Ana içeriğe atla

Kadın dediğin bir yaştan sonra evine kapanmalı !

Adana'dan Kayboluş, nefis bir tespitini mailimize gönderdi. Kadınlar Ligi statüsünde;

"2008 - 2009 Sezonu Bayanlar 1.Ligi'nde 1985 ve daha sonra doğumlu futbolcular oynayabileceklerdir. 1984 ve daha önce doğumlular yaşı büyük bayan futbolcu statüsünde olup 18 kişilik esame listesinde en fazla 5 yaşı büyük bayan futbolcu yazılabilir ve oynatılabilir."

şeklinde bir kural mevcut. Süper Lig statüsündeyse yaş mevzusu,

"Turkcell Süper Lig Kulüplerinin katılacakları resmi müsabakalarda, müsabakanın oynanacağı tarihte kulübe tescil edildiği tarih üzerinden en az iki yıl süre geçmiş, 01.01.1986 ve daha sonra doğmuş bir TC vatandaşı profesyonel futbolcuyu 18 kişilik müsabaka isim listesinde bulundurmaları zorunludur."

olarak geçmekte.

Kadınlar ve erkeklerin oynadıkları en üst ligde, yaşa göre oluşturulan bu statü farklılığı nedendir diye sormadan edemiyor insan. 1985'den önce doğmuş kadınların eve dönüp çocuk yapmaları/bakmaları mı bekleniyor acaba? "Hadi yeter bu kadar futbol oynadığınız, ezan okundu herkes eve" mi denilmeye çalışılıyor?

Peki bu konuya, kadın futbol takımları nasıl bakıyor? Nasıl bir tepki vermişler? Bilen varsa yorumlara bekliyoruz...

Kayboluş'a ayrıca teşekkür ederiz bilgilendirmesi için

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir