Ana içeriğe atla

yıllar geçse de üstünden...

Şubat 1975 tarihli Hayat Spor dergisinin, 15.sayfasının sağ köşesi Ali Hoşfikirirer'e ayrılmış; Adana Futbolu'nun yaşayan en önemli isimlerinden biri, allah uzun ömürler versin... Kalemi de güçlü olduğu için dönemin dergi ve gazetelerinde sıkça imzasını görürüz. Şöyle yazmış, Adana Demirspor başlıklı yazısında ki bugün bile hala geçerli:

"...Adana Demirspor'un eleştirilecek yanları da vardır elbet. Bütün Adana'lı sporseverler, en başta Demirspor'un istikrarsızlığından yakınmaktadırlar. Herkes, 'Demirspor büyük takımlarla oynarken rahat, ligin iddiasız takımlarıyla oynarken tedirgidir. Çünkü Demirspor büyük takımları ne yapıp edip yeniyor, iddiasız takımlar karşıında bocalıyor' diyor.

Örneğin ilk devre Boluspor'u yenip İstanbul'a geçmiş orada Fenerbahça ile berabere kaldıktan sonra Adana'da Zonguldakspor'a yenilmiştir. Hem de Zonuldakspor'a lige ilk galibiyeti, ilk gol atma sevincini tattırarak.

Galatasaray ve Beşiktaş galibiyetlerini, deplasmanda Eskişehir ve Göztepe beraberlikleri ile başarılı biçimde sürdürmüş, ardından Adana'da Giresun karşısında ecel terleri dökerek 3-3 berabere kalabilmiştir."

Böyle işte... Yıllar geçse de üstünde, eski tas eski hamam. Türkiye Kupası'nda iki kategori üstteki takımları yen, sonra gel kendi kategorinde son sıradaki takımları sevindir. Dolayısıyla, Hoşfikirirer'in 33 yıl önceki satırları hiç yabancı gelmedi bana.

Bu haftaki rakip Erzurum'da bize öyle bir sürpriz yapmıştı, grup sonuncusu ve henüz gol atamamışken bizi yenmişlerdi Şubat ayazında... Tıpkı daha sonra grup sonuncusu Pendik'e yenilmemiz gibi, ki haftaya görülmesi gereken bi hesap var. ve tıpkı daha önce klasman grubunda yine liderken grup sonuncusu Uşak'a yenilmemiz gibi... Her neyse... Yarın başka bi gün olacak. Demir için oynayacak çocuklar, inanıyoruz buna!

ve işte Demirspor 1975:


Kadro (dergide yazdığı haliyle):
üst sıra: Alaettin, Erol, İsmail, K.İsmail, Hasan, Kadir (malzemeci)
ikinci sıra: Suphi, Eser, Ercan, Ahmet, Necati, Gültekin, Kasım, Selahattin
üçüncü sıra: Muharrem Gülergin (yönetici), Burhan, Raşit, Yüksel Doğanay (antrenör), Şenel Savcı (Genel Kaptan), Haydar, İhsan Sabancı (yönetici)
Oturanlar: Rıza Erol (masör), Ahmet, Rasin, Halis, Güray.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...