Bundan 53 yıl öncesi. Üzücü olaylar yaşandı. Kendi canlarımıza, aynı havayı soluduğumuz insanlarımıza, en masumane ifadeyle azınlık sıfatını taşıdıkları gerekçesiyle kıydık, mallarını yağmaladık. Yerlerinden yurtlarından ettik vatandaşlarımızı. O dönemde bizi tek teselli eden o vatandaşlarımıza yine bizim sahip çıkmamızdı. İnsanlara karanlık yüzümüzü gösterdiğimiz 6-7 Eylül olaylarını bir daha yaşamamayı, hep 8 Eylül ve devamında olduğu gibi aydınlık yüzümüzle birbirimizi kucaklamayı temenni ediyoruz. Sizin yanınızda acılarınızı unutmayarak durabiliriz ve unutmayacağız.
Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...
Yorumlar