Ana içeriğe atla

DJURGARDEN 1-1 AIK STOCKHOLM


Laciverti bizim lacivertimiz kadar delikanlı,mavisi bizimki kadar umutlu...Uzaklardan bir lacivert-mavi,soğuk diyarlardan.Bakmayın siz iklimine,içinde laciverti ve mavisi varsa orda soğuk vız gelir.Takarsın kaşkolunu ve bereni,giyersin eldivenini ,tribünde girersin hiç tanımadığın bir renkdaşının koluna,ısınıverirsin.Üstelik yanındaysa
1.70'lik İsveçli cine, ısınmak ne kelime kavuruverir valla,kül olursun...
Sanırsam bu ayrıcalıklı renklerin kaderi hep aynı,hep şanssız.Tarih 24.09.2008 ,adrenalin tavan yapmış.Stockholm derbisi,rakip AIK Stockholm.Yenilirsen madara olacaksın,Olmazsa olmaz bu maçı alacaksın,bir Djurgarden taraftarı için maçların en önemlisi.
Oyuna güzel başlanır ve Djurgarden henüz 11.dakikada golü bulur.Her şey yolunda gider.Ama Demirsporumuzun yediği son dakika golleri gibi Djurgarden'ın da kaderi aynı olur;zafer şarkıları söylenirken uzatma dakikalarında gol yiyerek maç 1-1 berabere biter.
Ne yapalım,onların da canları sağolsun.Renklerde var bir asilik,canları nasıl istiyorsa öyle yapıyor işte.
İşin ilginç tarafı AIK Stockholm'un renkleri de Bucaspor gibi sarı-lacivert.

Yorumlar

vertumnus dedi ki…
Selam olsun soğuk diyarlardaki mavi-lacivert kardeşlerimize...Onlarla bir maç izleyeceğiz bu sene içinde, ben öyle hissediyorum. Ankara Tayfası, Stockholm'e deplase olacak :)
yavuzy dedi ki…
ben her hafta sonuçlarını ntvspor'dan takip etmeye çalışıyorum; sevgili togepy, blogun isveç muhabiri olaraki her hafta bizi bu konuda aydınlatırsan seviniriz...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.