Ana içeriğe atla

Inti Illimani ! Venceremos ! Geliyorlar !!!

Gözlerime inanamadım ilk anda. ODTÜ Bahar Şenliği programında gördüm, yetmedi gidip Inti Illimani'nin kendi sitesinden de baktım. İşte orada, resmen "Calendario"nun altında!
"07 Mayo - Turkei. Ankara Spring Festival"

Geliyor ulan! Inti Illimani geliyor resmen! Ankara'ya geliyor!

Grup Yorum'un, Yeni Türkü'nün kendilerine hem müzikal hem politik anlamda örnek aldığı, efsane grup geliyor. (Inti Illimani'nin de dahil olduğu devrimci müzik akımının isminin "Yeni Şarkı" olduğunu bir hatırlatayım)

Adana Demirspor taraftarının, bizim, "Venceremos" şarkılarını pankart yaptığımız grup geliyor. (Şili halk türküsü de derler, anonim de derler gerçi Venceremos için amma aldırış etmeyin siz. Venceremos demek Inti Illimani demektir, ayrılmaz onlar etle tırnak gibidir. Elbette halkın türküsüdür, aynı bizim "Uzun İnce Bir Yoldayım" gibi...)

Victor Jara'nın katledilmeden içinde bulunduğu, müzikal danışmanlığını yapıp aynı yola baş koyduğu grup geliyor. Darbenin ardından tutuklanarak Estadio Chile (Şili Stadyumu) içine konan. Orada gitarıyla "Venceremos"u çalmaya başlayınca, bir stadyum dolusu, bin, beşbin, onbin tutsağın eşlik ettiği Victor Jara'nın grubu geliyor. Daha fazla çalamasın diye elleri kesilen Victor Jara'nın, elleri olmayınca ıslıkla Venceremos'u çalmaya devam eden ve sonunda öldürülen Victor Jara'nın grubu geliyor.

1967 yılında Santiago Teknik Üniversitesi'nde kurulan grup geliyor, Deniz'in, Sinan'ın, Taylan'ın, Yusuf'un, Hüseyin'in ve daha nicelerinin yollarında dolaştığı Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ne geliyor. Tribününde kimsenin çıkaramadığı boyalarla "Devrim" yazan, her bahar şenliğinde çimlere mumlarla yazılan devasa yazıyla selamlanan, adı "Devrim Stadyumu" olan ve ilelebet öyle kalacak olan yerde konser vermeye geliyor. Şili'de bugün artık resmi adı Estadio Chile değil, Estadio Victor Jara (Victor Jara Stadyumu) olan yerden selam getirerek geliyor.
















Dünyada hala yaşamaya değer, insana değer, sevmeye değer, nefes almaya değer, bir Mayıs akşamı, ODTÜ'de, elde şarap, buram buram çim kokusuyla, ağzın kulaklarında bağıra çağıra şarkı söylemeye değer bir şeyler olduğunu bir daha hatırlatmak için geliyor.
Bir başka hayatın mümkün olduğunu hatırlatmak için geliyor.
Deniz'lerin asıldığı 6 Mayıs gününün bir ertesinde 7 Mayısta:
Zaferin bizim olduğunu hatırlatmak için geliyor.
"Venceremos" diye haykırmaya geliyor...
Aynı bizim, aşağıda haykırdığımız gibi...
(Video: Anavarza 1940)

Yorumlar

Ali Kayhan dedi ki…
Muhteşem bir konserdi, çimlere yazılan Devrim'deki her mumun hakkını verdiler. Ben de Venceremos haykırılırken stadda, herkese anlattım Demirspor'u, onun geleneklerini, Venceremos'un bizim için önemini.
mavillac dedi ki…
"ey büyük mavi
ey gök müsün nesin
ey açıklık seninle kim yarışır"


Turgut Uyar'ın bu dizeleri çok yakışırdı mabedimize...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir