Ana içeriğe atla

Mersin'de neler oldu?

Gelelim o anlara... Mersin'de otobandan itibaren polis konvoyuyla stada getirildik. Taşlanmayı bekliyorduk, yapmadılar. 8 otobüs ve 4 minübüs ile yaklaşık 500 kişi... Bizden önce, tek gelenlerle yaklaşık 1000. Stada girdiğimizde maç başlayalı on dakika olmuştu. Bir kaç dakika içinde, sahada ve saha dışında işlerin döndüğü ortaya çıktı. Geçtiğimiz hafta Karabük karşısındaki hırs, mücadele, presten eser yoktu. 11 kişi kapanan ve müthiş mücadele edip her topa koşan Mersin İ.Y. futbolcuları vardı ama... Hafta içi konuşulan, Karabük desteği-primi-vaatleri, artık her neyse, işe yaramış görünüyordu. Bizim kanatta ise zaten ayak oyunu bitmez. Rakibi açmak için en ufak bir mücadele yoktu. Yani, yönetimin oyunları aynen sahaya yansımıştı; sahadakilerin hiç biri "bu maçı alırsak şampiyonuz" havasında değildi. Oynamadılar-kazanmadılar.

Maç boyunca küfürler ve garip pankartlar eksik olmadı. Bütün Çukurova'nın tribünlerine kareografi anlamında çok şey kattık burası gerçek. Bu yıl tüm tribünler her anlamda peşimizden geldi. En azından yerlerinde saymadıkları için teşekkür etmek gerek onlara da...

Kendini sadece anti-ADS üzerinden kurabilen Mersin tribünlerinin tahrik edici tezahüratlarına karşılık verilmedi tabii ki... Maç bitti, Mersin İ.Y. şampiyon olmuşcasına sevindi. Bizim yönetim, haftalardır Çukurova kardeşliği, yöre takımlarının dostluğu gibi teranelerle Adana kamuoyunu oyalarken, atı alan Üsküdar'ı geçmişti, Mersin bir kez daha Adana Demirspor'un canını yakmakla övünüyordu.

Maç sonu, o üzüntüyle stadı terk etmekte geciken taraftarı bir de polis kışkırttı: Artık oyuncak haline gelen biber gazı yine genizlerimizdeydi... Ortalık o an karıştı. Kitlenin öfkesi polise yöneldi; onlar da insanları otobüse doluşturup apar topar yola çıkardılar, daha arkada gazın etkisinden kurtulamamış arkadaşlarımızı bırakmışken...

Konvoy ilerlerken bazılarımız çevredeki arabalara zarar vermeye kalktı. Öfke iyice kontrolden çıkmıştı. Ortalıklıkta Mersin taraftarı yoktu, belki maçtna bile habersiz vatandaşlar vardı.

Eğri oturup doğru konuşalım, öfkemizi doğru yere yöneltmedikçe, hakkımızı alamayız. Maç sonu o kızgınlıkla yaşananlar, bir şekilde kontrol altına alındıysa, kendi renktaşlarıyla karşıkarşıya gelme noktasına rağmen birileri o kızgınlığı durdurabildiyse, yine de sevinmek lazım. "Halkın Takımı" pankartı arkasında duruyorsak, ona yakışan şekilde davranmalıyız.

Olan biten, Demirspor taraftarına fatura edilince, tam da Aytaç Durak ve ekibinin ekmeğine yağ sürülmüş olur. Zaten en baştan beri dertleri kendilerini meşru, taraftarı suçlamak. Ama bu taraftar, gücünü doğru kullanıp, gerekenleri alaşağı etmeyi de bilecektir!

Yorumlar

Flying Dutchman dedi ki…
"Eğri oturup doğru konuşalım, öfkemizi doğru yere yöneltmedikçe, hakkımızı alamayız. Maç sonu o kızgınlıkla yaşananlar, bir şekilde kontrol altına alındıysa, kendi renktaşlarıyla karşıkarşıya gelme noktasına rağmen birileri o kızgınlığı durdurabildiyse, yine de sevinmek lazım. "Halkın Takımı" pankartı arkasında duruyorsak, ona yakışan şekilde davranmalıyız."


Şu yukarıdaki yazıları yazabilecek olgunlukta insanlar Türk taraftar camiasında çoğalmadan iyiye gitmeyeceğiz. İki senedir bir hedefi kovalayan bir taraftarın yıkıma yakın bir duygudan sonra bunları yazabilmesi çok güzel.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir