Ana içeriğe atla

Salazar'dan bugünlere...

Dünya darbeler tarihinde daha öncesi var mıdır bilmiyorum, bildiğim Portekiz'de darbeyle iktidara gelen Salazar'ın meşhur sözünün kendi alanında ilk olduğu: "Bu ülkeyi 3F olmasa yönetemezdim; fado-fiesta-futbol"

Yine dünya darbeler tarihinde daha öncesi var mıdır bilmiyorum, bildiğim Türkiye'de darbeyle iktidara gelen Kenan Evren'in Ankaragücü'nün düşürülmesine yaptığı müdahalenin kendi alanında ilk olduğu.

"Darbe", insanlara ve insanlığa çok fazla şey kaybettiriyor. Her şeyden önce can kaybettiriyor, canını kaybetmeyenlere oğullarını, kızlarını kaybettiriyor, sağlıklarını kaybettiriyor, demokrasiyi, konuşabilmeyi, evrimi kaybettiriyor, medeniyeti ve aydınlığı kaybettiriyor. Bunlarla beraber olmak üzere darbe futbola da çok fazla şey kaybettiriyor. Futbolu, afyon olarak kullanmak isteyenlerin eline oyuncak gibi vermemek için her futbolseverin darbe karşıtı olması gerekiyor..."diye düşünüyorum ben"

Salazar, Portekiz'de "Karanfil Devrimi" ile düşürülmüş, ardından eceliyle ölmüştü.
Kenan Evren, maşallah halen resim çizmekte...

Futbolu afyon gibi kullanmak isteyenler hala var. Ancak şimdi tribünlerde kendilerini kullandırmayacak bilinçteki kitle daha güçlü...

Bir daha hiç darbe görmemek, futbolu darbecilerin ellerine teslim etmemek dileğiyle...

(Foto, Porto'da bir duvardan..."Salazar'ı çok özlediyseniz yapabileceğiniz tek bir şey var" yazıyor metninde)

Yorumlar

Onur BİÇER dedi ki…
Steau Bükreş takımı Çavuşesku'nun takımıydı. Diğer takımların aleyhine önemli bir baskı söz konusuydu.

Darbeden söz açılmışken farklı bir konuya da değineyim. Dün 11 Eylül idi. Halkın oyları ile iktidara gelen üstelik de yerel seçimlerde desteği artan, halkına onurlu yaşama ve insana değer verme olgusunu tattıran Şili'nin lideri Salvador Allende'nin 11 Eylül 1973'te Amerika (Pinochet) tarafından devrilmesinin ve işkence döneminin başlamasının yıl dönümü.

11 Eylül terörün Amerika'nın içine girerek masum insanların feci bir şekilde ölümüne tüm dünya nezdinde tanık olunmasının da yıl dönümü. Aynı 11 Eylül birçok darbenin de aslında kapısını araladı. Afganistan'da Hamit Karzai, Irak'ta Talabani yönetimleri de 11 Eylül olaylarının uzantısı olan bir darbe niteliği taşıyor. Darbe ile iktidarda bulunan Pervez Müşerref'in devrilmesini de ben 11 Eylül'e bağlıyorum.

Bir diğer acı yönü de dün Cnbc-e'de izledim. Srebrenica Katliamı'nın da yıldönümü imiş.

Maalesef 11 Eylül dünya tarihine acıların yıldönümleri daha da kötüsü başlangıçları olarak geçti.

SONUÇ MU? İÇİM ACIYOR.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir