Ana içeriğe atla

Hep Kahır...


dur ! bırak !
kaynasın kahvenin suyu...
bana istanbul’u anlat nasıldı?
bana boğazı anlat nasıldı?
haziran titreyişlerle,kaçak yağmurlar ardı.
yıkanmış kurunur muydu o yedi tepe
ana şefkati gibi sıcak güneşte...
insanlar gülüyordu de,
trende,vapurda,otobüste
yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle
hep kahır,hep kahır, hep kahır...
bıktım be...
dur ! bırak !
kalsın, açma televizyonu!
bana istanbul’u anlat nasıldır?
şehirlerin şehrini anlat nasıldır?
beyoğlu sırtlarından,yasak gözlerinle bakıp,
köprüler, sarayburnu, minareler ve haliç’e...
diyiverdin mi bir merhaba gizlice?
insanlar gülüyordu de,
trende, vapurda, otobüste,
yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle...
hep kahır, hep kahır, hep kahır,
bıktım be...
dur ! bırak !
kımıldama,kal biraz öylece ne olur...
kokun istanbul gibidir,
gözlerin istanbul gecesi,
şimdi gel sarıl,sarıl bana kınalım.
gök kubbenin altında orda da beraber.
çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali,
hasretimin çölünde sanki bir pınar gibi...
insanlar gülüyordu de,
trende,vapurda,otobüste,
yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle...
hep kahır, hep kahır, hep kahır,
bıktım be...
işte böyle diyordu üstad nazım; hep kahır, bıktım be...
İlk gençlik yıllarımızın başlıca hayal kırıklıkları arasındaydı Demirspor. Ve 90'lı yıllar işte bu hayal kırıklıklarının damgasınını vurduğu bir dönem olarak kaldı geride. Yaşama tutunamamak konusunda taraftarıyla yarışan bir başka kulüp var mıdır acaba? veya akılları dumura uğratan şanssızlıklar vs. belkide içimizdeki bu demirspor sevgisi kendi yaşamımızdaki olan bitenle demirsporunda yaşadığı olumlu veya olumsuzlukların paralellikler taşımasıdır.. Sağolsun Demirspor bizlere bu acıların hepsini tattırdı yıllar yıllar içinde. her defasında yeni hüzünler ekleyerek... Ve biz her defasında -"yok bu kez olmayacak, bizde normal insanlar gibi normal sonuçlar yaşayacağız." diyerek avuttuk kendimizi. Ahmet Kaya dinledik "avutulmuş çocuklar çoktan sustu, bir ben kaldım tenhasında gecenin" dedik, yetmedi Leonard Cohen dinledik, meşhur mavi yağmurluk (famous blue raincoat) şarkısını acımıza katık ettik, Görkemli Kaybedenleri'ni okuduk. Özetle biriktirdik, biriktirdik, biriktirdik acıları...

Şimdi bu yıllardır biriktirdiğimiz hayal kırıklıklarına bir yenisini daha eklemek istemiyoruz! böyle bir lüksümüz kalmadı. Yani üzülmekte bir yerden sonra anlamını kaybetti bizler için. Şu içinden geçtiğimiz hafta bir karabasan veya bir kabus gibi bir şey olmalı ve Pazar akşamı bu kabusun bitmesi en büyük isteğimiz. Yoksa biz bu kadar acıyla ne kadar daha yaşarız bilmiyorum, en azından pazar akşamına kadar, adımdan gayrısını bilmiyorum...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.