Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu. Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar. Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek. Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta
2008'den Beri...
Yorumlar
Burhanettin lütfen siz ve sizin gibiler belediyenizi yönetim klüplere fon ayırın parayı verin susun.
yanılıyor olabilirim, yönetmeliği bulma imkanım olmadı ama ben %5 ayrılır yazıyor diye biliyor. %5 de 228 kişi ediyor. gene de 28 kişinin hakkı yenmiş, o doğru...
Ha, bunu bu noktadan alıp, federasyonun %5 kontenjanına atıfta bulunarak, "vatandaşın futbol izleme hakkı elinden alınamaz" noktasında vurmaya çalışacak avukat bulunur mu? onu bilmiyorum. bulunur da mahkemeden olumlu yanıt çıkarsa emsal teşkil eder mi? yalnızca Adana Demirsporlular olarak değil belki tüm taraftarlar böyle bir hukuki platformu zorlasak ne kazanırız gibi sorular mevcut...Ama hep hayal düzeyinde işte, benim kafamda en azından...