Ana içeriğe atla

Bizim mücadelemiz 2

Fark edemeyen çoktur aslında bizi yada fark etse de aldırış etmemek ister kimisi.
İçten içe sarsa da o ateş içini dışarı vurmak istemez, biraz buruktur içindeki sevda.

Hafif meşrep gelir adama başta bir takımın peşinden sürüklenmek. Veyahut bir maç uğruna, koca bir ülkeyi baştan başa geçmek garip gelir.
Bana da öyle gelirdi bir zamanlar...
Bana da saçma gelirdi çılgınca sevinmek tribünde...
Bana da biri "bunlar ayak takımı zaten!" dese ses çıkarmazdım...
Ama şimdi...

Şimdiden çok ben "o zamanlar" sözcüğünü kullanmayı çok seviyorum. Çok seviyorum ama ben o kronolojik dünyamı var olan en güzel aidiyet duyguma eş tutuyorum. Elime sıkıştırılmış bir avuç paranın değeri değil bu, birkaç sevgi dolu cümle ile açıklanabilecek bir terim değil bu.

Bana biri "o zamanlar" lafını kullansa hep bir garip olurum. Aynı bizim yıllar sonra yaşlı insanlar kıvamındayken kullanacağımız gibi kullanıldığında yada "geçen sene şu maçta şu olmuştu.." cümlesi kullanıldığında yada "ben en çok seni sevdim" cümlesine en çok yakışan takımın adı anıldığında yada "bir gün gelecek..." gibi hayallere dalan bir cümle kullanıldığında ben hep kötü olurum. İçimde bir şeyler fena olur.

Ben işte "şimdi" o zamanlara aşığım!
Ben işte "şimdi" kaderimin isyan edilesi safhalarını ayıklamakla hüsranım!
Ben işte "şimdi" bir insanın üzülmekle sevinmek arasında kaldığı o en derin çukurun dibinden kurtulma telaşındayım!

Biz bu mücadelenin tam ortasında, şu naciz bedenlerimizi bekleyen kara toprağa inat dikildik mavzerin karşısına diyoruz ki!

Bir kez olsun gülemeyeceğimizi bilsek bile, bir gün olsun sevincimizi kursağımıza gömmeyeceğini bilsek bile, adının tozlu raflara kaldırmak isteyenleri baş tacı etsen bile, adam diye adını anmayacağımız şekilsiz mahlükatlara kendini bıraksan bile, biz yine de SENİ ÇOK SEVİYORUZ BE MAVİ ŞİMŞEĞİM!!!

devam edecek...

Yorumlar

Onur BİÇER dedi ki…
Eline, koluna, emeğine, gözlerine sağlık. Ağlardım iş yerinde olmasam. Doldurdun gözlerimi. Helal olsun sana.
Semt Aşığı dedi ki…
Ekmek teknesi dizisinde kahvede her hafta bir tarih anlatılırdı ya "AAAlllaaahh!" derdi bi abi.Öyle diesim geldi yazının sonunda.
Adsız dedi ki…
Canım kardeşim, Senin ağzına, eline,beynine sağlık.Sizler Ankara Tayfası olarak hepsi pırıl pırıl insanlarsınız.Sizleri bir çok deplasmanda gördüm.İstanbul, Bolu, Çanakkale, Kırıkkale, Karabük ve en son Afyon. Sizler Demirspor'u ve Adana'yı temsil etmesi gerekenlerden daha iyi temsil ediyorsunuz. Yüreğiniz hep sevgi ile dolsun.
Adsız dedi ki…
elllerine saglık abi cok güzel bi yazı olmus.. tayfanın en kucugunden selamlar :))

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir