Ana içeriğe atla

Adanasporlular İçin Tezahürat Dersleri # 1


Adana Demirspor - Adanaspor arasındaki rekabeti, ben hep "aynı şehrin, farklı aşklara sahip delikanlıları"nın rekabeti olarak gördüm, görmeye çalıştım ( bkz. http://demirgibiyiz.blogspot.com/2008/02/derbiye-doru.html ) İşin romantik kısmı bu. Lakin hissettiklerim elbette yalnızca romantizmden ibaret değil, bir de hınzır kısmı var bu rekabetin. "Rakibi, sinirden kudurtma" duygusu üzerine kurulu. İşte tam da bu kısmımı keyiften dört köşe yapacak bir haber geldi bugün mailime.

Yukarıdaki alıntı (tıklayıp büyütünce daha net seçilecektir) Adanaspor taraftarlarının sitelerinin birinden. Yazar ismi ve avatarını ben yok ettim. Başlık boyunca tribüne ilişkin bir takım şeyler konuşulup paylaşılmış. Bu kardeşimiz de kendi(???) tezahürat önerisini söylemiş.

Öneriyi kesinlikle destekliyorum! O kadar öyle ki, tüm Adanaspor tribünlerinin bunu hep bir ağızdan söylemesini istiyorum. Kendi başlarına hiçbir şey yaratamadıklarını, bizi görüp, öykünüp, taklit etmeye gayret ederek ancak tribüne biraz benzeyebildiklerini, kafalarını yastıklarına koyduklarında "Allahım noolur artık Demirsporlular'ın yaratıcılıklarını durdur!" diyerek uykularının kaçtığını iyice hissetmelerini istiyorum. Vakt-i zamanında Ankaralı Anarşistlerce, benzer ancak farklı biçimde kullanılan ve tribüne bizzat bizim getirdiğimiz bu tezahüratı fütursuzca bağırmalarını istiyorum!

Forumdaki o arkadaş da aynı benim gibi düşünüyor sanırım. Yalnız, maratonla da yapılabileceğini düşündüğü bu tezahüratı önce kapalıya öğretmek gerektiğini söylemiş. Biraz kaygılanmış gibi geldi bana...Telaş yok, yardımcı olacağız efem.

Buyrun, o tezahürat nasıl yapılmış zamanında görerek öğrenin...

"ADANA DEMİRSPORLULAR, ÖĞRETİR..."

http://demirgibiyiz.blogspot.com/2008/05/vertumnusun-haykr-ve-haykrtmas.html

Yorumlar

göktuğ dedi ki…
Arkadaşım bana malum yazının linkini gönderdiğinde, benden gecenin geç saati olduğu için kahkalarıma dikkat etmemi istemişti. Bu videodan , bu yazıdan sonra saatte uygun dikkat etmiyorum, ne yapıyorum GÜLÜYORUM:)))
serdanka dedi ki…
Yahu o tezahüratın çıkış yerini hatırlıyorum, adana trenine yetişmeye çalışıyorduk, taksideydik, nefesten çıkmıştık hatta i.melih yolu kapatmış olduğu için başka yoldan geçmiştik, önce ben dedim aklımda bir şey var diye, buna benziyodu ama iyi değildi sonra vertumnus bu teazhüratı söyledi çok hoşumuza gitmişti, trende de tekrarladık bir sürü :)))) Gülünmeyecek gibi değil!!! Yapmayın pisicikler:) sürekli bu duruma düşmeyi bırakın :)
Fırat Ateş dedi ki…
aslında bu tezhüratında ilk çıkış noktası ÖDP'ye (Özgürlük ve Dayanışma Partisi) dayanır. orjinali şöyle bir şeydi sanırım: "-ne istiyoruz? -özgürlük, -ne zaman? hemen şimdi? -vermeyecekler. -alacağız. -yaşasın özgürlük dayanışma... şeklinde.. yani hadi biz bunu kendi takımımıza uydurdukta (a)danasporlulara ne oluyor arkadaş çorbanın suyunun suyu gibi...
Kurtuluş ! dedi ki…
Fırat ateş sende hiç memleket sevgisi varmı ?
Adanayi seviyormusun
yoksa desteklediğin şehrin
adana ismini dana yapip dalgami geçiyorsun
benzer şeyin kendi takım üzerindede uygulanabileceğini biliyormusun ?
şehrini sevmeyen şehrine sahip çıkamaz.
vertumnus dedi ki…
Ben de ilk Anarşistlerden duymuştum işte (Ha, o anarşistler ÖDPli olabilir elbette bilemiyorum)

