Ana içeriğe atla

SPORTMENCE, yeniden yeşil sahalarda!

"Halka en yakın yer neresi? Çizgi. Ben de çizgide beklerdim.Antrenör ve idarecilerin olduğu tarafta oynamayı sevmiyorum.Kapalının önünde oynamamak için bir devre sağ açık, bir devre de sol açık oynardım."

Metin Kurt


Metin Kurt, 70'lerde Galatasaray'ın ve Milli Takım'ın efsane isimlerinden. Oyunculuğu kadar, sporcular için yaptıklarıyla da hem o dönem hem bugünlerde gündemde. 1975 yılında Amatör Sporcular Derneği'nin kurucuları arasında alıyor, derneği bir "sporcu sendikası"nın ilk adımı aslında. Galatasaray'da oynarken bir grup arkadaşıyla beraber haklarını aramaya kalkıyor, boykota gidiyorlar. Sonunda Metin, Galatasaray'dan sürülerek Kayserispor'da futbol hayatına devam ediyor. 1981 yılında "Sportmence" dergisini çıkarmaya başlıyor.

Derginin ilk sayısı, şu sözlerle yola çıkıyor:

"Yola sporda söylenmeyen ne varsa diyerek çıktık. Şimdi davul boynumuzda dolaşıyoruz aranızda. Gümbür gümbür gümbürdetin, bilin ki çıkan sesler ürkütmez bizleri. Sen minik yavrum, senin yeşilliklerine göz dikenler oldu. Futbolcu kardeşim, yıllardır çağdaş arenalarda gladyatörlük yaparsın. Getir sorunlarına birlikte gidelim üzerine. Amatör sıfatlı sporcularım, acı ızdırap ve göz yaşından başka kazancı olmayanlar. Her gün kendi kendine spor için tamam mı, devam mı sorusunu yenileyenler. Sporda ulusumuzun yüzünü güldürmek için bir ömür boyu ağlamayı göze alan bizim yiğitler. Sizlere uzattığımız dost elidir, gelin kucaklaşalım. Antrenörlerimiz, nerede bir suçlu aransa ayağa kaldırılan dert küpleri, spor aşkıyla seyyah olup Anadolu yollarını aşındıranlar, aklınızla yüreğinizle gelin aramıza. Sevgili Beden Eğitimi öğretmenlerimiz, göstermelik Beden Eğitimi dersleriyle yok olan öğretmenliğimiz, sağlıklı yaşam katkımıza can kat, heyecan kat. Spora gönül vermiş yöneticiler, sizlerde katılın aramıza. Ve cefakar taraftarlar, yemeden içmeden biriktirip, stat kasalarını dolduranlar, kah coşup, kah ağlayanlar. Sizler için perdeyi aralamak boynumuzun borcudur..."

Dergi çok uzun ömürlü olamıyor, bugünlere erişemiyor. Ancak "Çizgi Metin" pes etmiyor. Şimdi, "SPORTMENCE" yeniden okurlarıyla buluşmak üzere. Hasat Basım-Yayın'dan çıkacak, ilk sayının kapak konusu "Forza Livorno"

Heyecanla beklemeye başladım ben kendi adıma. Metin Kurt, dimdik ayakta hala! Sportmence, yeniden yeşil sahalarda!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir