Ana içeriğe atla

Tebe Volimo # 2

*****FOR HORDE-ZLA: (06 May 2008)

I've seen in my blog counter that, there are incoming visitors from "http://horde-zla.com/forum" to our blog, especially to the post below. I went to your site today and i become a member with username "vertumnus". My account hasn't been approved yet. I couldn't get contact with your moderators/admins, ı couldn't find an e-mail address. If anybody see this note, please take it to your admin and we can get the chance to make a conversation with you in your forums. Thanks, vertumnus...

Contact : vertumnus80@gmail.com
demirgibiyiz@gmail.com ******



Balkanlar bir akordeondur aslında. Hiçbir hanesini bir diğerinden ayıramazsınız, ayırırsanız ses çıkaramazsınız, müzik yerine sessizlik kalır ellerinizde. Öyle yapışıktır birbirine halkları. Düşman olmalarının suçunu ben hep, akerdeonu tutan dışardaki ellerde bulmuşumdur. Ne zamanki o eller sıkar çalgıyı, o zaman birbirinin üzerine biner, bir diğerini ezer, sıkıştırır, öldürür o halklar. Dünyanın en güzel müziğinin, en güzel kızlarının ve en deli ayyaşlarının memleketi ansızın kan,ter ve gözyaşı kaplı bir cehenneme dönüşüverir. Bosna, bir cehennemdir. Bosna, cennetin ta kendisidir.


Dün Tebe Volimo'dan söz etmişken ( tıklayınız ) sloganı ve pankartı aynı bizim gibi kullanan FK Sarajevo takımının taraftarından bahsetmeden olmaz. (Öncelikle, tribünde kronolojik hırsızlık takıntısı olanlar için söyleyeyim: 5 Ocak'ta asılı duran Tebe Volimo pankartının tarihi, Sarajevo'nunkinden eskidir.) Sarajevo 1946'da kurulmuş bir kulüp. Vakt-i zamanının Yugoslavyasında iyi işler yapmalarının ardından şimdi Bosna Hersek ligini domine ediyorlar. Taraftarı, Yugoslavya zamanında milliyetçiliğe karşı duruşuyla ün yapmış. Gün gelmiş, savaş kapıya dayanmış. Futbolcusu, taraftarı elele gitmişler cepheye. Cehennemi yaşamışlar beraber. Ardından dönmüşler ülkelerine. Tabi, dönebilenler...


Şimdi tribünde tek grup halinde değiller, bir kaç akıma bölünmüş haldeler. Aralarında başı "Horde Zla" çekiyor. Kaba bir çeviriyle : "Şeytanın Cemaati" diyebiliriz sanırım. Logo olarak da Azrail kullanıyorlar genelde. Bosna'nın en etkili tribün gruplarından biri halindeler. Türkiye'ye bayılıyorlar. İlginç bir tesadüftür, gurbette de etkili ve örgütlüler. Biz "Ankara Tayfası" gibi onların da "Horde Zla Stuttgart"ları var.

Dünyanın akerdeonu bu aralar savaştan nispeten uzak halde. Cehennemden cennete dönüş yolunda ilerliyorlar. Yüzler biraz daha güler oluyor artık. Hep gülsün...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir