Ana içeriğe atla

AYTAÇ DURAK'I NEDEN İSTEMİYORUZ? -4-

Adanaspor maçı:

Adanaspor maçını kazansaydık veya en azından berabere kalsaydık şampiyonduk. Adanaspor açısından play-off oynanması garanti idi. “Adana” ilk şampiyonunu çıkarmanın hemen eşiğinde idi. O tarihlerde yöneticilerin beyanları şu şekilde:

Gönderdiğiniz Sadi TEKELİOĞLU: Adanaspor’u yenerek matematiksel olarak şampiyonluğumuzu ilan edeceğiz. Bu karşılaşma bizim için çok önemli. (Verilen beyanlar içinde kazanmamız yönünde beyan veren tek kişi Sadi TEKELİOĞLU’dur. Kim bilir belki şu anda takımda olmamasının nedenlerinden biri de budur!!!)

Aytaç DURAK: Ezeli dostluk ve Adana kazansın. Sayın DURAK bu maçta Adana’nın kazanmasının tek yolu Adanaspor’un kazanması idi. Çünkü bizim galibiyetimiz halinde matematiksel olarak doğrudan çıkmaları onların imkansız hale gelirken bizim garanti oluyordu. Diğer taraftan biz kaybedersek iki takımın da doğrudan şampiyon olmaları ihtimali doğuyordu. Bu durumda Adana’nın kazanması için maçı Adanaspor’un kazanması şarttı. Onursal başkan olarak Adana Demirspor’un şampiyon olmasındansa Adana’nın kazanması ve Adana Demirspor’un işinin ihtimallere kalmasını içeren bir açıklama yapmayı içinize nasıl sindirdiniz?

Bayram AKGÜL: İşin acı yanı bakın o tarihlerde Bayram AKGÜL ne diyor? “Bizim açımızdan rahat bir maç olacak. Adanaspor en kötü şartlarda ekstra play-off’da şampiyonluğu kovalayacaktır. İzleyenlerin zevk aldığı bir maç olsun.” Onların başkanı Adana’nın değil Adanaspor’un durumunu değerlendirirken ekstra play-off’u dikkate alıyor, bizi manevi olarak da desteklediği için onursal başkan olan siz zımnen maçı Adanaspor kazansın diyorsunuz!!!

Adanaspor Teknik Direktörü Eyüp ARIN: Maç sonrasında kazananın Adana olduğunu açıklıyor.

Mustafa TUNCEL: Yendik veya yenildik, hiç önemli değil. Zorlu maçta rövanşı rakibimize verdik. Bu Adana için hayırlı oldu. İki takımın da birinci lige çıkma şansı doğdu. İşte Sayın TUNCEL ve TUNCEL’i atayan siz Aytaç DURAK. Takımınız kazansa şampiyon olacak ve önemli değil diyorsunuz. Yazık, çok yazık.

Aytaç DURAK: Maç sonrasında çok garip bir açıklamanız daha var. Bunu açıklamanızı özellikle istiyorum. “Bu kentin valisi, Belediye Başkanı, her iki takımın yöneticileri ve taraftarlar üzerine düşen görevi yaptı. Ligin bitimine iki hafta kala Adana takımlarının el ele 1. Lige yükselmeleri için büyük fırsat doğdu. Artık söz iki takımın futbolcularında.” BU NE DEMEK SAYIN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI???

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...