Ana içeriğe atla

Koltuk!

Bucaspor maçıyla yine televizyon ekranlarına düştük. Tu kaka Demirspor taraftarı, "yine" kavga etti, kavga etti olay çıkardı. Goygoycu medya, memlekette futbol kültürünü geliştirmek adına değil ama ortamı terörize etmek adına her şeyi yapan medya, balıklama daldı kırılan koltuk mevzuuna. Kardeşim ne koltukmuş, her kırıldığında bu kadar kolay haber olur.



Bu takımın ve tabii diğer alt liglerdeki hiçbir takımın taraftarı koltuk kırmazsa, ulusal medyaya konu olamaz. Ne yaptığı sosyal işlerle ne pankartlarıyla ne sloganlarıyla ne doldurduğu tribünlerle. Onlar -diğerleri olarak- kendi mahallelerinde oynamak zorundadır.

Sahadaki futbolcunun, teknik ekibin, yöneticinin, tepki vermek için -maç kızgınlığını atmak için- araçları vardır, ama tribünün yoktur. Futbolcunun, teknik ekibin, yöneticinin skora ve sürece müdahale etmek için her türlü şansı vardır; ama tribünün yoktur. Onlar -her ne kadar onlarsız maçın tadı tuzu olmasa da- bu şölenin dışarlıklı üyeleridir, kenara atılmışlardır. Sinirlenseler de kızsalar da erdemli olup sakin tepki vermek "zorundadırlar".

Halbuki açık ve net bir gerçek var: Eğer koltuk kırılıyorsa ortada bir sorun var demektir, orası ağrıyordur ve ağrı vücutta işlerin yolunda gitmediğini gösterir.

Evet, kendi malına zarar vermenin hiçbir mantığı yok. Koltuk kırmak doğru bir tepki değildir. Hatta onu kırıp atarken kendi yandaşına zarar verirsin; en nihayetinde takımın ceza alır ve onun sorumlusu sen olursun.

Ama koltuk, tribünün sahaya -meşru veya değil- müdahale aracıdır; sürece etki aracıdır. Küçümsememek lazım.

Tabii ki, asıl "o koltuklara" oturup bir garip olanların, "sistem" koltuğundan kalkmayanların, o koltuk sevdalılarının koltuğunu kırmak gerekiyor.

Ve maçta koltuk kırmaktan başka şeyler de yaptık sevgili medyam; öldürülen Karşıyaka taraftarı Özgür Soylu'yu unutmadık:

Yorumlar

Semt Aşığı dedi ki…
Kırılan koltukların yenisi koyulurda,
20 bin kırılan kalbin yerine n koyacaksınız?
Adsız dedi ki…
Neden olumlu yönlerimiz gündeme gelmiyor ? 2 koltuk kırıldı diye adımız kavgacıya, hayırsız taraftara çıktı. "Maksat haber olsun da nasıl olursa olsun." mantığıyla davranmaktan başka bir şey yaptığınız yok! Medyanın işi Türkiye Cumhuriyetinin gerçeklerini yansıtmak, bilgilendirmek ve öğretmektir. Fakat sizin anladığınız bilgilendirme anlayışı (tıpkı sizin gibi olan) YALAN-YANLIŞ bilgilendirmektir.
burhanettin dedi ki…
Perşembe günü oynanan Adana Demirspor - Bucaspor maçında istenmeyen oLayLar çıktı.

Adana GençLik ve Spor İL Müdürü FazLı Bayram Hadi gazeteLere şöyLe demiş "Hasar tespit çaLışmasının ardından faturayı Adana Demirspor kuLubüne biLdireceğiz.Yaşanan oLayLar Adana'da spor küLtürüne yakışmadı.Bunun böyLe oLmasını istemezdik.Çünkü tüm Türkiye'nin Adana'yı bu imajıyLa tanınması

hepimize zarar verir.Oysa tahrik oLan taraftar hem spora, hem de Adana'ya zarar veriyor".

Adana 5 Ocak stadında 2 tane skorboard var ama ikisini topLasan bir skorboard etmiyor.Yenisi yine bozuLdu gaLiba üzerini bir pankartLa örtmüşLer.Pankartta Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" sözü yazıLı ( acaba yılmaz özlem görmüşmüdür o pankartı ya da Atatürk'ün o sözünden haberi var mıdır? ).

Adananın imajını bu kadar düşünen FazLı Bayram Hadi'ye sorsak o skorboardLar Adana'nın imajına ne kadar yakışıyor.Ya da o skorboardLarın üzerinden ne kadar götürdü.Cevap geLir mi bir yerLerden sanmam.

"Yiyin efendiler yiyin; bu iştah sofrası sizin;
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin"
nasıL oLsa devLetin maLı deniz
yemeyen .....?
Adsız dedi ki…
Her taraftan koltugu sahaya atan seyirciye vuruyorlar, kısaca belden aşağıya...
Bu sehirciyi tahrik eden zatdan neden kimse bahsetmiyor,
Bu sehirciyi 13 yıl, 6 ay, 3 günden beri çektirenler neden ortada yok.
Bununları sorgulayan medya nerde...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir