Mağlubiyet sonrası dönüşte direk bir gönderi girmiştim. "Şimdilik" başlığı altında , burada kalemdaşlarım olayları hem tarihsel hem de son 2 seneki süreç bakımından özetlemişlerdi. Uzun zamandır yazmadım, hem yoğunluk hem de olanları uzaktan izleme gereksinimi hissetmek bu uzun aralığa sebeptiler.
Bugüneymiş nasip. Ben son 2 senenin karşılıklı olarak biraz değerlendirmesini hem de olup bitenleri kendi çerçevemdeki görünüşlerini aktaracağım.
Geçen seneyle bu senenin ilk farkı başlangıç ve tecrübe farklılığı , 2 sezonun ilk maçlarından olan ilki geçen seneki Cizrespor (yanlış hatırlamıyorsam), diğeri Mersin İdman Yurdu maçı oyun kalitesi olarak çok farklıydı. Bu sene daha oturmuş bir takım , daha birbirini tanıyarak oynayan futbolcuların ortaya koyduğu bir futbol vardı. Nitekim bu tecrübe ve adaptasyon evresini geçirmiş Demirspor klasman gruplarında geçen seneye göre daha rahat bir görünüm çizdi. Bu takım Türkiye kupasında ilk 8 e kaldı ki grubundaki 3 süper lig takımına rağmen. Gel gelelim geçen seneden miras, hatta kanıksanmış olduğumuz Demirspor futbol çizgisine.Gene bir performans düşüklüğü play-off grubunun 5. - 6. maçından itibaren, yumurta kapıya dayanınca gene bir gazla potaya girilme hatta 2 hafta önceden garantileme şansı bile geçmişti ki ...
Uzun lafın kısası, bu sene rakipler daha zor kolay dinlemeden çoğu maçı kazanmayı bildik, ama ne hikmetse gene kahır zamanları başlamıştı 16. haftadan itibaren. Taraftarın boynunu bükmeye başlamışlardı. Susuldu Giresun maçında susuldu, Adana maçında susuldu, Mersin maçında susuldu. Taraftarlarımız biber gazıyla haşı neşir hale getirildi. Vebal alma konusunda sınırları aşan yöneticiler ve kendi çıkarlarını bizlerin , renklerin ve Demirsporluluğ'un üzerinde tutanlar bir deyimle, bu hazin sona doğru yol aldırdılar. Gene hüsran oldu , gene tribün kültürü ve futbol anlayışı bizimle kıyaslanamayacak takımları "itinayla" güle güle diyerek uğurladık. Bizler arkada su döken ev sahibine döndük bir manayla.
Bu çile elbet birgün bitecektir, elbet güzel günler gelecektir, masmavi seneler bizi kucaklayacaktır. Bizler bu mutluluğu yakalayacak olanlarız yakaladıktan sonra da olacak güzel tablonun devamını yıllar boyu sürmesini sağlayacak olan taraftarlarız. Bu dönem en ağır dönemlerden bir tanesi, bizden küçüklere taraftarlık, taraf olma olgusuyla yeni tanışan arkadaşlara Demirspor sevgisini aşılamak zor olacaktır. 2 sene üst üste stüdyosu farklı senaryolar bizlerin bile aklında zalimce yer ettiğine göre bizden küçükler için bir travma niteliği bile taşıyabilir son 2 sene. Bizler bu durumda Demirspor sevgisini yaymakla yükümlüyüz, bizler kalemimizle , sözümüzle , düşüncemizle geleceğin Demirspor'unu oluşturacak olanlarız. Bizler yükü çok fazla hissedenleriz.
Demirsporluluk bir sorumluluk alma meselesidir, çıkar meselesi değildir. Demirsporluluk başka herhangi bir takımın tamamlayıcısı olarak ya da düşmanı olarak tanımlanacak olgu değildir. Demirsporluluk ŞEREF, ONUR, GURUR üçlemesinin vücuda gelmesidir. Demirsporluluk kardeşliktir, abiliktir, paylaşımdır, sevgidir, saygıdır; dikiz aynası parçalamak değil hele hele Halın takımıyken halka saldırmakk hiç değildir.Demirsporluluk sen , ben , biz yani HEPİMİZ demektir.
Önceden de söylediğim gibi: "Şimdi bizlerin zamanıdır."
Bugüneymiş nasip. Ben son 2 senenin karşılıklı olarak biraz değerlendirmesini hem de olup bitenleri kendi çerçevemdeki görünüşlerini aktaracağım.
Geçen seneyle bu senenin ilk farkı başlangıç ve tecrübe farklılığı , 2 sezonun ilk maçlarından olan ilki geçen seneki Cizrespor (yanlış hatırlamıyorsam), diğeri Mersin İdman Yurdu maçı oyun kalitesi olarak çok farklıydı. Bu sene daha oturmuş bir takım , daha birbirini tanıyarak oynayan futbolcuların ortaya koyduğu bir futbol vardı. Nitekim bu tecrübe ve adaptasyon evresini geçirmiş Demirspor klasman gruplarında geçen seneye göre daha rahat bir görünüm çizdi. Bu takım Türkiye kupasında ilk 8 e kaldı ki grubundaki 3 süper lig takımına rağmen. Gel gelelim geçen seneden miras, hatta kanıksanmış olduğumuz Demirspor futbol çizgisine.Gene bir performans düşüklüğü play-off grubunun 5. - 6. maçından itibaren, yumurta kapıya dayanınca gene bir gazla potaya girilme hatta 2 hafta önceden garantileme şansı bile geçmişti ki ...
Uzun lafın kısası, bu sene rakipler daha zor kolay dinlemeden çoğu maçı kazanmayı bildik, ama ne hikmetse gene kahır zamanları başlamıştı 16. haftadan itibaren. Taraftarın boynunu bükmeye başlamışlardı. Susuldu Giresun maçında susuldu, Adana maçında susuldu, Mersin maçında susuldu. Taraftarlarımız biber gazıyla haşı neşir hale getirildi. Vebal alma konusunda sınırları aşan yöneticiler ve kendi çıkarlarını bizlerin , renklerin ve Demirsporluluğ'un üzerinde tutanlar bir deyimle, bu hazin sona doğru yol aldırdılar. Gene hüsran oldu , gene tribün kültürü ve futbol anlayışı bizimle kıyaslanamayacak takımları "itinayla" güle güle diyerek uğurladık. Bizler arkada su döken ev sahibine döndük bir manayla.
Bu çile elbet birgün bitecektir, elbet güzel günler gelecektir, masmavi seneler bizi kucaklayacaktır. Bizler bu mutluluğu yakalayacak olanlarız yakaladıktan sonra da olacak güzel tablonun devamını yıllar boyu sürmesini sağlayacak olan taraftarlarız. Bu dönem en ağır dönemlerden bir tanesi, bizden küçüklere taraftarlık, taraf olma olgusuyla yeni tanışan arkadaşlara Demirspor sevgisini aşılamak zor olacaktır. 2 sene üst üste stüdyosu farklı senaryolar bizlerin bile aklında zalimce yer ettiğine göre bizden küçükler için bir travma niteliği bile taşıyabilir son 2 sene. Bizler bu durumda Demirspor sevgisini yaymakla yükümlüyüz, bizler kalemimizle , sözümüzle , düşüncemizle geleceğin Demirspor'unu oluşturacak olanlarız. Bizler yükü çok fazla hissedenleriz.
Demirsporluluk bir sorumluluk alma meselesidir, çıkar meselesi değildir. Demirsporluluk başka herhangi bir takımın tamamlayıcısı olarak ya da düşmanı olarak tanımlanacak olgu değildir. Demirsporluluk ŞEREF, ONUR, GURUR üçlemesinin vücuda gelmesidir. Demirsporluluk kardeşliktir, abiliktir, paylaşımdır, sevgidir, saygıdır; dikiz aynası parçalamak değil hele hele Halın takımıyken halka saldırmakk hiç değildir.Demirsporluluk sen , ben , biz yani HEPİMİZ demektir.
Önceden de söylediğim gibi: "Şimdi bizlerin zamanıdır."
Yorumlar