- Ne istiyoruz? Özgürlük!
- Ne zaman? Hemen şimdi!
- Vermeyecekler! Alacağız!
Yaşasın .... (bu kısmı hatırlamıyorum :))

Hemen ardından da "Ne tanrı, ne devlet" diye bağırırlardı bir de kendileri...
Onur BİÇER dedi ki…
Spordaki rekabeti, üstelik bu rekabetin tatlı kısmını, hemen vatan millet memleket sevgisine dökmek, bir ölçü haline getirmek bence doğru değil. Keşke rakip takımların birbirlerine yaptıkları tezahüratlar "Danaspor veya "Dana Demirspor" gibi saf tezahüratlar olsa. Ben bunu hoş görürdüm. Yüzümde tatlı bir tebessüm belirirdi. Ama bunu memleket sevgisine bağlamak da yüzümü bir o kadar asıyor. Kimsenin memleket sevgisi açısından eksiği yok. Emin olunuz.
Fırat Ateş dedi ki…
adanayı sevip sevmemenin, turuncu beyaz renklere sahip takımla ne ilgisi var anlayamadım? nasıl bir mantık bu?

neyse o zaman yine batuhan arkadaşımızın mantığıyla hareket edelim. geçmişte demirspor'u yok saymayı, adana'da tek takımmış gibi stadyumu zaptetmeyi, vs.vs. adana'yı çok sevdiğiniz ve demirspor'a saygınızın sonsuz olmasından ötürü mü yaptınız?

adana sevgisini bize anlatmayın biz onun ne olduğunu çok iyi biliyoruz ve bu sevgiyi tuttuğumuz takım üzerinden de yeniden üretebiliyoruz hiç merakınız olmasın. ilkeselmiş gibi davranıp ama elaltından iş yürütenlerden değiliz biz. neyse onu söylüyoruz...

toparlayacak olursak; adanayı sevmekle malum takımı sevmek arasında bir açı kurmak zorunda değildir hiç kimse, tıpkı sizinde adanayı sevipte demirsporu sevmek zorunda olmadığınız gibi...
yavuzy dedi ki…
Arkadaşlar, bu yazıyı kaldıralım blogtan, Adanaspor-MİY bu tip takımlarla ilgili haber girip spekülasyon yaratmanın alemi yok; boşverin...
vertumnus dedi ki…
Yazıda bir küfür yok, hakaret yok. Girişinde de dediğim gibi bir "romantik" kısımla beraber bir de saygı çerçevesinde "hınzır" kısım besliyorum ben kendi içimde bu rekabette. Bunu yansıttığını düşünüyorum.

Herhangi bir Adanasporlunun tam da bu bahsettiğim "hınzırlık" kapsamında duyacağı kızgınlığın ötesinde yazının yaratacağı bir şey de yok. Biz onları kızdıracağız, onlar bizi kızdıracak. Taraftar olmanın keyfinin çıktığı bir alan bu diye düşünüyorum.

Kaldı ki Adanaspor'la ilgili bir haber de değil bu. Bizim (ve hatta başlangıcında bizzat Ankara Tayfası olarak bizim) söylediğimiz bir tezahüratın onlar tarafından gecikmeli alınmaya çalışılmasına karşı yazılmış ironik bir metin. İroniyi anlayana elbette.

