirenler neden ortada yok.
Bununları sorgulayan medya nerde...