Ana içeriğe atla

Adana Demirspor - İskenderun DÇ : 1-0 (24.05.08)

Play-Offların ilk maçını geride bıraktık. Yarı finaldeyiz. Alanya'yı 3-0 yenen Çankırı Belediye ile karşılaşacağız.

Takıma dair söylenebilecek çok fazla şey yok. "Kötü oynuyoruz" hemen herkesin ortak görüşü. Elemeli maçlarda iyi oyun beklemeye gerek yok, mühim olan turu geçmek görüşüne sonuna dek katlıyorum lakin bizim "kötü oynuyoruz"un yanına maalesef bir de "ruhsuz oynuyoruz" eklenince durum, o kabul edilebilir olma düzeyinden çıkıyor maalesef.



90 dakika boyunca etkili bir oyun sergileyemedik. İskenderun Demir Çelikspor zaten daha ilk dakikadan itibaren maçı 0-0'a hapsedip, penaltılara dek gitme arzusunda olduğunu gösteren bir oyun tarzındaydı. Buna rağmen bizden daha net pozisyonlar buldular. Bir tane atıp, geçemediğimiz defansları sayesinde üst tura çıkmaları an meselesiydi. Uzatmalarda biraz daha iyiydik sanki, hiç olmazsa atağımız oldu birkaç tane. Uzatmaların en son dakikasında bence tartışmalı bir penaltı kararıyla 1-0 galibiyeti bulduk. Ardından maç bitti zaten. Levent'in kırmızı kartı, günün en büyük kaybı. Yarı finalde yokluğu bizi etkileyecektir.


Taraftara gelince, şu an hepimizin içinde bir burukluk var. Stadyuma gelip 120 dakika boyunca susmadan bağıran da oldu, belki burukluktan belki protesto etme isteğiyle hiç bağırmayıp susan da. Play-Offa kalmak hepimiz için bir başarısızlık abidesi. Dün 118.dakikada penaltıdan gelen gole bile sevinemedi tribünün bir bölümü doğru düzgün. Yönetime dair binbir eleştiri var içimizde. Son 2 maçda içimizde kalmaya devam edecek gibi. Ancak burada çıksak da çıkmasak da mutlaka bir tepki örgütlememiz gerekiyor. Demirsporlular olarak, Demirsporlu olmayanlarca yönetilmeyi hak etmiyoruz.

Son söz, dün tribünleri mavi-lacivertin yanında yeşil-beyaza boyayan Konyaspor taraftarlarına; gösterdiğiniz misafirperverlik için çok teşekkür ediyoruz. Beraber, omuz omuza bağırdık dün. Atkılar, formalar değişildi karşılıklı. Adana Demirsporlu taraftarlar olarak hem tribünde hem şehirde attığımız her adımda sevgi ve saygıyla karşılandık. Adana Demirspor Konyaspor dostluğu, Konya'da Demirsporlu olarak dolaşılınca daha net anlaşılıyor. Tekrar tekrar teşekkürler zor günümüzde yanımızda olduğunuz için...

(Fotoğrafların bir bölümü: Since 71)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...