"Taraftarlık" hissiyatımızın içinde biz, bu bahsettiğim hınzırca sinir etme duygusunu taşıyorsak eğer (ki ben bugüne dek hepimizde bir şekilde bu duygunun olduğuna tanık oldum), blogda bunun bulunmasının sakıncası yoktur diye düşünüyorum. Burası resmi bir site değil, kişisel görüş ve duygularımızı yansıttığımız bir mecra sonuçta.

Ancak, elbette işin "yorum yazma" kısmında bu çerçevenin devam etmeme olasılığı var. Durumun ansızın keyifsiz, yazılan yazının oluşmasını amaçladığı taraftarlık bilincinin hiç de onaylamadığı ve desteklemediği denli keyifsiz bir hal alması olasılık dahilindedir tabi. Ancak bu noktada keyifsizliği yaratan yazının kendisi değil, yorumların kendisi olacaktır.

Dolayısıyla, yazının kalmasından, ancak blogumuzun bugüne dek hep sürdürdüğü ilkeli çizgisinden uzaklaşacak, yaratmaya çalıştığımız "taraftarlık kültürü ve terbiyesi"ne zarar vermeye yeltenecek herhangi bir "atışma" olması halinde bu atışmanın ortadan kaldırılmasından yanayım.
Onur BİÇER dedi ki…
Ben Adanasporluların Mersin İdman Yurdu taraftarlafının beni kızdırmasını isterim. Hatta özledim tatlı rekabetleri. Birbirlerine laf dokunduran ama birbirini öldürmeyen, dövmeyen, birbirine küfretmeyen rekabetleri özledim. Çok tatlı bir rekabeti yansıtıyor Vertumnus'un yazısı.

Diğer kulübün taraftarları bu sınır dahilinde kalmak koşuluyla kızdırın beni. Lakin bu hınzırca ama iyi niyetli yazıyı saldırgan bir tutumla karşılamayınız. İnanın söyleyecek hınzır bir sözünüz muhakkak vardır. Bu çizgiyi bozmayalım ne siz bozun ne de biz bozalım. Rekabetin hoşluğunu yaşayalım.
yavuzy dedi ki…
Ben kendimi liberal sanıyordum size göre, siz tam hoşgörü insanı çıktınız...Tribün aleminin böyle ince çizgilerden oluşmadığnı çoktan hissetmiş olmanızı beklerdim; beyhude bir çaba bu. Adanasporluların ya da MİY'lilerin beni kızdırmasını istemem; bu tatlı muhabbet yalnızca sanalda olur ve tokat yüzünüze reelde patlar. Peki ozaman, Fırat Ateş'e, daha sakin olunuz, demekle yetineyim.
comandante dedi ki…
Batubilir'e...

"şehrini sevmeyen şehrine sahip çıkamaz" demiş arkadaş. Bu tezahüratta olduğu gibi bu arkadaşa şehrine sahip çıkması gerektiğide söylendi tarafımızdan nasıl mı? 3sene önceydi bizim kartal park dediğimiz yerde asabiler grubu olarak toplanmışlardı bir sprey operasyonu yapmak için haber aldık ve 6-7kişi gittik.orda yaşadığı durumu kendisi iyi bilir,aradığımız kişi orda olmasına rağmen ismini söyleyememişti ;) Kendisiyle ilgili kısama geçim, daha küçük bir kardeşimizdir. Hangi takımı tutuyorsun diye soru soruldu Ramazan tarafından,kendisinin verdiği cevap Fenerbahçe oldu.Ramazan'ın kendisine dediği git kendi şehrinin takımını tut sadece Adanasporlu ol ozaman istanbul'un fenerbahçesini niye tutuyorsun olmuştu. Hatırladın mı batubilir ;)
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Herşey bir kenara da bu Adanasporlular bu linki tıkladıktan sonra sanırım sıpaya dönmüşlerdir. Gülmekten kendimi alamıyorum. Kilislileri geçtiler valla, bizdeki herşeyin kopyasını hemen yapıyorlar:-)))Bazen maç başlarken Turuncu Şimşekler diye üçlü çekecekler gibi gelmiyor da değil hani:-)))Bu hızla giderlerse bu da olur.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir