Deplasmanda Fethiyespor'la 1-1 berabere kaldık. 2 kırmızı kart gören ekibimiz, maçı 9kişi tamamladı. İlk gelen yorumlar, maçı yaklaşık 20 Demirsporlunun takip ettiği yönünde... Cem Yanık'ın golüyle 1-0 öne geçtik ancak önce bir kırmızı kart ve ilk yarının son dakikasında gelen gol, ikinci yarı planlarını doğrudan etkilemiş görünüyor. İkinci kırmızı kartla beki iyice bükülen takımın deplasmandan bir puan çıkarması iyi ancak grubun ortalama takımlarına karşı bir şekilde gol bulup 3 puanı çıkarmamız zorunlu diye düşünüyorum; hakemlerden dert yanmanın bir anlamı kalmadı artık.
Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...
Yorumlar