Ana içeriğe atla

25 Kasım ve..."Hepimiz Ötekiyiz"

Deplasmana giderken bir benzin istasyonunda pompalı tüfekle katledilen Karşıyaka taraftarı Özgür, nasıl mevcut düzen-takipçisi medya tarafından yargılanmaksızın "holigan-soyguncu-yağmacı" ilan ediliyorsa, kadınlar da yüzyıllardır insanlık dışı bir şekilde "evde oturacak olan", "tecavüz edilecek olan", "şiddet uygulanacak olan" olarak görülüyor. Egemen düzen, kendinden olmayanı anında ötekileştiriyor ve ötekileştirdiklerine yaşam hakkı tanımıyor.

Yarın, 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddete Son Günü...Tüm şiddet karşıtı insanlar, panellerde, konserlerde, alanlarda bir araya gelip bir defa daha şiddete karşı tepki verecekler. Bu dünyanın Hüseyin Üzmez'lerin, tacizcilerin, tecavüzcülerin, şiddet yanlılarının, dayakçıların dünyası olmadığını, bir başka hayatın, eşitliğin mümkün olduğunu haykıracaklar...Kalbim ve bedenim onlarla olacak.

Tribünümüzde, deplasman otobüsümüzde 1 (yazıyla: bir) kadının bile ne denli fazla şey değiştirdiğini görüyorum/görüyoruz...Yarın, şiddete karşı mücadelemizde, kadınlarımızla birlikteyiz...

Hepimiz, ötekiyiz!

Kadın-Erkek
Evde-Sokakta
Stadyumda-Hayatta
Eşitiz!

(Yukarıdaki afiş, A.Ü. Kadın Çalışmaları Bölümü'nün 25 Kasım haftası "Şiddet Var!" etkinliklerinin afişi. Tıklayıp büyütülerek program daha net okunabilir.)

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Bahsettiğiniz şiddetin yalnızca "fiziksel şiddet"ten ibaret olması da aslında çok vahim.
Kadınlar genellikle babalarıyla ilgili “Babam beni hiç dövmezdi ama bakışları yeterdi. Hemen kendime çekidüzen verirdim” derler. Bu şiddet değil mi? Mesele vücutta iz bırakmaması mı, bir morluk mu? Komşunun kızının üniversiteyi kazanmasının altı kalın kalın çizilerek söylenmesi şiddet değil midir? Biraz daha büyüyünce o hayatının merkezine koyduğu adamın terk etmekle tehdit etmesi ya da terk edilirse kendini öldüreceği şantajı şiddet değil midir? Ve binlerce böyle örnek… Tüm bu örneklerden yola çıkarak müthiş bir genelleme yapıyorum; dünya üzerinde şiddete maruz kalmayan tek bir kadın bile yoktur. Ha, fiziksel şiddete hayır diyelim ama bütün bunları, şiddetin diğer türlerini, kadına biçilen “rol”ü de hesaba katalım.
Adsız dedi ki…
Ha bir de diğer bütün suçlarda genellikle suçlunun fotoğrafı basında çıkarken tecavüz suçlarında mağdurun (tabii ki genellikle kadındır) fotoğrafı yayınlanır, neden, hiç düşündünüz mü? Bunu düşündüğümüz, akıl ettiğimiz, terslik olduğunu fark ettiğimiz an “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” diye bir gün olmayacak.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.