Ana içeriğe atla

Hrant Gol ! Gol ! Gol !


Hrant Günlükleri - 23 Ocak 2007
"Lig B Yükselme Grubu takımlarından Adana Demirspor Kulübü'nün hafta sonu sahasında yapacağı Alanyaspor maçında Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesini kınamak amacıyla sahaya "Hepimiz Hrant Dink'iz, hepimiz Ermeniyiz" yazılı pankartla çıkma isteği, Futbol Federasyonu tarafından uygun görülmedi."
Geçtiğimiz yıl Ocak ayında, bu talebi "uygun görmeyen" kafa yapısı, o pankartın sahaya çıkmasını engelledi. Ancak, bu düşüncelerin sahaya çıkmasını, birilerinin "yahu bu halklar kardeştir" diye düşünmesini, birbirlerini sevmelerini nasıl engelleyebilirler ki?
Yarın Ermenistan - Türkiye milli maçında, her iki halktan "güvercinsevenlerin" kalplerinin beraber atmasını nasıl engelleyebilirler ki?
Yarın, çocukluğunda bir maç öncesi çekilmiş yukardaki fotoğrafın sol ucunda yer alan acar forvet Hrant'ın, her iki takım için çıkıp sahada ter dökmesini nasıl engelleyebilirler ki?
Ermenileri sevmeyen Türkleri, Türkleri sevmeyen Ermenileri sevmiyorum...
Bütün bir tarih, coğrafya, sosyal ilişkiler silsilesi, bize her tür kardeş olması fırsatı vermişken her iki halktan ibişlerin çıkıp bunu baltalamasını sevmiyorum...
Sevmenin, kardeş olabilmenin sonsuz mutluluğu dururken öldürmeyi, katletmeyi, yakmayı, yıkmayı onur bilenleri sevmiyorum...
Ben, güvercinleri seviyorum. Türkiye'nin bir kısmının ve Ermenistan'ın bir kısmının sevdiği gibi...
Biz, bize yeteriz. Yarın yeşil sahada, bizim için beyaz güvercinler ve acar forvet Hrant olacak!
Hrant atacak, Türkiye 1-0 öne geçecek
Hrant atacak, Ermenistan 1-1 beraberliği sağlayacak
Hrant kurtaracak,
Hrant koşacak,
Hrant barıştıracak...
Hrant GOL! GOL! GOL!

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
İbrahm Altınsay, buhaftaki yazısında şöyle diyordu:
"Siz sınırı kapalı tuttukça ve büyük güçlerin koltuğunun altından dayılanma politikası izledikçe, barışseverler ‘bölücü’, ‘güvenlik tehdidi’, ‘posmodernist’ diye iyice eziliyor. Irkçılar, intikamcılar, yani savaşseverler daha da azıyor.
Siz savaşseverlerle aynı takımda oynuyorsunuz, biz Ermeni ve Azeri futbolseverlerle aynı takımda."

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=YazarYazisi&ArticleID=896801

Ayrıca foto da Hrant'ın bi ara oynadığı Taksimspor'dan sanırım...
vertumnus dedi ki…
Bana İbrahim Altınsay'la gelene ben de Tanıl Bora'yla gelirim...Böyle de bir insanım

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=210868

Foto Taksimspor diye düşünüyorum ben de.
yavuzy dedi ki…
Tanıl bora, bugün de derleyici toparlayıcı bir yaız yazmış bu konuda;

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=YazarYazisi&ArticleID=897352
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Demirsporun sahaya o pankartla çıkmasını istemeyen KAFALARDAN BİRİSİYİM. Ancak bu Ermenilere karşı herhangi bir olumsuz yargıya sahip olduğum anlamına gelmez. Eğer o pankartla çıkılsaydı Demirsporun her hafta farklı bir pankartla sahaya çıkması icap ederdi.
Bu arada yaklaşık 2 hafta önce Andelip İhsan vefat etti.
vertumnus dedi ki…
Alp Abi, o kafa senin kafa değil.

"...Futbol Federasyonu tarafından uygun görülmedi.
Geçtiğimiz yıl Ocak ayında, bu talebi uygun görmeyen kafa yapısı..."

yazmıştım ben. Federasyon kastedildi orada.

Ermeniler-Türkler hakkında aynı düşünüp pankart konusunda farklı düşünülebilir. Bizler içimizde, halklar arası bir dostluktan yana olabiliriz ancak bunun ifade yönteminin pankart olması-olmaması konusunda herkesin politik tavrı farklı olabilir.

Bu dostluğa inanan ancak pankartın bu konuda kullanılmaması gerektiğini düşünen insanlarla "o kafa yapısı"nı aynı kefeye koymuyorum kesinlikle...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir