Fark edemeyen çoktur aslında bizi yada fark etse de aldırış etmemek ister kimisi.
İçten içe sarsa da o ateş içini dışarı vurmak istemez, biraz buruktur içindeki sevda.
Hafif meşrep gelir adama başta bir takımın peşinden sürüklenmek. Veyahut bir maç uğruna, koca bir ülkeyi baştan başa geçmek garip gelir.
Bana da öyle gelirdi bir zamanlar...
Bana da saçma gelirdi çılgınca sevinmek tribünde...
Bana da biri "bunlar ayak takımı zaten!" dese ses çıkarmazdım...
Ama şimdi...
Şimdiden çok ben "o zamanlar" sözcüğünü kullanmayı çok seviyorum. Çok seviyorum ama ben o kronolojik dünyamı var olan en güzel aidiyet duyguma eş tutuyorum. Elime sıkıştırılmış bir avuç paranın değeri değil bu, birkaç sevgi dolu cümle ile açıklanabilecek bir terim değil bu.
Bana biri "o zamanlar" lafını kullansa hep bir garip olurum. Aynı bizim yıllar sonra yaşlı insanlar kıvamındayken kullanacağımız gibi kullanıldığında yada "geçen sene şu maçta şu olmuştu.." cümlesi kullanıldığında yada "ben en çok seni sevdim" cümlesine en çok yakışan takımın adı anıldığında yada "bir gün gelecek..." gibi hayallere dalan bir cümle kullanıldığında ben hep kötü olurum. İçimde bir şeyler fena olur.
Ben işte "şimdi" o zamanlara aşığım!
Ben işte "şimdi" kaderimin isyan edilesi safhalarını ayıklamakla hüsranım!
Ben işte "şimdi" bir insanın üzülmekle sevinmek arasında kaldığı o en derin çukurun dibinden kurtulma telaşındayım!
Biz bu mücadelenin tam ortasında, şu naciz bedenlerimizi bekleyen kara toprağa inat dikildik mavzerin karşısına diyoruz ki!
Bir kez olsun gülemeyeceğimizi bilsek bile, bir gün olsun sevincimizi kursağımıza gömmeyeceğini bilsek bile, adının tozlu raflara kaldırmak isteyenleri baş tacı etsen bile, adam diye adını anmayacağımız şekilsiz mahlükatlara kendini bıraksan bile, biz yine de SENİ ÇOK SEVİYORUZ BE MAVİ ŞİMŞEĞİM!!!
devam edecek...
İçten içe sarsa da o ateş içini dışarı vurmak istemez, biraz buruktur içindeki sevda.
Hafif meşrep gelir adama başta bir takımın peşinden sürüklenmek. Veyahut bir maç uğruna, koca bir ülkeyi baştan başa geçmek garip gelir.
Bana da öyle gelirdi bir zamanlar...
Bana da saçma gelirdi çılgınca sevinmek tribünde...
Bana da biri "bunlar ayak takımı zaten!" dese ses çıkarmazdım...
Ama şimdi...
Şimdiden çok ben "o zamanlar" sözcüğünü kullanmayı çok seviyorum. Çok seviyorum ama ben o kronolojik dünyamı var olan en güzel aidiyet duyguma eş tutuyorum. Elime sıkıştırılmış bir avuç paranın değeri değil bu, birkaç sevgi dolu cümle ile açıklanabilecek bir terim değil bu.
Bana biri "o zamanlar" lafını kullansa hep bir garip olurum. Aynı bizim yıllar sonra yaşlı insanlar kıvamındayken kullanacağımız gibi kullanıldığında yada "geçen sene şu maçta şu olmuştu.." cümlesi kullanıldığında yada "ben en çok seni sevdim" cümlesine en çok yakışan takımın adı anıldığında yada "bir gün gelecek..." gibi hayallere dalan bir cümle kullanıldığında ben hep kötü olurum. İçimde bir şeyler fena olur.
Ben işte "şimdi" o zamanlara aşığım!
Ben işte "şimdi" kaderimin isyan edilesi safhalarını ayıklamakla hüsranım!
Ben işte "şimdi" bir insanın üzülmekle sevinmek arasında kaldığı o en derin çukurun dibinden kurtulma telaşındayım!
Biz bu mücadelenin tam ortasında, şu naciz bedenlerimizi bekleyen kara toprağa inat dikildik mavzerin karşısına diyoruz ki!
Bir kez olsun gülemeyeceğimizi bilsek bile, bir gün olsun sevincimizi kursağımıza gömmeyeceğini bilsek bile, adının tozlu raflara kaldırmak isteyenleri baş tacı etsen bile, adam diye adını anmayacağımız şekilsiz mahlükatlara kendini bıraksan bile, biz yine de SENİ ÇOK SEVİYORUZ BE MAVİ ŞİMŞEĞİM!!!
devam edecek...
Yorumlar