Ana içeriğe atla

Belediyeler ve Spor Kulüpleri

Spor camiasında son dönemlerin önemli tartışma konularında biri, belediyelerin spor kulüplerine verdiği destekti; bizzat belediye takımlarının üst liglerde boy göstermeye başlaması ile özellikle son iki sezonda bu konunun üzerine oldukça fazla yazıldı çizildi. Konunun sınırları, siyaset-spor ilişkisine doğru genişlediği için, tartışmanın içeriği de yoğunlaşıyor. Belediye başkanlarının ve yerel siyasetçilerin söylemleri, kullandığı ve kullandırttığı paralar, kentlerin ve camiaların bundan etkilenme biçimleri, yeni siyasi tartışmaları doğuruyor. Siyaset biraz da bu tür tartışmalarda takınan pozisyon ve olayları anlamlandırma biçimi değil midir zaten? Memleketin değerleri üzerinden kişisel prim yapanları sorgulamak da bu sürecin bir parçası; çünkü attığı adımlarla siyasi çıkar sağlayanlar bu adımların sorgulanacağını da hesaba katmak zorundalar.

Belediye Kanunu’nda açıkça belirtildiği gibi, belediyeler profesyonel kulüplere maddi yardımda bulunamıyorlar. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesi bunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Buna göre yardım sadece amatör kulüplere yapılabilir ve bu da maddi yardımdan ziyade ayni yardım şeklinde olabilir. Öte yandan 5018 sayılı Kamu Yönetimi ve Kontrol Kanunu, kamu idarelerinin, önceden bütçelerinde göstererek, kamu yararı kapsamında dernek, vakıf gibi kuruluşlara yardımda bulunabileceğini belirtiyor. Sayıştay’ın bazı kararlarında belediyelere, o kentin "belediyespor" adlı takımına yardım ettiği için, aleyhte karar verdiği ve ödemelerin ger alınması gerektiğine dair kararları da var. Muğlak bir kavram olan kamu yararı ilkesi, örneğin futbol kulüplerinin çalışmalarını kapsıyor mu? Bu önemli bir tartışma konusu.

Bununla birlikte bir çok Anadolu kulübünün belediye desteğiyle ayakta kaldığı biliniyor. Peki bu nasıl mümkün oluyor? En klasik tabiriyle, farklı kanunların birbiriyle uyuşmaması, ya da bunlardaki açıklar bir şekilde “kılıfına uydurularak” işlerin yürümesine olanak tanıyor. Sürecin şu şekilde işlemesi mantıklı görünüyor: Belediye başkanı, bir iş adamını kulübe yardım etmesi konusunda “ikna” ediyor. Verilen bağış, belediye üzerinden takıma aktarılıyor. Burada muhasebe oyunları devreye giriyor. Bağışçı ile belediye başkanı arasında kurulan “bağ”, takıma destek çıkan belediye başkanına da işlerinin yoluna girmesini sağlayan iş adamına da yarıyor.

Kamusal bir iş yapan belediyelerin, spor fonları aracılığı ile bu tür yardımları yapması, belki ilke olarak yanlış değil; ama bunun nasıl yapıldığı; ne tip sonuçlar doğurduğu önemli. Örneğin Adana’da, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, basın önünde gerçekleştirdiği gösterilerle takımlara açıktan destek verdi. Yıllardır desteğin her türlüsü yapıldığı iddiasına rağmen, başarısızlığa takılıp kalan takımların en tipik örneği, Adana Demirspor, belediyelerin kentin takımlarını nasıl kullandığına güzel bir örnek.

Yasal sıkıntıları aşıp, verdiği desteği bir gösteri haline, kişisel bir lütfa çeviren ve takımın onsuz olamayacağına ikna eden Aytaç Durak, her seçim döneminde de bu adımlarını gayet iyi kullandı. Fakat, 15 yıldır başarıyı yakalayamayan Adana Demirspor, tıpkı kentin yıllardır ekonomik anlamda gerilemesi gibi, Aytaç Durak yönetimindeki girdaba demir attı. Bu durum gösteriyor ki başarısızlık da bir politika olarak spor kulüplerinde kullanılabilir.

Esasen belediye desteğine sığınan dernek statüsündeki takımların, sahip arama çalışmalarını taraftar gücünden almaları gerekir ki kulübün asli sahipleri onlardır ve derdimiz futboldan-spordan siyaseti uzak tutmak değil tersine siyaseti doğru bir şekilde kullanarak, süreci kendi çıkarlarına işletenlere karşı tabanın gücünü harekete geçirmek olmalıdır.

Yorumlar

Semt Aşığı dedi ki…
abi ben belediye başkanını tribünde görmekden tiksiniyorum ama Beykoz'a katkısı olacaksa,olumlu yönde işler yapacaksa.Deplasmana otobüs verir (takıma ve taraftara), para bulması için yol açar, tesisleşmede brökrasiyi ortadan kaldırır.Parti n olursa olsun o adaya oy veririm.Belediye sporlar ap ayrı birşey.Kendi blogumda;Vefa harbiden İstanbulda bir semtmiş" yazımdada değinmişdim.Semtine sahip çıkamayan kentine nasıl sahip çıksın

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.